Morgan Stanley (NYSE:MS) analistleri, ABD Metal ve Madencilik sektörüne ilişkin derinlemesine bir analizde ABD'nin, mineral tedarik zincirini yeniden şekillendirip güvence altına alarak kritik mineraller için ithalata olan bağımlılığını ele alması gerektiğinin altını çizdi.
Bu eylem çağrısı, madenciliğe yapılan yatırımların onlarca yıldır azalması ve ABD'nin temel mineraller için büyük ölçüde yabancı kaynaklara bağımlı olduğunun kabul edilmesinden kaynaklanıyor.
Analistler, "Kritik minerallerin tedarik zinciri, tamamen ABD'ye kaydırılamasa da bu alanda daha fazla politik destek bekliyoruz." diye yazdı.
Mineral tedarik zincirinin güvence altına alınması teknoloji, imalat ve savunma dahil olmak üzere çeşitli sektörler için hayati önem taşıyor zira bu mineraller, çeşitli ürün ve teknolojilerin temel bileşenleri.
Kritik minerallerin istikrarlı ve yurt içinden tedarikinin sağlanması, yabancı kaynaklara güvenmekle ilişkili kırılganlıkları azaltmak için stratejik bir hamle olarak görülüyor.
"İzin reformunun çoğunluğunun, madencilik projelerinin geliştirilmesini teşvik etmeye yönelik olduğu göz önüne alındığında, bize göre politika reformundan ve ABD maden endüstrisine yapılacak yeni yatırımlardan en çok yararlanacak olan, Küçük Madencilik ve Arama endüstrisi olacaktır.
Bürokrasinin azaltılması ve yerel maden izin sürecinin kolaylaştırılması, potansiyel olarak bu şirketlerin, yeni madencilik projelerini, son on yıllara kıyasla daha hızlı geliştirmesine ve hızlandırmasına olanak sağlayacaktır."
Bu doğrultuda analistler, olası "madencilik coşkusundan" faydalanabilecek 3 hissenin altını çizdi:
- Freeport-McMoRan (FCX), ABD'de iki potansiyel büyüme projesine sahip: Her ikisi de Arizona'da bulunan Bağdat ve Lone Star sülfit büyüme projesi;
- Kuzey Minnesota'da bulunan NorthMet geliştirme projesine sahip Teck Resources (TECK)
- MP Materials Corp (MP), ABD merkezli en büyük nadir toprak madencisi ve elektrikli araçların benimsenmesinin hızlanması ile rüzgar türbinlerinde elektrifikasyon trendlerinden faydalanabilir.