Investing.com - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan, son seçimlerin önemine değinirken rekor üstüne rekor kırdıklarını ifade etti.
"Türkiye çok kritik bir seçim yaşadı"
Seçim sürecinde farklı görüşlere tahammülsüzlüğün zirveye çıktığını söyleyen Erdoğan, muhalefete seslendi.
"Tüm Türkiye’ye olan minnet borcumuzu daha fazla eser üreterek, daha çok hizmet ederek ödeyeceğiz. Seçimlerle ilgili bir gerçeğin altını tekrar çizmek istiyorum. Türkiye gelecekteki sonuçları itibarıyla çok kritik bir seçim yaşadı. Ülkemiz aleyhine yürütülen kampanyaların zirveye tırmandığı bir seçim dönemini geride bıraktık. Masanın görünür/görünmez ortaklarıyla birlikte, küresel şebekelerle, terör örgütleriyle milletimizin birlik ve beraberliğine kast eden provokatörlerle mücadele ettik. Muhalefetin yalan rüzgarı, iftiraları hiç bitmedi. Seçmen iradesini manipüle etme çalışmaları hiç durmadı. Siyaset mühendisleri bir an olsun sahneyi terk etmedi. Farklı seslere tahammülsüzlük zirveye çıkarken itibar suikastlarıyla siyasetçiler hedef alındı. Kaset kumpaslarıyla rakipler minder dışına itildi. 30 yılda edilmeyen hakaretin 3 güne sığdırıldığı utanç verici günler gördük. Siyasi tarihimize kara leke olarak geçecek pek çok örnekle karşılaştık.
Seçimi kazanmak uğruna her şeyi yaptılar. Siyasi mücadelenin sınırlarını belirleyen tüm ahlaki çizgileri çiğnediler. Milletimizin desteğiyle 14 ve 28 Mayıs’ta sadece iki hafta arayla iki seçim kazanma başarısı göstermedik; aynı zamanda Türk demokrasisinin namusunu ve şerefini de biz kurtardık."
"Hatalarımızı kapatacağız"
Sandığın siyasi partiler için bir öz eleştiri fırsatı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık sonuçlarını analiz edeceklerini ve kusurları kapatacaklarını belirtti.
"Sandıklara giderek iradesine sahip çıkan her vatandaşımızı demokrasi kahramanlarımız olarak görüyoruz. AK Parti olarak son 21 yılda 17 seçim zaferine imza atmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Elbette bu kırılması zor bir rekordur. Bu, dünyada başka hiçbir siyasi harekete nasip olmayan muhteşem bir zaferdir. Bu, tarihe altın harflerle yazılacak siyaset literatürüne geçecek eşsiz bir başarıdır.
14 ve 28 Mayıs seçimleri uzun yıllar konuşulmaya, tartışılmaya, üniversitelerde ders diye okutulmaya devam edecektir. Akademisyenler, tarihçiler, gazeteciler başta olmak üzere herkes kendi penceresinden seçimleri değerlendirecektir. Millet olarak nasıl büyük bir badire atlattığımız, nasıl büyük bir uçurumun kenarından döndüğümüz zamanla çok daha iyi anlaşılacaktır. Seçim sonuçlarının ilk ve en büyük muhattabı siyasetçilerdir. Siyasi partiler açısından her seçim aynı zamanda bir imtihandır. Alınan not kadar, nerede hata yaptığını görmek de sınavın bir parçasıdır. Siyasi partilerin istikbali için seçimlerin bu yönü çok daha mühimdir. Geleceğe dair hedefi olan her siyasi parti, sandık sonuçlarını çok iyi okur ve analiz eder. Sandıkta seçmenin verdiği mesajları anlamaya özen gösterir. Bunları yapmayan, siyaset sahnesinden silinip gider.
Çok partili siyasi hayatımızda bunun nice örneği vardır. Arkasında büyük bir halk desteğiyle kurulan, hatta iktidara gelen ama bugün ismini bile hatırlamadığımız birçok parti var.
Seçim sonuçlarını partimiz için bir muhasebe vesilesi haline getirdik. Rakiplerinden daha kapsamlı, daha cesur, hatta çok daha objektif bir şekilde eksiklerimizi, hatalarımızı, kusurlarımızı tespit etmeye çalıştık. Sandıktan zaferle çıkmanın sevincini yaşarken asla zafer sarhoşluğuna kapılmadık. Zaferlerimizle birlikte tevazumuzu büyüttük. Başarılarımızla birlikte sorumluluğumuzun da arttığına inandık.
