Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye'nin 2016 yılında yüzde 3,6 oranında büyümesini beklerken, enflasyonun yüzde 9,1 olacağını öngördü. TÜSİAD'ın 2016 yılına ilişkin beklentileri açıklandı.
Genel olarak 2016 Türkiye ekonomisinde büyümenin iç talep kaynaklı olmasını bekleyen TÜSİAD, net dış talebin büyümeye sıfır veya çok sınırlı negatif bir katkısının olacağı tahmininde bulundu. Yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Genel olarak 2016 Türkiye ekonomisinde büyümenin iç talep kaynaklı olması beklenmektedir. Net dış talebin büyümeye sıfır veya çok sınırlı negatif bir katkısının olacağı tahmin edilmiştir. Net dış talep üzerindeki temel belirleyiciler AB ekonomisindeki toparlanma, Avrupa Merkez Bankası politikalarının Euro/Dolar paritesine etkileri ve bölgesel jeopolitik riskler olacaktır.
Asgari ücrette yüksek oranda artışın iç talebi canlandırmada özellikle yılın ilk yarısında etkili olacağı ancak yılın ikinci yarısında fiyat artışlarının etkisiyle giderek azalacağı öngörülmüştür. Özel sektör yatırımları ise küresel koşullar nedeniyle zayıf seyrine devam etmesi beklenmektedir.
Kamu harcamalarının Orta Vadeli Programda öngörüldüğü şekilde gerçekleşmesi durumunda büyümeye buradan gelecek katkı 2015 yılına kıyasla daha sınırlı olacaktır. AB ekonomisinde uygulanmakta olan miktarsal genişlemenin etkisinin olumlu seyretmeye devam etmesi, jeopolitik risklerin büyük ölçüde bertaraf edilmesi ve Euro/dolar paritesinde önemli oranda düşüş görülmemesi net dış talebin büyümeye katkısını artırabilir. Bu durumda büyüme oranı yaklaşık 0,5 puan daha yüksek gerçekleşebilir. setpage
Mevcut tahmin senaryomuzda Çin ekonomisinde ani bir duruş olmayacağı da bu temel senaryonun varsayımları arasındadır.
Hükümetin açıklamış olduğu 64. Hükümet Eylem Planı çerçevesinde reformların gerçekleştirilme düzeyi yalnızca 2016 değil orta vadede ekonominin büyüme hızı için de kritik öneme sahiptir. Özellikle işgücü piyasasına yönelik bahsedilen reformların gerçekleştirilmesi, piyasadaki katılıkların azalması ve yapısal işsizliğin düşmesine katkıda bulunacaktır. Bundan da önemlisi reformların gerçekleşmesi reel sektörde güveni artırarak yatırımları canlandırma potansiyeli taşımaktadır.
Aynı şekilde, özellikle Suriye sorunu kaynaklı jeopolitik risklerin daha da derinleşmesi, AB Merkez Bankasının miktarsal genişleme politikasının artırılması ile paritenin 1,05 seviyelerinin altına inmesi, çeşitli nedenlerle AB iç talebini beklenenin altında artması, net dış talebin büyümeye katkısını 0,5 puan kadar azaltabilir. Yani temel senaryo olarak tahmin edilmiş yüzde 3.8 oranındaki 2016 yıllık GSYH artışının tahmin bandı +/- 0.5 puan olarak öngörülmektedir.
Ayrıca, Çin ekonomisinde ani bir duruş veya Avrupa Bankacılık sektöründeki sorunların derinleşmesinin sonuçları ise, yukarıdaki tahmin bandının çok ötesinde olumsuz sonuçlar doğurabilecektir. Petrol fiyatlarının 30 doların altına kalıcı olarak inmesi durumunda ise petrol ihracatçısı ülkelerdeki kriz derinleşerek yeni bir yavaşlama evresine neden olabilir.
