İSTANBUL, 11 Mayıs (Reuters) - Gelişmekte olan ülke para birimlerinde nispeten olumlu seyir ve sakin gündeme rağmen, TL'nin bugün dolar karşısındaki değer kaybı bir ara yüzde 1'i aşarken, negatif ayrışmada TCMB'nin piyasada beklenen faiz artırım yönündeki adımları atmamasının etkili olduğu belirtiliyor.
Analistler TL'de son dönemde görülen sert değer kaybını dizginlemek için likidite adımlarının yeterli olmadığını, TCMB'nin bir faiz artışı yapması gerektiğini belirtirken, ekonomi yönetiminin biri rutin olsa da iki gün üst üste toplantı gerçekleştirmesi, önlem alınacağı beklentilerini güçlendirmişti.
Global piyasalardaki olumlu seyir, ekonomi bürokratlarının toplantı haberi ve beklentilerin altında gelen ABD TÜFE verisi ile dün yönünü aşağı çeviren dolar/TL bugüne de 4.24 civarından sakin başladı.
Bu sabah saat 0906'da 4.2390/4.2411 seviyesinde olan dolar/TL kademeli olarak yönünü yukarı çevirerek 4.2840'a kadar yükseldi. Dolar/TL saat 1507'de 4.2761/4.2787 seviyesinde.
Bu sabah 4.6448/4.6486 seviyesinde olan sepet bazında TL aynı saatte 4.6896/4.6928, bu sabah 5.0510/5.0540 seviyesinde olan euro/TL ise 5.1044/5.1083 seviyesinde bulunuyor.
TEB Yatırım/BNP Paribas Stratejisti Işık Ökte, atılan likidite adımları dışında, kötüleşen enflasyon beklentileri nedeniyle de bir faiz hareketi beklendiğini belirterek, bu beklentiler gerçekleşmedikçe, piyasanın TCMB'nin elini zorlamaya devam edeceğini söyledi.
TCMB'nin enflasyon görünümü ve 24 Haziran seçimi öncesi TL'de yükselen oynaklık oranlarını düşürmek için PPK toplantısı öncesi aksiyon almasının olası olduğunu, en az 200 baz puanlık faiz artırımı ve sadeleşmenin aynı anda gelebileceğini belirten Ökte şunları söyledi:
"Kamu harcamalarında kısıntıya gidilmeyeceği bir ortamdayız ve TL oynaklık oranlarını düşürmek ve açığa satışlara sopa göstermek için TCMB'nin belki de piyasa beklentileri üzerinde bir aksiyon alması gerekiyor. Örneğin, GLP'nin haftalık faiz oranının 150 baz puan üzerine çekilmesinin (yüzde 17) TL'yi koruyucu bir hareket olarak algılanacağına inanıyorum."
Dolar/TL hafta boyunca yukarı yönlü oldukça hareketli bir seyir izlemiş, yatırımcılarda endişe yaratan Türkiye'ye özgü riskler ABD'nin İran ile nükleer anlaşmadan çekileceği açıklamasının küresel risk algısının artmasıyla birleşmesiyle 4.3780'e kadar yükselerek tarihi zirveyi görmüştü.
Rekor seviyelerin ardından TCMB döviz likiditesini rahatlatıcı adımlar atarken, ekonomi yönetiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanması, TL'de son dönemdeki sert değer kaybının önüne geçilecek adımlar atılacağı beklentisi yaratarak kuru aşağı çekti. Ekonomi bürokratlarının sonradan rutin olduğu ortaya çıkan ikinci toplantısı da önlem alınacağı beklentilerini kuvvetlendirdi.
TL son dönemde S&P'nin kredi notu düşüşü ve enflasyon endişeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrışıyor. Bankacılar TL'deki değer kaybına dolardaki küresel değer kazancı, S&P'nin not indirimi, ABD faizlerinin yüzde 3'e yükselmesi, petrol fiyatlarındaki yükseliş, yaklaşan seçimler öncesi genişlemeci politikalar, son PMI verisinin ekonomideki beklenen bir ivme kaybının başlangıcına işaret etmesini, yüksek enflasyon ve yüksek cari açığı gösteriyorlar.
Tahvil-bono piyasasında ise gösterge 10 yıllık tahvilin bileşik faizi dün spot kapanışta ortalama yüzde 13.71, valörde yüzde 13.50'ye kadar geriledikten sonra son işlemde yüzde 13.59 seviyesindeydi. Bugün ise spot kapanışta ortalama yüzde 13.59, valörde saat 1510'da yüzde 13.56 seviyesinde.
Gösterge iki yıllık tahvilde bileşik faiz ise dün spot kapanışta ortalama yüzde 15.81, valörde son işlemde yüzde 15.87 seviyesindeydi. Bugün ise spot kapanışta ortalama yüzde 15.92 seviyesinde.