Stephanie van den Berg
LAHEY, 28 Ağustos (Reuters) - ABD'li avukatlar bugün Uluslararası Adalet Divanı'nda (ICJ)yaptıkları savunmada, İran'ın ABD'nin uyguladığı yaptırımların kaldırılması için açtığı davanın reddini talep ettiler.
Avukatlar, İran'ın asıl amacının, Başkan Donald Trump'ın tanımadığı 2015 tarihli nükleer anlaşmanın ihya edilmesi olduğunu söylediler.
ICJ, ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için yargı veren en yetkili Birleşmiş Milletler mahkemesi. Kararları bağlayıcı olmasına rağmen mahkemenin yaptırım gücü yok. ABD, İran ve başka pekçok ülkenin ICJ kararlarını uygulamadıkları biliniyor.
İran, yaptırımların yeniden devreye sokulmasının, iki ülke arasında 1955 yılında, yani 1979 yılına yaşanan İran İslam devriminden önce imzalanmış bir dostluk anlaşmasına aykırı olduğunu savunuyor.
İslam devrimi sonrasında hızla bozulan ikili ilişkiler bugüne kadar düzelmedi.
ABD dışişleri bakanlığın hukuk danışmanı Jennifer Newstead, mahkemede yaptığı savunmada eski antlaşmanın hukuki bir kaçamak olarak kullanıldığını söyleyerek, "İran, Dostluk Antlaşmasının hükümlerini, tamamen farklı ve anlaşmazlıklarda hukuka başvurulmasını reddeden bir başka anlaşmayla ilgili iddialarını desteklemek için kullanıyor" dedi.
Danışman, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların mahkeme yoluyla değil diplomasiyle çözümlenmesi gerektiğini söyledi.
Trump 2015 anlaşmasından çekildikten sonra, Tahran'a karşı tek yanlı olarak yaptırımları yeniden devreye sokma kararı almıştı.
ABD'nin Avrupalı müttefikleri buna karşı çıktılarsa da, ABD tarafından cezalandırılmak ya da buradaki işlerini kaybetmek istemeyen Batılı şirketler yaptırımlara uymayı kabul ettiler.
İran ICJ'den, davanın tamamlanmasına kadar yaptırımların askıya alınması yolunda karar vermesini istiyor. Ancak bu süreç yıllar alabilir.
Mahkemenin bir ara karar vermesi bekleniyor fakat bunun için bir tarih açıklanmadı.
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber, linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir.
(Haberi çeviren Ayşe Sarıoğlu; Redaksiyon Can Sezer)