Karin Strohecker / Claire Milhench
LONDRA, 26 Haziran (Reuters) - Türk varlıklarına aylardır ihtiyatla yaklaşan yabancı fon yöneticileri, seçimlerde galip gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yabancı yatırımcıları ancak ekonomi ve para politikası üzerinde daha sıkı kontrol sözlerine açıklık getirdiği takdirde tekrar cezbedebileceğini ifade ettiler.
Erdoğan hafta sonunda yapılan seçimlerde 2023 yılına kadar artık icracı fonksiyonu olan cumhurbaşkanlığına seçildi. Partisi AKP ve MHP'nin oluşturduğu ittifak ise parlamentoda çoğunluk sahibi.
Yeni yönetimin karşı karşıya olduğu başlıca sorunlar arasında yüksek cari açık, çift hanelere çıkan enflasyon ve yüksek dış borçlanma maliyetleri bulunuyor. Yatırımcılar saygın ve iş dünyası dostu isimlerin kabinede yer alıp almayacağını ve Erdoğan'ın kabul görmemiş politikaları savunmaya devam edip etmeyeceğini de görmek istiyor.
Türkiye'nin TL cinsi tahvilleri için portföyünde ağırlık indiren Lombard Odier Investment Managers'da baş yatırım stratejisti Salman Ahmed, "Yatırımcılara ekonomik istikrarı gündemin ilk sırasına getireceklerini kanıtlamak zorundalar" dedi.
Ahmed, "Bu, para politikasının daha da sıkılaştırılması, mali alanda daha fazla reform ve alınan son derece popülist bazı kararların geri çekilmesi anlamına geliyor... Buna yönelik daha somut belirtiler görmedikçe, temelde zayıf bir ülke olduğu için Türkiye konusunda hâlâ çok temkinliyiz" dedi.
Erdoğan, 15 Mayıs'ta Londra'da Bloomberg TV'ye verdiği ve Bloomberg HT televizyonunda yayımlanan söyleşisinde Merkez Bankası'nın (TCMB) kararlarında bağımsız olduğunu ancak yürütmenin başının sinyallerini de bir kenara koyamayacağını belirterek, TCMB'nin buna göre adım atacağını söylemişti. Londra'daki toplantısına katılan yatırımcılar izlenimlerini "inanmakta güçlük ve şaşkınlık" olarak özetlemişler, tepki olarak Türk varlıklarındaki satışlar hızlanmıştı. senedi piyasasındaki kayıplar .XU100 yıl başından bu yana yüzde 17'yi bulurken, Türkiye'nin dolar ve euro cinsi tahvillleri yüzde 8'den fazla geriledi. TL yüzde 18 değer kaybetti.
Dünya Bankası verilerine göre yabancılar Türkiye'nin kote edilmiş hisse senetlerinden yüzde 64'ünü elinde bulunduruyor. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) verilerine göre de art arda dört aydır hisse piyasasından çıkış yapıyorlar.
SEÇİM SONRASI
Türkiye'deki seçimlerin sonucu beklenenden daha net oldu ve seçimlerin tekrarlanması ihtimali rafa kalktı. TL'nin oynaklık göstergeleri TRY1MO=FN yarıya geriledi, bir ay ile bir yıl arasındaki tüm vadelerde oynaklık göstergeleri Mayıs ortasından beri en düşük düzeye indi.
Seçimlerin ardından hisse senetleri ve dolar cinsi tahvilleri dün değer kazandı, ancak yatırımcıların seçimlerden sonra ne olacağını izlemeye başlamasıyla kazanımlarını muhafaza edemedi.
Yatırım yönetim şirketi Allience Berstein'da gelişmekte olan Orta Doğu ve Afrika (CEEMEA) piyasa ekonomisti olan Markus Schneider, zaferin Erdoğan'a alışılagelmiş politikaları tekrar ele almak için bir fırsat verdiğini ifade etti.
