Çin'deki Alman Ticaret Odası tarafından yapılan bir ankete göre, Alman şirketleri Çin'deki haksız rekabet uygulamalarına ilişkin endişelerini dile getiriyor. Anket, Çin'de faaliyet gösteren Alman firmalarının yaklaşık üçte ikisinin yerel şirketlerle eşit olmayan bir rekabetle karşı karşıya olduklarını düşündüklerini ortaya koydu.
Alman şirketler yerel yetkililere ulaşma, bilgi edinme ve ruhsat alma konularında yaşadıkları zorluklara dikkat çekerek Çinli meslektaşlarına kıyasla kendilerini daha güçsüz hissettiklerini ifade etti. Ankete katılan Alman firmalarının sadece %7'si yerel yetkililere daha iyi erişebildiklerini düşünürken, %58'i Çinli şirketlerin avantajlı olduğunu düşünüyor. Benzer şekilde, Çinli firmaları avantajlı gören %30'luk kesime karşılık, sadece %8'lik bir kesim ruhsat alma konusunda daha kolay zaman geçirdiklerini düşünüyor.
Bu zorluklara rağmen, Alman şirketleri ürün kalitesi ve yenilikçilik açısından kendilerini hala önde görüyor. Ancak Çinli rakiplerinin ciddi fiyat baskısıyla karşı karşıya olduklarını ve bunun da kârlılıklarını etkilediğini belirtiyorlar. Ankete göre Alman firmalarının %95'i Çinli kuruluşların artan rekabetinin işlerini etkilediğini, %70'i ise pazar paylarını azalttığını düşünüyor.
Bulgular, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un bu hafta Çin'e yapacağı ve Alman şirketlerinin daha adil bir pazar erişimini savunmalarının beklendiği ziyarete hazırlanırken ortaya çıktı. Ziyaret aynı zamanda Avrupa'nın Çin'deki kapasite fazlalığından kaynaklanan potansiyel pazar kesintilerine ilişkin endişeleriyle de örtüşüyor.
Almanya'nın geçen yıl yeni bir Çin stratejisi oluşturmasından bu yana ilk ziyaretini gerçekleştiren Şansölye Scholz, hem bir ortak hem de sistemik bir rakip olarak görülen Çin ile ilişkileri dengelemeyi amaçlıyor. Strateji, Çin'e olan ekonomik bağımlılığı azaltmak için "riskten arınmayı" teşvik ediyor ki bu da Avrupa'nın, özellikle Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgalini takip eden olaylarla vurgulanan Rus gazına bağımlılık deneyiminden etkilenen bir duruş.
Scholz'a Siemens ve Mercedes gibi önde gelen Alman firmalarından iş dünyası liderleri de eşlik ederek Pekin ile ilişkilerin önemini vurgulayacak. Bu ziyaret, bildirilen zorluklara rağmen, karmaşık ekonomik karşılıklı bağımlılıkların ve Çin'in Alman işletmeleri için öneminin altını çiziyor.
Buna ek olarak, bu hafta yayınlanan ayrı bir anket, tedarik zincirlerini çeşitlendirme çabalarına rağmen Alman ekonomisinin çok sayıda ürün ve hammadde için Çin'e büyük ölçüde bağımlı olmaya devam ettiğini gösterdi.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.