Türkiye ekonomisi 2016 yılının üçüncü çeyreğinde yaşanan daralmanın ardından, son çeyrekte önemli bir toparlanma göstermiştir. 2016 yılı dördüncü çeyreğinde ekonomimiz bir önceki yılın aynı dönemine göre beklentilerin üzerinde yüzde 3,5 oranında büyümüştür. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilerle GSYH büyümesi ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 3,8 oranında gerçekleşmiştir. Bu gerçekleşme ile beraber 2016 yılında GSYH büyüme hızı yüzde 2,9 seviyesine ulaşmıştır . 2002 yılı GSYH seviyesini 100 kabul edersek, 2016 yılında reel GSYH 214,6 seviyesine yükselmiş, yani 2,1 katına çıkmıştır.
2016 yılı hem küresel hem de yurtiçi konjonktürün ekonomimizi zorladığı bir yıl olmuştur. 2016 yılında küresel ticaret finansal krizden bu yana en düşük hızda büyürken; finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalar gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını olumsuz etkilemiştir. Diğer taraftan Rusya ile yaşanan gerginlikler ve artan terör olayları sonucunda azalan turizm gelirleri, hain darbe girişimi ve daralan tarım üretimi de büyümeyi baskılamıştır. Bu şoklara rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam etmiştir. Toplam yurtiçi talep 2016 yılında büyümeye 4,2 puan katkı sağlarken; net dış talep ise 1,3 puan negatif katkı yaparak büyümeyi sınırlandırmıştır.
2016 yılındaki tüm bu zorlu koşullar büyüme oranımızın potansiyelimizin altında gerçekleşmesine neden olmuştur. Ülkemizin şoklara karşı gösterdiği direnç, sağlam makroekonomik temellerimizin önemli bir kanıtıdır.
Büyümemizin kapsayıcı niteliği tüm olumsuz gelişmelere rağmen 2016 yılında da devam etmiştir. Geçen yıl yaklaşık 600 bin kişiye daha ilave istihdam sağlandı. Yaratılan istihdama rağmen, çalışma çağındaki nüfusumuzun ve işgücüne katılımın artması işsizliğin yüksek seyretmesine neden olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başlatılan istihdam seferberliği sayesinde son üç ayda 407 bin yeni istihdam sağlandı. İstihdam seferberliği, Artı İstihdam Programı ve ekonomimizdeki toparlanma ile birlikte önümüzdeki dönemde işsizliğin kademeli olarak azalmasını bekliyoruz.
2016 yılı son çeyreğinde ekonomimizde yaşanan canlanmanın, 2017 yılı genelinde de devam etmesini bekliyoruz. Özellikle 17 Nisan’dan itibaren belirsizlik azalacak, başlattığımız yatırım, ihracat ve istihdam seferberliği ekonomiye ivme kazandıracaktır. Dış talep de 2017 yılında büyümeyi destekleyen diğer bir faktör olacaktır. İlk çeyreğe ilişkin açıklanan ihracat ve üretime yönelik öncü veriler de bu olumlu süreci teyit etmektedir.
2000’li yılların başında yaptığımız reformlar sayesinde ülkemiz alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna yükselmiştir. Şimdi hedefimiz olan üst gelir grubundaki ülkeler arasında yer almak için gerekli yapısal reform uygulamalarını hayata geçirmek hükümetimizin en öncelikli konuları arasındadır. Kapsamlı reform programımızda eğitimin ve işgücünün kalitesini iyileştirecek, yatırımları ve AR-GE faaliyetlerini destekleyecek, yargının işleyişini güçlendirecek reformlar yer almaktadır. Potansiyel büyümemizi ve verimliliğimizi artıracak olan bu reformlar ekonomimizin temellerini daha da güçlendirecektir.