Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Oğuzhan Uğur’un Babala TV’de sunduğu Mevzular Açık Mikrofon programında gençlerin sorularını yanıtladı.
Babacan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalma ihtimaliyle ilgili bir soruya “Biz Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu işi birinci turda alacağına inanıyoruz.” diye karşılık verdi.
"Her zaman hesap vermeye hazırım" diyen Babacan, “Siyasetçilerin en önemli özelliklerinden birisi her zaman hesap vermeye hazır olmalarıdır. Biz hep siyasetin şeffaf yürümesi gerektiğini ve her zaman hesap vermeye hazır bir ruhla çalışması gerektiğinim söyledik.” dedi.
"Rahat olduğum için sakinim"
Rahat olduğu için sakin olduğunu dile getiren Babacan, "Geçmişle ilgili çok rahatım. Hesabını veremeyeceğim bir şey yok. Her zaman hesap vermeye hazırım. O rahatlıkla hareket ediyorum. Ülkenin yarınıyla ilgili de planımız, programımız, kadrolarımız hazır. Hazır olmanın da rahatlığı var.” ifadesini kullandı.
"İktidarın yanında konforlu bir hayatım olabilirdi"
"İktidarın yanında konforlu bir hayatım olabilirdi. Ama yanlışın içinde olamazdık." diyen Ali Babacan, şöyle devam etti:
"Katkım varsa içerde mücadele etmeyi tercih ettim. Ne zamanki artık katkım ve hataları önleyecek gücüm yok, yolları ayırmamla ilgili kararı verdim. Yargıç değilim, avukat değilim, savcı değilim. Ben mahkeme değilim. Ben bir siyasetçiyim, ülkenin yarınlarını inşa etmeye çalışan bir siyasetçiyim. Herhangi bir siyasetçi çıkıp da ‘Ben şunu yargılayacağım, şunu yargılatacağım’ derse, bu siyasetçi demokrasiyi içine sindirememiştir. Çünkü siyasetçilerin ‘yargılama’, ‘yargılatma’ gibi kelimelerim ağızlarına almaları yanlıştır. Böyle konuşuyorsa bilin ki otoriter eğilimleri vardır. Bilin ki iktidara geldiği anda yargıya hükmetme eğilimleri vardır. Siyasetçilerin kendilerini yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacak bir duruşla ortaya koymaları lazım."
Ergenekon davasına ilişkin açıklama yapan Babacan, “Ergenekon meselesi ilk çıktığında, o gün ana muhalefet partisinin genel başkanı rahmetli Baykal ‘Ben Ergenekon’un avukatıyım’ dedi. O günkü başbakan Sayın Erdoğan ‘Ben de Ergenekon’un savcısıyım’ dedi. Böyle başlayan bir davada mahkemelerin rahat çalışabilmesi mümkün müdür? Bütün bu adı çok duyulan davalar, yoğun bir siyasi etki altında yürüyen davalar. İşin büyük yanlışı oradan başlıyor. Ergenekon davasında, intihar edenler var. Hapisteyken vefat edenler var. Yargının adaletsizliği yüzünden çok geniş mağduriyetler oluştu. Bu insanların hepsinin acısını anlıyoruz. Bu mağduriyetler tekrar yaşanmasın diye bütün çalışmalarımızı yapıyoruz. Siyasetçinin işi ülkenin yarınlarıyla alakalıdır. Sürekli dikiz aynasına bakarak araba kullanamazsınız, yoksa kaza yaparsınız.” diye konuştu.
"Sayın Erdoğan’ın 2015’ten bu yana Türkiye’ye fazla bir faydası olmadı." diyen Babacan, “Sayın Erdoğan’ın 2014-2015’te üç dönemi dolduğu için artık ayrılması gerekiyordu. 2001’deki kuruluş akitnamesine uymadı. Israr etti, hırsa kapıldı. Maalesef 2015 yılından bu yana Türkiye’ye fazla bir faydası olmadı, olmuyor.” dedi.
Hibya Haber Ajansı