Dünya Ekonomik Forumu (WEF) öncesinde 700 uzmandan gelen katkılar ışığında hazırlanan “2017 Küresel Risk Raporunda” toplumlardaki eşitsizliğin ve kutuplaşmanın artmasının, eğer ana sorunları gidermek için acil eylem yapılmazsa küreselleşmenin tersine dönmesine neden olabileceği dile getirildi.
Rapora göre 2017 için beş ana risk unsuru bulunuyor
1.Artan Gelir ve Servet Eşitsizliği
Raporda 2017 yılı için ekonominin en önemli riski, artan gelir ve refah eşitsizliği olarak belirtilmektedir. Bununla birlikte, güncel veriler, ülkelerin hepsinde eşitsizlik artışşı yaşandığı anlamına gelmediğini göstermektedir: 1980’lerden bu yana üst gelire sahip % 1’e giden gelirin payı İngiltere, ABD, Kanada, İrlanda ve Avustralya’da artarken Almanya, Fransa, Japonya ve İsveç’de böyle bir eğilim gözlenmedi. Diğer taraftan yeni teknolojilere yapılan yatırımlar, yüksek eğitimli ve daha iyi becerilere sahip işçilerin gelirini artırırken bunlarla ile vasıfsız çalışanlar arasındaki ücret farklılıklarını derinleştirmektedir. Oxfam’ın yeni açıkladığı verilere göre, dünyada en zengin 8 kişinin malvarlığının, dünya nüfusunun yarısının malvarlığından daha fazla. Derinleşen eşitsizlik demokratik siyasetinin geleceğini de tehdit eder bir konuma geldi. Bu durumun getirdiği hoşnutsuzluk buna karşı çözüm isteyen kitleleri uç siyasal tercihlere doğru yöneltmektedir.
2.İklim Değişikliği:
İklim değişikliği, 2017 yılında ekonomi için ikinci en büyük risktir. Bu yıl hükümetler, Paris’teki vaat ettikleri gerekli karbon emisyon kesintilerini yapmalılar ancak emisyonlardaki azzalma küresel ısınmayı önlemek için yeterince hızlı değildir.
3.Toplumdaki Artan Kutuplaşma:
Raporda demokrasinin kendisinin krizde olduğu belirtiliyor. Kamu ve özel kuruluşların politika yapıcıları ve yöneticileri, hem kültürel geçmişi, hem de gelirleri açısından seçmenlerden ayrıldı. Post-gerçekçi haber medyası, yargı gibi anayasal kurumlara olan güvenini zayıflatıyor. Kemer sıkma politikaları yaşlı, yoksul engelli gibi toplumun kırılgan kesimlerinin refah düzeyini düşürürken çok kültürlülük de milliyetçi eğilimlerin baskısına maruz kalıyor. Tüm bu gelişmeler toplumsal kutuplaşmayı güçlendirerek toplumsal çatışmaya zemin hazırlıyor.
4.Artan Siber Bağımlılık:
Raporda, toplumun teknolojik değişime ayak uydurmadığı konusunda uyarıda bulunuldu. 12 gelişmekte olan teknolojinin, yapay zekânın ve robotların en büyük potansiyel yararları olduğunu fakat aynı zamanda en büyük olumsuz tehditleri içerdiği de belirtiliyor. Artan miktarda kritik altyapı, yalnızca bilgi teknolojileri genelindee değil, özellikle açık internete dayanıyor. Teknolojik dönüşüm büyük fayda sağladı, ancak siber saldırılar ile tahribat yaratmayı umut eden herkes için daha fazla fırsat sağlıyor.
5.Nüfusun Yaşlanması:
Gelişmiş dünyanın geri kalanı ve gelişmekte olan dünyanın büyük kısmında yaşlanan nüfus demografik kriz riskini yükseltiyor. Bakım sigortası da dahil olmak üzere refah programlarının ve emeklilik fonlarının finansmanı kamu borçlarının artmasına neden oluyor.