ANKARA, 12 Ekim (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, valiler toplantısında ABD ile yaşanan vize krizine ilişkin şunları kaydetti:
* ABD-Türkiye arasındaki vize gerginliğini ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir
* ABD'nin stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez
* Barzani ile zamanında çatışan PYD şimdi onlarla beraberiz diyor; bunlar birbirinin dostudur, bizim dostumuz olamaz, bunu bileceğiz
* Vize krizi nedeniyle öğrenciler ABD'ye gidemiyormuş, gidemeyebilir; mesele milli ve yerlidir, mesele vatansa gerisi teferruattır
* Benim bankamın (Halkbank) genel müdür muavinini hiçbir suçu olmadan tutuklayacaksın, vatandaşımı hiçbir şey ortaya koymadan, yargılayıp itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin.. demokrasi, adalet bu mu?
* Koskoca ABD'yi Ankara'daki bir büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun; çünkü takınılan tavır aslında budur
* 'Sen benim stratejik müttefikime böyle davranamazsın' demeleri lazımdı ama diyemediler
* Bu yanlış bu büyükelçiden gelmiştir, büyükelçi 'hükümetim adına bu adımı attım' diyorsa, bunun dışişleri bakanı ve Başkan da arkasında duruyorsa kimse kusura bakmasın
* Biz de aldığımız kararın sonuna kadar arkasındayız
* Birileri yok saysa da Türkiye bir hukuk devleti, yargısı da bağımsız; adli süreçleri tamamen anayasa ve yasalara uygun yürütüyoruz
* Biz bir kabile devleti değiliz, bunu kabul etmek zorundasınız, kabul etmezseniz biz size muhtaç değiliz
* Paramızla silah istediğimiz zaman Kongreye soruyorsunuz ama terör örgütüne beş kuruş para almadan silah veriyorsunuz
* Bundan sonra artık "Sig Sauer" diye bir silahı artık polis teşkilatı kullanmayacak, kendi silahımızı kullanacağız
* Güney sınırımızdaki terör koridoru sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir, kimse bizi aldatmasın
* Diplomat vasfı olmayan, konsolosluğunda saklanan birinin hakkını arayacaksın; tutuklu bir papazı kurtarmaya çalışacaksın; böyle bir şey olamaz
* Emin olun çifte standartlar karşısında bizim gösterdiğimiz sabrı dünyanın hiçbir ülkesi gösteremez
* ABD yerel personeli olarak çalışan kişiyle ilgili süreçte de teamüllere ve usullere uygun hareket edildi
* Bu kişinin ifadesinin alınmaya başladığından itibaren yakınları/avukatının herhangi bir görüşme talebi olmadı; söylenenler yalandır, sadece dün kendisinin görüşme talebi olduğu savcılığa ulaştı
* Gerek ABD büyükelçiliğinin kararı gerekse sonrasındaki açıklamalar ne hakikat ne hakkaniyetle bağdaşmıyor
* Türkiye, vatandaşlarına karşı alınan haksız kararlar karşısında mütekabiliyet ilkesine göre hareket etti, sorunu büyüten biz değiliz
* Temennimiz ABD'li muhataplarımızın aklı selimle hareket etmeleri, dostluk ve müttefikliğimizi etkileyecek kararlardan kaçınmaları