Büyümenin finansmanında ise düşen emtiya fiyatlarının getirdiği rahatlama, azalan ihracat gelirleri nedeniyle nispeten beklenenden az hissedilmektedir. 2016 yılında özellikle terör olayları ve Rusya kaynaklı gerginliklerin Turizm gelirleri üzerinde düşürücü etkileri olması beklendiğinden cari açıkta bozulma beklenmektedir. setpage
Her durumda, yapısal reform-büyüme ilişkisinin 2016 yılında büyümeye önemli bir katkı sağlaması reform programının sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesine bağlıdır. TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar biriminin çalışmaları yapısal reformların doğru önceliklendirilerek hayata geçirilmesi durumunda, orta vadeli büyümenin, arz yönlü ol
Genel olarak 2016 Türkiye ekonomisinde büyümenin iç talep kaynaklı olmasını bekleyen TÜSİAD, net dış talebin büyümeye sıfır veya çok sınırlı negatif bir katkısının olacağı tahmininde bulundu. Yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Genel olarak 2016 Türkiye ekonomisinde büyümenin iç talep kaynaklı olması beklenmektedir. Net dış talebin büyümeye sıfır veya çok sınırlı negatif bir katkısının olacağı tahmin edilmiştir. Net dış talep üzerindeki temel belirleyiciler AB ekonomisindeki toparlanma, Avrupa Merkez Bankası politikalarının Euro/Dolar paritesine etkileri ve bölgesel jeopolitik riskler olacaktır.
Asgari ücrette yüksek oranda artışın iç talebi canlandırmada özellikle yılın ilk yarısında etkili olacağı ancak yılın ikinci yarısında fiyat artışlarının etkisiyle giderek azalacağı öngörülmüştür. Özel sektör yatırımları ise küresel koşullar nedeniyle zayıf seyrine devam etmesi beklenmektedir.
Kamu harcamalarının Orta Vadeli Programda öngörüldüğü şekilde gerçekleşmesi durumunda büyümeye buradan gelecek katkı 2015 yılına kıyasla daha sınırlı olacaktır. AB ekonomisinde uygulanmakta olan miktarsal genişlemenin etkisinin olumlu seyretmeye devam etmesi, jeopolitik risklerin büyük ölçüde bertaraf edilmesi ve Euro/dolar paritesinde önemli oranda düşüş görülmemesi net dış talebin büyümeye katkısını artırabilir. Bu durumda büyüme oranı yaklaşık 0,5 puan daha yüksek gerçekleşebilir. setpage
Mevcut tahmin senaryomuzda Çin ekonomisinde ani bir duruş olmayacağı da bu temel senaryonun varsayımları arasındadır.
Hükümetin açıklamış olduğu 64. Hükümet Eylem Planı çerçevesinde reformların gerçekleştirilme düzeyi yalnızca 2016 değil orta vadede ekonominin büyüme hızı için de kritik öneme sahiptir. Özellikle işgücü piyasasına yönelik bahsedilen reformların gerçekleştirilmesi, piyasadaki katılıkların azalması ve yapısal işsizliğin düşmesine katkıda bulunacaktır. Bundan da önemlisi reformların gerçekleşmesi reel sektörde güveni artırarak yatırımları canlandırma potansiyeli taşımaktadır.
Aynı şekilde, özellikle Suriye sorunu kaynaklı jeopolitik risklerin daha da derinleşmesi, AB Merkez Bankasının miktarsal genişleme politikasının artırılması ile paritenin 1,05 seviyelerinin altına inmesi, çeşitli nedenlerle AB iç talebini beklenenin altında artması, net dış talebin büyümeye katkısını 0,5 puan kadar azaltabilir. Yani temel senaryo olarak tahmin edilmiş yüzde 3.8 oranındaki 2016 yıllık GSYH artışının tahmin bandı +/- 0.5 puan olarak öngörülmektedir.
Ayrıca, Çin ekonomisinde ani bir duruş veya Avrupa Bankacılık sektöründeki sorunların derinleşmesinin sonuçları ise, yukarıdaki tahmin bandının çok ötesinde olumsuz sonuçlar doğurabilecektir. Petrol fiyatlarının 30 doların altına kalıcı olarak inmesi durumunda ise petrol ihracatçısı ülkelerdeki kriz derinleşerek yeni bir yavaşlama evresine neden olabilir.
Büyümenin finansmanında ise düşen emtiya fiyatlarının getirdiği rahatlama, azalan ihracat gelirleri nedeniyle nispeten beklenenden az hissedilmektedir. 2016 yılında özellikle terör olayları ve Rusya kaynaklı gerginliklerin Turizm gelirleri üzerinde düşürücü etkileri olması beklendiğinden cari açıkta bozulma beklenmektedir. setpage
Her durumda, yapısal reform-büyüme ilişkisinin 2016 yılında büyümeye önemli bir katkı sağlaması reform programının sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesine bağlıdır. TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar biriminin çalışmaları yapısal reformların doğru önceliklendirilerek hayata geçirilmesi durumunda, orta vadeli büyümenin, arz yönlü ol