ANKARA, 26 Ocak (Reuters) - Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye ekonomisinde yaşanan dalgalanmanın geçici olduğunu, yaz aylarıyla birlikte işlerin yoluna gireceğini belirterek, kimsenin paniklememesi gerektiğini vurguladı.
Yıldırım gazetelerin ekonomi müdürleriyle yaptığı sohbet toplantısında, "Yaz aylarıyla birlikte çok süratle işler yoluna girecek. Paniklemeyin. Bunlar gelip geçici şeylerdir. Dolar 3.5-3.6 lira oldu ne yapacağız deyip dolara hücum etmeye lüzum yok" diye konuştu.
Dolar/TL kurunda son dönemde yaşanan hareketlilik için de Yıldırım şunları söyledi:
"Son dönemde, ABD'deki seçimler ve bu ülkedeki yeni yönetimin ülkeye sermaye daveti, faizleri artırma kararları, Türkiye'yi de bütün gelişen ülkeleri de olumsuz etkiledi. Avrupa Birliği ile aramızdaki yanlış anlaşılmalar da dahil edilince yüzde 5-6 olması gereken kurlardaki sapma, yüzde 10'un üzerine çıktı."
Özel sektör ve kamu ayrımı yapmadan her kaynağın Türkiye'de garanti altında olduğunu kaydeden Yıldırım, "Özel sektörün borcundan bana ne diyecek halimiz yok. Buraya gelmiş, yatırım yapmış, üretime dahil olmuş her kaynağın ödeme mekanizması elbette olacak. Kamu kaynaklı döviz ihtiyacını bu yüzden azalttık. Başka tedbirler de alıyoruz" ifadesini kullandı.
TCMB'nin 24 Ocak'ta attığı faiz adımlarıyla ilgili de Yıldırım şunları söyledi:
"Bunu Merkez Bankası ile konuşmuyorum. Ülkede faizin yüksek olması iyi bir şey mi? Değil. Bizim amacımız bunu mümkün olduğu kadar aşağı düşürmek ve finansa erişimi sağlamak. Faiz yüksek olursa yatırımcının iştahı kaçar. Enflasyon da artar."
TCMB bu hafta Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 8'de sabit tutarken, faiz koridorunun üst bandını 75 baz puan artırımla yüzde 9.25'e, geç likidite penceresi borç verme faizini de 100 baz puan artışla yüzde 11'e çıkardı.
TCMB'nin faiz kararı da TL'deki son dönemde yaşanan değer kaybını da durduramadı.
Temmuz 2016'daki darbe girişiminden bugüne dolar karşısında yaklaşık yüzde 25 değer kaybeden TL yıl başından bu yana ise yüzde 8 civarı kayıpla gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en çok değer kaybeden para birimi olmayı sürdürüyor.
Türk ekonomisinde kuru baskılayan ana unsurlar arasında TCMB'nin siyasi endişelerle TL'nin sert değer kayıplarına karşın faiz adımlarını kullanmaktan çekinebileceği endişesi, faiz adımlarının kullanılması halinde siyasilerle yaşanabilecek gerilim ihtimali, Türkiye'ye tek yatırım yapılabilir notu veren kredi kuruluşu Fitch'in 27 Ocak'taki değerlendirme tarihinin yaklaşması, anayasa değişiklik süreci ve jeopolitik gelişmeler öne çıkıyor.