İSTANBUL, 8 Kasım (Reuters) - ABD ile Türkiye'nin karşılıklı sınırlı da olsa vize başvurularını kabul etmeye başlamasının ardından hafta başında gerileyen dolar/TL tekrar yönünü yukarı çevirerek yüksek seviyelerde seyrini sürdürürken, Türkiye-ABD ilişkilerine odaklanan piyasalar Başbakan Binali Yıldırım'ın ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile yarın yapacağı görüşmeyi bekliyor.
Yıldırım, dün akşam saatlerinde başladığı ABD ziyaretinde Perşembe günü Washington'da Pence ile bir araya gelecek. Yıldırım üç gün sürecek ABD ziyaretinde, sınırlı şekilde yumuşayan vize krizinin yanı sıra, Fethullah Gülen'in iadesi, "FETÖ", PYD/YPG ve DEAŞ ile mücadele konularının ele alınacağını söyledi. ABD büyükelçiliği önceki gün sınırlı ölçüde vize başvurularını kabul etmeye başladı. Ardından Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği de ABD vatandaşlarının vize başvurularının sınırlı ölçüde alınmaya başlandığını duyurdu. L5N1ND0IJ
Ancak ABD tarafından gelen ilk açıklamada vize kararının Türkiye'deki misyonda yerel çalışanlara yönelik başka bir soruşturma bulunmadığına ilişkin Türk hükümetinden, ilk etapta üst düzeyde güvence almalarının ardından geldiği belirtildi. Buna karşın Türk tarafı yargı süreci devam eden dosyalarla ilgili olarak herhangi bir güvence verilmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.
Bu açıklamaların ilişkilerin yakın zamanda düzelemeyeceğine dair algı oluşturması, dün piyasayı olumlu etkileyecek yeni haber akışının olmaması ile önceki gün 3.82'li seviyelere sert gerileyen dolar/TL tekrar yükseldi.
Dün saat 1630'da 3.8646/3.8669 seviyesinde olan dolar/TL TRYTOM=D3 bu sabah saat 0853'te 3.8720/3.8740 seviyesinde.
Dün aynı saatte 4.1657/4.1686 seviyesinde olan sepet bazında TL bu sabah 4.1810/4.1824, 4.4673/4.4706 seviyesindeki euro/TL ise 4.4900/4.4917 seviyesinde bulunuyor.
ABD Merkez Bankası'ndan (Fed) faiz artırım beklentileri, Fed başkanının belirlenmesi, ABD'de Trump'ın seçim vaatlerinden olan vergi indirimlerinin yakında kabul edilebilme ihtimali küresel olarak dolara güç verirken, TL'nin kendi kırılganlıkları gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en çok değer kaybedenlerden biri olmasına neden oluyor.
Bu çerçevede Hazine'nin artan borç çevirme oranlarının TL varlıklarda yarattığı baskı, ABD ve Avrupa ülkeleriyle gerilen ilişkiler ve devam eden jeopolitik endişeler, TL'deki değer kaybında ana etkenler olarak öne çıkıyor.
Bu noktada TL'de son dönemde görülen değer kaybı ve enflasyona yönelik endişelerle TCMB önceki gün TL likiditesini sıkılaştıracak döviz likiditesini ise rahatlatacak yönde rezerv opsiyon ve reeskont kredilerine yönelik iki adım attı. Bu adımlara ilk etapta piyasa olumlu tepki verse de dolar/TL kazanımlarını koruyamadı.
Analistler her ne kadar adımların TL pozitif olduğunu söylese de TL'deki değer kaybında etkili olan unsurlar dikkate alındığında adımların etkisinin kalıcı olamayacağına veya piyasadaki trendi tersine çeviremeyeceğine dikkat çekiyor.
Tahvil tarafında geçen hafta görülen yükseliş hareketi ile 10 yıllık gösterge tahvilini bileşik faizi yüzde 12'yi aşarken, 2 yıllık gösterge tahvil faizi ise yüzde 13 seviyesinin üzerinde bulunuyor.
ABD 10 yıllık tahvil faizinde yükseliş potansiyeli, enflasyonda yukarı eğilim ve bozulan beklentiler ile Hazine'nin yüksek borçlanması tahvil faizlerinde de yükseliş baskısı yaratıyor.
Öte yandan analistler TCMB'nin dünkü adımlarının da piyasada TL likiditesini sıkılaştıracak olması nedeniyle TL maliyetlerini artırarak hem tahvil hem de mevduat faizlerini olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor.
Tahvil/bono piyasalarında 10 yıllık tahvilin bileşik faizi dün spot kapanışta ortalama yüzde 12.21, valörde son işlemde yüzde 12.24 seviyesinde.
Gösterge iki yıllık tahvilin bileşik faizi dün spot kapanışta ortalama yüzde 13.48 seviyesinde.