Investing.com – Dolar Pazartesi günü düşüş yaşadı ancak Cuma günü küresel piyasalardaki riskten kaçınma hareketi esnasında elde ettiği getirilerin çoğunu korudu.
Hafta sonu piyasalara sakinleşme ve Cuma günü yaşananları yansıtma fırsatı sunmuş olabilir ancak piyasalar haftaya yine negatif bir hava ile başladı. 10 yıllık Hazine verimleri Cuma günü 3 aylık oranların altına düşerken, hisse senedi piyasaları ve tahvil verimleri Japonya’dan Avustralya’ya kadar büyük düşüş yaşadı.
ADM ISI’da stratejist olan Marc Ostwald hafta sonu bir araştırma notunda, son veriler zayıf olurken, bu hafta beklenen pek çok ABD verisine ilişkin ortak rakamların “karışık bir resme işaret ettiğini, ABD eğrisinde yaşanan ters dönüş bunu ima ediyor gibi görünse de yine de kesin bir resesyon riskini ortaya koymadığını” iddia etti.
Gelişmiş piyasa dövizleri arasındaki volatilite belirli bir dereceye kadar devam etti. Euro %0,1 düşüşle 1,1309 dolar olurken, sterlin hafif düşüşlerle 1,3186 dolara geriledi.
Amerikan Doları'nın diğer 6 majör döviz karşısındaki performansını ölçümleyen Amerikan dolar endeksi, Fed’in geçen haftaki politika duyurusundan önce yer aldığı puanın üzerinde, 96,097 seviyesinde işlem gördü.
Türk lirası, merkez bankasının döviz rezervlerindeki bir düşüşten kaynaklanıp, Başkan Donald Trump’ın Suriye’deki Golan Tepeleri üzerindeki İsrail kontrolünün uluslararası olarak tanınması isteğine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkışması ile daha da kötüleşerek geçen yılki döviz krizinden bu yana gördüğü en kötü günü yaşadıktan sonra, ılımlı bir artış yaşadı. TL Cuma günü 5,8300’e düştükten sonra, 5,6515 seviyesinde işlem gördü.
Alman IFO işletme iklimi endeksinin hem geçen haftaki IHS Markit imalat anketini destekleyecek hem de her şeye rağmen durumun o kadar da kötü olmadığına dair birtakım teminatlar verecek olması ile haftanın ilk hassasiyet testi neredeyse dakikasında gerçekleşecek. Temel endeksin Şubat ayındaki dört yılın düşük seviyesi olan 98,5 puandan ılımlı bir artışla 98,7’ye yükselmesi bekleniyor.
Öte yandan sterlin, Başbakan Theresa May’in AB Çıkış Anlaşması’nın ‘anlamlı bir oylama’ için üçüncü kez parlamentoya gelip gelmeyeceğine ilişkin haberlere hazırlanıyor. Hafta sonu boyunca “anlaşmasız” bir Brexit’e karşı yaygın bir direnç işaretleri ile bu desteklenmiş olsa da, son tarihin yalnızca 12 Nisan’a ertelenmesi ile parlamentonun alternatif bir yol bulması için kalan süre çabucak tükeniyor. Hafta sonundaki İngiltere basın raporları, May’in bu hafta kendi partisi tarafından istifa etmeye zorlanabileceğini ortaya koydu ancak bu haberler May’in yerine gelme ihtimalleri en yüksek olan bakanlar tarafından resmi olarak reddedildi.