Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Bir yol ayrımına doğru Türkiye gidiyor. İçinde bulunduğumuz olumsuz tabloyu düzeltmek için birlikte demokratik kurallar içinde Türkiye’yi dönüştürmek ve çağdaş uygarlığı yakalamak ve onu aşmak azmini yerine getirmek için mücadele ediyoruz.
Bir ülkede iktidar, kendi çıkardığı kanunda 191 kez değişikliği niçin yapar? Bir kez yapar anlarım. İki kez yapar anlarım. 191 kez bir kanunda niçin yapılır? Kanunda, genelgelerde, tebliğlerde yapılıyor. Bir kanunla bu kadar uğraşmanın temel sebebi nedir? Temel sebebi, servet transferini gerçekleştirmek. Birilerine, bir gruba, bir avuca, bir grup çeteye servet transferini gerçekleştirmek. Milyonlardan alıp, bir avuç kişiye vermek.
Türkiye’nin geldiği açmazın birinci aşamasıdır. Üstelik bunu Robin Hood taklidiyle yapıyorlar. Yapılan, alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına servet transferi yapmaktır. Cumhuriyet tarihinde ilk bu kadar yoğun bir servet transferi ilk kez yaşanmaktadır. Açıkça söylüyorum. Hırsıza, yolsuza servet aktarılmıştır.
Aç doyar ama aç gözlü doymaz derler. Bunların açgözlü olduğunu tüm milletimin bilmesini isterim. Değişiklikleri yaptılar, büyük servet transferlerini yaptılar. Çeteleri oluşturdular, kendi medyalarını oluşturdular. Kandırmak için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Halkın en samimi duygularını, inanç başta olmak üzere gözlerini kırpmadan istismar ettiler. Buna rağmen işin sonu geldi. İkinci aşamaya başladılar.
Merkez Bankası’nın ihtiyaç akçesi dediğimiz bir parası vardır. Yılın karının yüzde 20’si orada toplanır. İhtiyat akçesi, kara gün akçesidir. Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamak için gerektiğinde en son başvurulacak kaynaktır. O kaynağa bugüne kadar hiçbir iktidar el sürmedi. Her iktidar, merkez Bankası’nın ihtiyat akçesine el sürmeyi bırakın, gözü gibi korumayı bildi.
Bir kanun çıkardılar. İhtiyaç akçesinin tamamını, 78 milyar lirayı aldılar. Ne zaman aldılar? 2019 yerel seçimlerinden hemen önce. Seçimi finanse etmeleri gerekiyordu. Ama millet bunlara öyle bir tokat attı ki. Bugün hala Ankara, İstanbul, Mersin, Antalya, Adana diyorlar. O nedenle ben bu milletin ferasetine, vicdanına, erdemine, ahlakına güveniyorum.
Bu sabah gelmeden baktım. Merkez Bankası’nın kasası, eksi 58,5 milyar dolar açık veriyor. Başkalarının parası. Gittiler dilendiler, yalvardılar, yakardılar hatta hakaret ettiklerinin kapısına gittiler. Sıvapı aldılar, Merkez Bankası’nın kasasına koydular. Merkez Bankası’nı her geçen gün biraz daha fazla borca batırıyorlar.
Kara para ülkeye gelince iyi para geçildi mi? Gerçek yatırımcı kaçtı mı Türkiye’den? Türkiye 2006’da Küresel doğrudan yatırımların ki bu ülkede iş ve istihdam yaratacak yatırımlar demektir. Bu toplam yatırımların yüzde 1,4’ünü Türkiye çekiyordu. Bugün bu rakam 10 binde 7’ye düşmüş durumda. Felaket bir tablo. Kirli paranın, kara paranın, uyuşturucu parasının olduğu yerde temiz parayı tutanlar kirlenmek istemiyor.
Onurlu bir iktidar hiçbir zaman kirli para gelsin demez. Bu sadece bize özgü değil. Biz uluslararası kuruluşların da altına imza attığı, bizim de imza attığı sözleşmeler var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, gri listeye alındı. Haberleri bile yok. Gri listenin ne olduğunu biliyorlar ama bilmezlikten geliyorlar. Kirli paradan, uyuşturucu parasından medet umanlardan uzak durun. Evlatlarınızı, devletini, ülkenizi seviyorsanız uzak durun. Kirli paradan hayır gelmez.
Bay Kemal, 85 milyonun hak ve hukukunu koruyacaktır. Bu itirafı için de teşekkür ederim. Haftada ortalama 5 bin uyuşturucu satıcısını veya imalat yapanı gözaltına alıyoruz.’ diyor. Pardon burası Kolombiya mı? Kolombiya’da bile böyle değil. Haftada 5 bin kişi, ayda 20 bin eder. Yılda 52 hafta var. 260 bin eder. Kendileri itiraf ediyorlar ama bana kızıyorlar. Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar diyorlar, hiç kimse endişe etmesin, Bay Kemal onuncu köye gidecektir ve yine halkın çıkarlarını savunacaktır.”
Bu makale ilk olarak Hibya Haber Ajansı üzerinde yayımlanmıştır