Alastair Macdonald
BRÜKSEL, 27 Nisan (Reuters) - Avrupa Birliği, Doğu Avrupalı üyelerinde baş gösteren ve demokratik temelleri tehdit eden liberalizm karşıtı milliyetçilikle mücadele için mali yaptırım silahını kullanacak.
Liderlerin "Diktatör" benzetmesiyle "Viktatör" adını verdikleri Macaristan Başbakanı Victor Orban'ın 8 Nisan seçimlerinde kazandığı büyük zafer ve Polonya'da mahkemelerin bağımsızlığına yönelik tehlikeler, İngiltere'nin gelecek yıl ayrılmasından sonra AB'nin geleceği hakkında alarm çanları çaldırıyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker Almanya, Fransa ve diğer varlıklı üyelerin de desteğiyle, 2021-2027 arası AB bütçesinde, yoksul Doğu Avrupalı üyelerin muhtaç olduğu mali yardımları, hukukun üstünlüğüne saygı şartına bağlayan önerilerini Çarşamba günü açıklayacak.
Önde gelen bir AB kaynağı, "Koşullar getirilecek" derken, bir başka kaynak, uygulanacak mali baskının "oyunu değiştireceğini" söyledi.
Üçüncü bir kaynak ise Orban'ın "illiberal (liberal olmayan) demokrasi" çağrısını ve sığınmacı karşıtlığını hatırlatarak, "Farklı değerlerle flört eden liderler ortaya çıktı" dedi ve bu durumun AB'yi Macaristan'a karşı yeni önlemler almaya ittiğini söyledi.
"Bu durum, AB için Brexit'ten çok daha büyük bir tehlike."
Bütçeyle ilgili ayrıntılar henüz kesinleşmedi ve bunlar üzerinde ciddi tartışmalar yapılması bekleniyor. Ancak Polonya'nın kamu harcamalarının yüzde 4'ten fazlası, Macaristan'ın ise yüzde 7'sinden fazlası net AB giderleriyle karşılanıyor.
Her ikisi de eski komünist rejimler olan bu ülkelerde AB'ye desteğin çok güçlü olmasının nedeni de bu.
Komisyon'un önerilerine göre AB antlaşmasının, mahkemelerin bağımsızlığı gibi, hukukun üstünlüğüne saygı koşullarına riayet etmeyen üyelere mali yardım kesilebilecek.
Juncker'in düşüncelerini yakından bilen isimler, 18 ay sonra Komisyon başkanlığından ayrılacak olan Juncker'in, arkasında
Doğu-Batı çekişmesini çözümlemiş ve en büyük üç üyesinden biri olan İngiltere'yi kaybettikten sonra kendisine çeki düzen verebilecek bir AB bırakmak istediğini söylüyorlar.
Bu ise, Orban ve Polonya'nın baskın siyasetçisi Jaroslaw Kaczynski'yi eleştiren çevreleri pek de memnun etmeyen, yumuşak bir yaklaşım izleneceğini gösteriyor.
POLONYA BOYUN EĞEBİLİR
AB yetkilileri, Polonya'nın oy hakkının elinden alınması tehdidinden kurtulmak için gelecek ay yapacağı adli reform sürecinde, AB'ye boyun eğebileceği görüşündeler.
Komisyon bu konunun, Polonya'nın yeni bütçede cezalandırılma korkusundan dolayı bir uzlaşmayla sonuçlanabileceğini düşünüyor.
AB yetkililerine göre Brexit'ten sonra AB'nin beşinci büyük ülkesi olacak olan Polonya, "baskıcı liderlerin" hizaya getirilmesi konusunda bir sınav olacak.
Ancak Polonya'daki iktidar partisi son dönemde daha yumuşak yaklaşım benimser gibi. AB'nin oy hakkını askıya alma sürecini Aralık ayına başlatmasından sonra, iktidar partisinin lideri olan Kaczynski Brüksel ile daha iyi ilişki kurabilen bir başbakan atadı.
AB Polonya'nın, yargıçların atanmasındaki uygulamalarını gelecek ay bütçe görüşmeleri başlamadan önce yumuşatabileceğini düşünüyor.
Juncker Doğu Avrupa ile ilişkiler konusunda Eylül ayında yaptığı bir açıklamada, "Doğudan batıya, Avrupa tek bir akciğerle nefes almalıdır. Aksi halde bütün kıta soluksuz kalır" demişti.
Bir AB yetkilisi, "(Bu ülkeleri) sisteme bağlı tutmak için çok çaba göstereceğiz. Doğru havuç ve sopayı kullanarak" dedi.
Macaristan konusunda ise Komisyon, Orban ile bir irade savaşına girmiş görünüyor. Yetkililer, Orban'ın Brüksel'e meydan okumaya devam edeceğini ancak yasal yaptırımlar nedeniyle bazı uygulamalarından vazgeçmiş olmasının, bundan sonra da böyle sonuç alınabileceğini gösterdiğini söylüyorlar.
Avrupa Parlamentosu, Macaristan'ın oy hakkının askıya alınmasını Komisyon'a tavsiye etmişti. Macar muhalefet siyasetçileri de AB fonlarının Orban'a yakın isimlerin elinde istismar edilmesinin engellenmesini istiyorlar.
Seçilmiş liderlerin demokrasiye zarar verdiğini söyleyebilmesi zor olduğu için Komisyon, daha çok ekonomik regülasyonları kullanıyor ve bir hükümetin mahkemeler üzerinde kullandığı yetkisini, AB'nin açık pazar ekonomisine zarar veren bir girişim gibi nitelemek zorunda kalıyor.
Avrupa Adalet Divanı'nın elinde de bazı silahlar var. Son dönemde alınan bir kararla Divan, AB'nin yargı bağımsızlığı konusundaki yetkisini güçlendirildi. Ve Polonya'da adil yargının olup olmadığıyla ilgili bir davada karar vermeye hazırlanıyor.
Bir AB yetkilisi, "Eskiden balıkçılık ve finansal konuları konuşurduk, şimdi ise temel değerleri tartışıyoruz" dedi.
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber, linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir.
(Haberi çeviren Ayşe Sarıoğlu; Redaksiyon Can Sezer)