ANKARA, 16 Aralık (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasında geçen Mart ayında yapılan göçmen anlaşması kapsamında gündeme gelen Türk vatandaşlarına vize serbestisi ve mülteciler için mali yardım sağlanması unsurlarının hayata geçmemesi halinde Türkiye'nin de B ve C planı olacağını söyledi.
Dün akşam Ankara'yı ziyaret eden Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile düzenlediği basın toplantısında Erdoğan'a vize serbestisinin gerçekleşmemesi halinde ne olacağı, Slovenya ve diğer AB ülkelerine yeni mülteci dalgalarının gidip gitmeyeceği soruldu.
"Biz vize konusunda beklenen neticeyi alamazsak, şüphesiz ki aynı şekilde Kızılay'a ödenmesi gereken rakamlar ödenmeyecek olursa, bütün bu verilen sözler yerine gelmediği takdirde, Türkiye'nin de bir B planı olacaktır, bir C planı olacaktır" diyen Erdoğan, "Hakkımızda alınan her karara ‘evet' demek mecburiyetinde değiliz. Çünkü Avrupa Birliği'nin bize bugüne kadar kazandırdığı hiçbir şey yok, bunu da özellikle açık ve net söylemek zorundayım" diye konuştu.
Türkiye ve AB arasında geçen yıl Mart ayında yapılan göçmen anlaşması, Türkiye üzerinden Yunan adalarına giden göçmenlerin Türkiye'ye iade edilmesi karşılığında Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanmasını ve mülteciler için kullanılmak üzere Türkiye'ye mali yardım yapılmasını öngörüyordu.
Vize serbestisinin en son bu yıl sonuna kadar gerçekleşeceğinin söylendiğini ancak gelişmelere bakıldığında bu konunun yıl sonuna kadar çözülmesinin mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, "Latin Amerika ülkelerinin AB ile ne alakası var? Ama Latin Amerika ülkeleri şu anda vize noktasında bu avantajı kendileri için kullanıyorlar. Bütün bunlarla beraber biz Türkiye olarak diyoruz ki onlara da verecekseniz verin; ama 53 yıl kapıda bekletilen Türkiye'yi niçin oyalamaya devam ediyorsunuz?” şeklinde konuştu.
Erdoğan, AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir tercih olduğunu belirtirken; göç, terör ve mülteci meselesinin Türkiye ve AB'nin ortak sorunları olduğunu kaydetti ve ancak tam bir işbirliği ile bu sorunların çözülebileceğini belirtti.
"Bu nedenle Türkiye'yi dışlamaya çalışmak, bölgenin istikrar ve güvenliğini de tehlikeye atmak demektir. Türkiye'nin kapıda bekletildiği, Türkiye'nin yer almadığı bir Avrupa'nın güven ve huzur içinde olması da mümkün değildir" diyen Erdoğan, "Türkiye artık kısır siyasi çekişmelerin, popülizmin ve siyasi rant arayışlarının odağına yerleştirilmemelidir" diye konuştu.
Erdoğan 13 Aralık'ta gerçekleşen AB Genel İşler Konseyi toplantısı sonunda açıklanan metinde yer alan “İçinde bulunduğumuz koşullar altında yeni fasılların açılmasının öngörülmediği” ifadesini Türkiye olarak kabul etmelerinin mümkün olmadığını da ifade etti.