ANKARA, 13 Mart (Reuters) - Hollanda'nın ülkeye gitmek isteyen Türk bakanlara yönelik engellemeleri haftasonunda iki ülke arasında daha önce benzeri görülmemiş bir diplomatik krize dönüşürken, atılan adımların karşılıksız kalmayacağını duyuran Ankara "Hollanda'nın bunun bedelini ödeyeceğini" açıkladı.
Referandum konulu toplantılara izin verilmemesi nedeniyle geçen hafta da Almanya ile benzer bir kriz yaşayan Ankara, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Kaya'nın haftasonunda Hollanda'ya gitme kararları ve bu ziyaretlerin engellenmesi için Hollanda'nın aldığı önlemlerin ardından bu ülke ile son dönemin en ciddi diplomatik krizlerinden birini yaşıyor.
Cumartesi günü Hollanda'nın Rotterdam kentine giderek referendum öncesinde burada yaşayan Türklerle biraraya gelmesi programlanan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, geçen hafta Hollandalı yetkililerle yaptıkları görüşmelerde ülkelerinde bu hafta yapılacak seçimler öncesinde bu ziyaretin yapılmamasının talep edildiğini söylemiş, ancak engelleme çabalarına rağmen bu ziyareti gerçekleştireceğini duyurmuştu.
İki ülke arasındaki kriz Cumartesi günü Çavuşoğlu'nun uçağının Hollanda'ya iniş izninin iptali ile başladı. Ardından Aile ve Sosyal Politkalar Bakanı Kaya'nın Almanya'dan karayoluyla Rotterdam'a giderek kentteki Türk konsolosluğuna gideceği duyuruldu. Ancak Hollanda polisi konsolosluğa giden yolu trafiğe kapattı ve Kaya da konsolosluğa kısa bir mesafe kala polis tarafından durduruldu.
Kaya'nın tüm itirazlara rağmen Türk konsolosluğuna gitmesine izin verilmezken, Hollanda basını bakanın "istenmeyen yabancı kişi" ilan edildiğini duyurdu. Kaya saatler süren itirazlarının ardından Hollanda polisi eşliğinde Almanya sınırına götürülerek ülkeden çıkarıldı.
Yaşanan bu gelişmelerin ardından Rotterdam'daki Türk konsolosluğu önünde kentte yaşayan Türkler protesto gösterileri için toplanmaya başladı. Hollanda polisi, göstericilere köpeklerle ve tazyikli suyla müdahele ederken, olaylarda yaralananlar ve gözaltına olanlar olduğu belirtildi.
ANKARA'NIN TEPKİSİ VE İLK ADIMLAR
Çavuşoğlu'nun uçuş izninin Cumartesi günü iptalinin ardından Hollanda'nin Ankara maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığı'na çağrılırken, İstanbul'da bir açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise "Bundan sonra senin uçakların bakalım Türkiye'ye nasıl gelecek? Tabi ben burada diplomasiyi konuşuyorum, vatandaşların seyahatini değil. O ayrı bir konu. Bunların değerlendirmesini ona göre yapacağız. Bunlar ne siyaset biliyor, ne uluslararası diplomasi nedir onu biliyor. Bunlar bu kadar ürkek, bu kadar korkak, bunlar Nazi kalıntısı, bunlar faşist bunu böyle biliniz" ifadelerini kullandı.
Krizin akşam saatlerinde Kaya'ya yönelik muamele ile iyice tırmanmasının ardından ise Dışişleri Bakanı yazılı bir açıklama yayınlayarak "Hollanda hükümetinin bu kararını protesto etmek üzere, Hollanda'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı bugün Bakanlığımıza çağrılmıştır. Halen izinli olarak Türkiye dışında bulunan Hollanda Büyükelçisinin bir müddet görevine dönmesini arzu etmediğimiz bildirilmiştir" dedi.
Ardından da Dışişleri Bakanlığı kaynakları "Hollanda'nın Ankara büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu ile büyükelçilik maslahatgüzarının evi ile başkonsolosun konutunun güvenlik gerekçesiyle giriş ve çıkışlara kapatıldığını" duyurdu.