Anamızın ak sütü gibi helal olan tarihi başarımızı doyasıya kutlarken öz eleştirimizi de yapmaktan çekinmiyoruz. Seçim sonuçlarını tüm boyutlarıyla değerlendiriyor, milletimizin sandıkta dile getirdiği mesajları kavramaya gayret ediyoruz. Tartışmasız zaferimize rağmen önceki seçimlere kıyasla partimizin oylarında görülen negatif ayrışmanın farkındayız. Özellikle kimi şehirlerimizde milletvekilliği ile Cumhurbaşkanlığı oy oranları arasında ortaya çıkan uyumsuzluğu görmezden gelmiyoruz. Tüm bu sıkıntıların kaynaklarını inceliyoruz. Doğru teşhisleri koyduktan sonra hangi alanlarda sorunumuz varsa süratle mücadele edeceğiz. Nerede bir hatamız olduysa kabullenecek ve düzeltmenin yollarını arayacağız. Vatandaşın beğendiği yanlarımızı güçlendirecek, eleştirecek hususları değiştirecek, yenilenme beklediği alanlarda gerekli adımları atacağız. Kadrolarımızı takviye etmemiz, yeni yüzlerle güçlendirmemiz gerekiyorsa inşallah büyük bir titizlikle bunu da gerçekleştireceğiz.
Ekim’de yapmayı planladığımız büyük kongremize işte bu anlayışla hazırlanıyoruz. Seçim sonuçlarının işaret ettiği çizgide çalışmalarımıza şimdiden başladık. Kongremizi 11,5 milyon üyesiyle bir ahitleşme törenine dönüştürmeye kararlıyız.
Kongremiz bize aynı zamanda 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak seçimler için ihtiyacımız olan sinerjiyi de sağlayacaktır."
"Yerel seçimlere daha fazla asılmamız gerekiyor"
Son seçimleri kazanmalarına rağmen oy oranlarındaki düşüşün farkında olduklarını söyleyen Erdoğan, 31 Mart 2024'teki yerel seçimler için ciddi bir hazırlık yapacaklarının altını çizdi.
"Mahalli idareler seçimlerine diğer tüm seçimlerden daha fazla asılmamız gerekiyor. CHP zihniyetinin elinde her gün kan kaybeden, kötüye giden şehirlerimiz kurtarılmak için adeta gün sayıyor. Muhalefetin yönettiği illerin belediye başkanları şehirleriyle ilgilenmek yerine koltuk kavgalarından başlarını kaldıramıyor. Vatandaş hizmet beklerken bunlar tüm mesailerini parti içinde çekişmelerde harcıyor. İki tanesi zaten Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağız diye il il dolaşmaktan kendi şehirlerinin yollarını unuttu. Nereye baksak aynı vizyonsuzlukla karşı karşıya kalıyoruz. İnşallah 31 Mart 2024 tarihinde bu kötü gidişe dur diyeceğiz.
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 4 yıldır hiçbir hizmet alamayan şehirlerimizi tekrar hizmet ve eser siyasetiyle buluşturacağız. Muhalefetin kavgalı, dağınık, gerçekten içler acısı haline bakıp da gelecek seçimler dahil hiçbir seçimi çantada keklik göremeyiz. Bugün birbirlerine demediklerini bırakmayanlar yarın çıkarları uğruna can ciğer kuzu sarması olmakta asla tereddüt etmezler. Son seçim sürecinde bunun sayısız örneğini gördük. Masadan kalktı diye ittifak ortaklarına aşağılık hakaretlerde bulundular, 3 gün sonra hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ettiler. Dün baba-oğul videosu çekenlerin bugün gırtlak gırtlağa gelenlerin bizim için hiçbir kıymeti yoktur.
Bunlar çok kısa bir süre öncesinin tarihini de unutuyorlar. Zihniyet değişmedikten sonra CHP Genel Müdürlüğüne hangi kumpasla kimin getirildiğinin bizim nazarımızda hiçbir önemi bulunmuyor."
Yazar: Necdet Erginsoy