Başta Chobani olmak üzere, aralarında Airbnb, Apple, Facebook, Foursquare, Google, Microsoft, Netflix, Spotify ve Twitter gibi dünya devlerinin de yer aldığı 97 şirket, ABD’nin “seyahat yasağı” kararnamesine karşı bir araya geldi. Şirketler, bir süreliğine durdurulan uygulamanın devamlılığını belirleyecek Temyiz Mahkemesi’ne ortak bir rapor sunarak Trump’ın kararnamesine ayrımcı olduğu ve ticarete olumsuz etki edeceği gerekçesiyle itiraz ettiler.
ABD Başkanı Donald Trump’ın mültecilerin ülkeye girişini askıya alan ve nüfusunun çoğu Müslüman olan 7 ülkenin vatandaşlarının ABD’ye girişini bloke eden kararnamesi, dünyaca ünlü şirketleri ayağa kaldırdı. Chobani adlı yoğurt markasıyla Amerika’nın gıda devleri arasında yer alan Türkiyeli iş adamı Hamdi Ulukaya, Trump’ın “Müslüman yasağı”na karşı en güçlü tepkiyi veren isimlerden biri oldu.
Kurucusu olduğu Tent Vakfı ile iş dünyasını mülteci sorununun çözümü için harekete geçirmek üzere uzun zamandır çalışmalar yürüten Ulukaya, Müslüman mültecilere getirilen vize yasağına hukuki müdahale için Chobani adına “mahkemenin dostu” (amicus curiae*) raporuna imza attı. Raporda Chobani’nin yanı sıra aralarında Airbnb, Apple, Facebook, Foursquare, Google, Microsoft, Netflix, Spotify ve Twitter gibi dünya devlerinin de yer aldığı 97 şirketin imzası bulunuyor.
Ulukaya, kararnameye ilişkin büyük endişe duyduğunu ifade ederek, “Bu benim için çok şahsi bir mesele. Bu ülkeye bir şans bulabilme umuduyla gelen bir göçmen olarak, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın şu an ne hissettiğini çok iyi biliyorum. Ancak bunun da ötesinde, bir Türkiyeli olarak, Müslümanların bu şekilde konumlandırılması beni şahsen çok rahatsız etti ” dedi. Ulukaya sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün Chobani olarak biz, çoğunluğu Müslümanlardan oluşan göçmenlere yönelik geçtiğimiz günlerde imzalanan kararname hakkında büyük kaygı duyan 97 şirkeetle yan yana duruyoruz. Tıpkı Chobani gibi bu şirketler de çok çeşitli toplumlardan gelen ailelere iş imkanı sağlayarak güçlendiler. Göçmenler, mülteciler, savaş gazileri ve daha pek çok insan bu şirketlerde omuz omuza çalışıyor. Bu durum, Amerika’nın en iyi tarafını yansıtıyor. Ben bu ülkenin umut, fırsat ve kapsayıcılık sözcüklerini yalnızca sembolize etmekle kalmayıp bu sözcüklerin pek çokları açısından gerçeğe dönüştüğü yer olarak kalacağına inanıyorum ve bu konuda iyimserim.”