Cumartesi akşamı ve Pazar günü de Ankara ve İstanbul'da Hollanda büyükelçiliği ve konsolosluğu önünde toplanan göstericiler Hollanda'nın Türk bakanlara yönelik tavrını protesto etti.
"MUZ CUMHURİYETİ"
Uçuş izni iptal edildiği için Hollanda'ya gidemeyen Çavuşoğlu Cumartesi akşam saatlerinde Fransa'nın Metz kentine giderek, Pazar günü de burada yaşayan Türklere hitap etti. Çavuşoğlu, "Karşılığını verdik, veriyoruz. Özür yetmez karşılığı olacak. Atacağımız adımlar var, onları planlıyoruz. Hollanda özür dilemediği müddetçe adımlarımız devam edecek" dedi.
Hollanda polisi tarafından ülkeden çıkarılan Aile Bakanı Kaya ise Pazar günü Almanya'dan özel bir uçakla Türkiye'ye döndü. Kaya, olaylar sırasında beş kişilik ekibinin gözaltına alındığını belirterek, "Her türlü özgürlüğümüz dün Hollanda'da askıya alındı. Bir ülkenin Bakanı'nı olmayacak şekilde sınır dışı ettiler. Ben bir kez daha Hollanda'yı kınıyorum" dedi.
Erdoğan Pazar günü yaptığı açıklamalarda ise Hollanda'nın "muz cumhuriyeti" gibi davrandığını belirterek, "Hollanda, Çarşamba günü yapılacak bir seçime sen Türkiye-Hollanda ilişkilerini feda ediyorsan, bunun bedelini ödeyeceksin. Çarşamba günü Hollanda'da yapılacak seçimden sonra, öncesinde, sonrasında, gerekli değerlendirmeleri yapacağız ve nasıl bir tavır takınacağımızı ortaya koyacağız. Çünkü bu cevapsız bırakılamaz" dedi.
Başbakan Bnali Yıldırım, Türkiye'nin yaşananların cevabını "en ağır şekilde vereceğini" kaydederken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise hükümete Hollanda ile ilişkileri askıya almaları çağrısında bulundu ve her türlü desteği vereceklerini söyledi.
HOLLANDA'DAN AÇIKLAMALAR VE SEÇİM ATMOSFERİ
Erdoğan'ın yaşanan gelişmelerin ardından Pazar günü yaptığı konuşmada "Nazizim Batı'da ayakta" ifadelerini de kullanırken Hollanda Başbakanı Mark Rutte bu açıklamalara tepkis gösterdi ve "Kendimizi, bir NATO müttefiğimizin, tarihi bağlarımız ve güçlü ticari ilişkilerimiz olan bir ülkenin kabul edemeyeceğimiz ve sorumsuz şekilde davrandığı bir durumun içinde bulduk" dedi ve kendilerinin değil "Nazi ve faşist benzetmeleri nedeniyle" Erdoğan'ın özür dilemesi gerektiğini belirtti.
Hollanda'da ile Türkiye arasında kriz sadece 16 Nisan'da Türkiye'de yapılacak referandumun değil, Çarşamba günü Hollanda'da yapılacak genel seçimlerin de gölgesinde gerçekliyor.
Kamuoyu araştırmaları ana akım partilerin aşırı sağcı Geert Wilders'in Özgürlükler Partisi'nin baskısı altından olduğuna işaret ederken, seçimde iktdar partisinin parlamentodaki sandalyelerinin yarısını kaybedebileceğine işaret ediyor.
Wilders geçen hafta Türkiye'nin Lahey büyükelçiliği önünde protesto gösterisi düzenleyerek "Çavuşoğlu'nun ve Türk bakanların ülkeye gelişinin engellenmesi gerektiğini" söylemişti.
Wilders, Kaya ülkeden polis eşliğinde çıkarıldığında Twitter'dan "Git ve hiçbir zaman geri dönme" mesajını paylaşırken, uzmanlar Rotterdam'da haftasonunda yaşanan krizin Hollanda'daki seçimin sonuçlarını nasıl etkileyeceğini söylemek için erken olduğunu belirtti.
Leiden Üniversitesi'nde seçim araştırmaları yapan Profesör Joopvan Holsteihn "Ancak bunların seçime bir etkisi olacaksa, büyük olasılıkla Wilders ve partisi en karşı çıkan olacak" dedi.