İSTANBUL, 4 Aralık (Reuters) - Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, bazı işadamlarının varlıklarını yurtdışına kaçırma gayreti içinde olduğunu belirterek, bunların çıkışına asla izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, dün AKP Muş il kongresinde yaptığı konuşmada, "Türkiye'ye yine bir kumpas uygulamaya çalışıldığına" belirterek, şunları söyledi:
"Tüm Türkiye'ye bir sinyal veriyorum. Bu çok önemli bir sinyal. Bazı haberler, sinyaller alıyorum; bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğunu duyuyorum. Buradan sesleniyorum, önce kabinemize sesleniyorum, bunların hiçbirine çıkış için asla izin vermemelisiniz. Çünkü bu adımlar ihanet-i vataniye'dir. Bu ülkede kazanıp, bu ülkenin varlıklarını yurt dışına kaçırmaya çalışanlara asla biz iyi nazarla bakamayız."
İRAN YAPTIRIMLARI VE ABD'DEKİ DAVA
İran'a yönelik ABD ve BM yaptırımlarının ihlal edildiği iddiaları konusunda da Erdoğan, "Sözleşmeleri olan bir ülkeden vatandaş kışın üşümesin, ekonominin çarkları durmasın" diye doğalgaz satın aldıklarını ifade ederek şunları söyledi:
"Diğer ülkeler gibi bizi de sadece Birleşmiş Milletler'in (BM) kararları bağlar. Türkiye BM'nin kararlarını harfiyen uygulamış mı? Uygulamış. Uluslararası taahhütlerini yerine getirmiş mi? Getirmiş. Bizim yaptığımız işin müttefiklik ruhuna aykırı bir tarafı da yok."
ABD yaptırımlarını ihlal etmekle suçlanan Türk ve İran uyruklu altın taciri Reza Zarrab ve sekiz ayrı sanık 2010-2015 yılları arasında ABD'nin İran'a karşı yaptırımlarını ihlal ederek İran hükümeti adına yüz milyonlarca dolarlık mali işlem yapmakla suçlanıyor.
Davada dokuz sanık olmasına rağmen sadece Zarrab ve Halkbank yetkilisi Mehmet Hakan Atilla ABD'de tutuklu bulunuyor. Davada savcılıkla anlaşan Zarrab tanık olarak dinlenmeye başlanırken, Atilla yargılanıyor.
"Tamamı FETÖ'nün servis ettiği, ana muhalefet partisi eski vekillerinin kuryelik yaptığı, hiçbir hukuki geçerliliği olmayan kayıtlarla ülkemizi sanık sandalyesine oturtuyorlar" diyen Erdoğan, ABD'deki dava ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendi yaptırımlarını asıl delenler bizzat kendi firmaları. Buna rağmen ortada ticari bir hesaplaşma varsa onu da kendi mecrasında takip etmek gerekir. Asıl önemli olan meselenin siyasi bir zemine çekilmeye çalışılmasıdır. Bu durum sadece hukukla değil, ahlakla da bağdaşmıyor. Bu dava, 17-25 Aralık kumpasının okyanus ötesine taşınmış halinden başka bir şey değildir. Ortada bir mahkeme yoktur. Sadece şantaj malzemesi üretme gayreti vardır. Kimse kusura bakmasın, biz bu şantaja boyun eğmeyiz."