Schneider, "(Erdoğan) seçimi daha az farkla kazansaydı ve yetkileri için seçmenden aldığı destek zayıf olsaydı yatırımcı daha çok endişelenirdi... Böyle bir durumda Erdoğan pozisyonunu sağlamlaştırmak için daha çok eylemde bulunurdu" dedi.
Türkiye'nin dolar ve euro cinsi tahvillerinde ağırlık azalt olan pozisyonunu TCMB'nin faizleri iki kez artırması ve para politikası çerçevesini sadeleştirmesini takiben değiştiren Alliance Bernstein, seçimlere girerken ağırlığı bir miktar artırdı.
Ancak Schneider seçim zaferinin alışılagelmiş politikaların tekrar benimsenmesine yol açıp açmayacağının henüz belirsiz olduğunu ifade etti. Schneider'e göre önümüzdeki 7-10 gün içinde yapılacak olacak kabine atamaları Erdoğan'ın gelecek politikasında ne istediğini gösterecek.
PRAGMATİK REFORMLAR
Yatırımcılar, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in kabinede yeniden görev alıp almayacağını ve Maliye Bakanı Naci Ağbal veya eski bakan Ali Babacan gibi piyasa dostu isimlerin atanıp atanmayacağını görmek istiyorlar. Bu isimler pragmatik reformların gerçekleşme ihtimalinin arttığına işaret edebilir.
Schneider bunların aksine Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem ya da Enerji Bakanı Berat Albayrak'a pozisyon verilmesine piyasanın o kadar sıcak bakmayacağını ifade etti.
JPMorgan analistleri, hükümetin yakın geçmişte yapısal reformlara ilişkin karnesinin çok iyimser olmalarını engellediğine dikkat çekerek, "Baz senaryomuz, politika alanlarında ara sıra görülen hataların üstesinden gelme çabalarına devam edilmesi şeklinde" dedi.
Yatırımcılar özellikle TCMB'nin siyasi baskıdan arınmış olup olmayacağını görmek istiyor. Böylece TCMB yeni bir faiz artırımı yapabilir ve enflasyonu aşağı çekebilir.
Gelişmekte olan ülke tahvillerinde 1.5 milyar dolar fonu bulunan M&G'de fon yöneticisi olan Claudia Calich, "Enflasyondaki zirveyi henüz görmedik. TL'deki değer kaybının geçişkenliğini göz önüne aldığımızda manşet rakamlara yansıması birkaç ay daha alır" dedi.
Calich geçmişte Türkiye'nin cari açık konusunda oldukça ihtiyatlı davrandığını, ancak son yıllardaki mali teşviklerin ekonominin şu anda kapasite üzerinde büyüdüğü anlamına geldiğini söyledi.
Türk devlet ve şirket tahvilleri için ağırlık azalt olan pozisyonunu geçen haftalarda değiştirdiğini ifade eden Calich, para ve maliye politikasının nasıl evrildiğini görmeden pozisyonunda başka değişiklik yapmayacağını ifade etti.
Benzer şekilde, gelişmekte olan ülke tahvillerinde yaklaşık 14 milyar dolar pozisyonu bulunan Aberdeen Standard Investments'ın üst düzey yatırım yöneticisi Viktor Szabo, şirketin seçim sonrasında lokal faizlerde ağırlık azalt olan pozisyonunda değişim olmadığını söyledi.
Szabo, "Türkiye temellerine bakıldığında ucuz. Borç düzeyi, ve hatta kırılganlık olarak bahsedilen yabancı yükümlülükler (göz önüne alındığında) bile. Ancak politika yapılırken büyüme yanlısı eğilim ve merkez bankasının bağımsızlığı ile politikaları hakkındaki soru işaretleri... Bütün bunlar zehirli bir karışım yaratıyor" dedi.
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber, linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir. (Haberi çeviren Canan Sevgili; Redaksiyon Can Sezer)