Investing.com - TCMB, Mayıs ayı Finansal İstikrar Raporu’nu yayımladı ve banka raporda enflasyondaki yükselişe ve TL’de yaşanan değer kaybına dikkat çekti. Raporda:
‘Tüketici enflasyonu 2017 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yıl sonuna kadar artış göstermiştir. Türk lirasında yaşanan değer kaybı, enerji ve gıda fiyatlarında görülen yükselişler bu eğilimde sürükleyici olmuştur. Aralık 2017 itibarıyla tüketici enflasyonu yıllık yüzde 11,9 olarak gerçekleşmiştir. 2018 yılı ilk aylarında gıda enflasyonunun işlenmemiş gıda fiyatları öncülüğünde yavaşladığı, diğer alt gruplarda birikimli maliyet etkilerinin sürmesi, talep koşulları ve enflasyon beklentilerine bağlı olarak yüksek seviyelerin korunduğu gözlenmektedir. Yakın dönemde döviz kurlarında gerçekleşen artışlar başta temel mal ve enerji kalemleri olmak üzere enflasyon üzerinde baskı oluşturmaya devam etmektedir.
2017 yılının ikinci yarısında, artan yurt içi talep ile enflasyonun ulaştığı yüksek seviyeler nedeniyle para politikasının temkin düzeyi kademeli olarak güçlendirilmiştir. İlk adımda TCMB fonlamasının tamamı Geç Likidite Penceresi (GLP) kanalıyla yapılmaya başlanmıştır. Böylelikle TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama faizi GLP borç verme faizi olan yüzde 12,25 seviyesinde oluşmuştur. Daha sonra bir miktar daha parasal sıkılaşmaya gidilmiş ve borç verme faiz oranı yüzde 12,75’e çıkarılmıştır. 2018 yılında iktisadi faaliyetin gücünü koruması ve enflasyon beklentilerinin fiyatlama davranışları üzerinde oluşturduğu riskler nedeniyle ölçülü bir parasal sıkılaştırma daha yapılmış ve GLP faiz oranı yüzde 13,5’e yükseltilmiştir. Mayıs ayı içerisinde ise finansal piyasalarda sağlıksız fiyat oluşumlarının gözlenmesi fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırmıştır. Bu çerçevede Kurul, fiyat istikrarını desteklemek amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiş ve GLP faiz oranı yüzde 16,5’e çıkarılmıştır. Son olarak para politikası operasyonel çerçevesinde sadeleşmeye gidilmiş, politika faizi bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı (yüzde 16,5) olarak belirlenmiştir.’
‘İki yıl vadeli tahvilin getirisinde, 2017 yılının son çeyreğinde başlayan hızlı artış eğilimi, yıl sonu itibarıyla tersine dönmüştür. Bununla birlikte iki yıllık tahvilin faizi ile TCMB ortalama fonlama faizi arasındaki fark 2018 yılı başında tekrar açılmaya başlamıştır. Bu durum piyasa oynaklığının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.
Yatırımcı risk algısında düzelme eğilimi 2017 yılı boyunca devam etmiş ve CDS primleri azalmaya devam etmiştir. 2018 yılında kur oynaklığının yoğunlaştığı dönemlerde CDS primlerinde fiyatlama kaynaklı bir artış gözlenmiştir.’