(Ayrıntılar eklendi)
ANKARA, 22 Nisan (Reuters) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası'na yeni başkan atanması sürecinin iyi yönetildiğini, Ağustos'ta açıklanan yol haritası ile uyumlu bir faiz indirimi kararı alan TCMB'nin yeni Başkanı Murat Çetinkaya'ya güvenin de tam olduğunu söyledi.
NTV'nin canlı yayınında konuşan Şimşek, TCMB'nin faiz koridorunun üst bandında 50 baz puanlık indirim kararına ilişkin değerlendirmesinde, "Bu karar Ağustos ayında açıklanan ve küresel para politikasında normalleşme sürecine paralel olarak TCMB'nin izleyeceği yol haritası ile uyumlu" dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
"Küresel para politikasındaki normalleşme başka bahara ertelenmiş gibi. Böyle bir durumda bizim zaten bir sadeleşme politikamız vardı. Yani faiz koridorunun daraltılması, daha geleneksel diye tabir edilebilecek bir para politikası patikasına girmesi öngörülüyordu. Bu durumda bandın aşağı kısmını değil de yukarı kısmını indirmek bununla uyumlu. Zaten piyasaların da tepkisi de çok açık ve net. Kredi faizlerinde bir miktar iyileşme görülebilir" dedi.
TCMB başkanlığı atama sürecinin iyi yönetildiğine dikkat çeken Şimşek, "Her şeyden önce süreç iyi yönetildi. Ben ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olur olmaz önümüzdeki döneme ilişkin temel hususları başbakanımıza arz etmiştim. Bunların başında da TCMB Başkanı atamasının böylesine iyi yönetilmesi gerektiğini söylemiştim. Ocak'ta da Şubat'ta da dönem dönem konuyu konuştuk; atamadan bir hafta önce istişare ettik, birkaç isim üzerinde değerlendirme yaptık" " dedi ve ekledi:
"Başbakanımız, Cumhurbaşkanımızla istişare ettiler ve en sonunda da atama konusunda da kararı verdik. Sürecin iyi yönetildiğini zaten piyasa tepkisinden de görebilirsiniz. Bankanın içinden, deneyimli, dolayısıyla güven veren bir arkadaşımızı seçtik. Ümit ediyorum ki bu iyi başlangıç devam edecek çünkü bankanın kredibilitesi çok önemli. Başkanın bu şekilde iyi bir başlangıç yapması güvenle birlikte alanımız da genişliyor."
Merkez Bankası, yeni başkan Murat Çetinkaya yönetimindeki ilk Para Politikası Kurulu toplantısında faiz koridorunun üst bandını beklentilere paralel 50 baz puan indirdi.
TCMB ADIMLARIYLA KREDİ FAİZLERİ BİR MİKTAR İYİLEŞEBİLİR
Şimşek, TCMB'nin faiz indirimi ardından kredi faizlerinde bir miktar iyileşme görülebileceğini ancak kalıcı bir iyileşme için birkaç şartın daha gerçekleşmesi gerektiğini söyledi.
Bankaların imkanlarının kredi mevduat oranın yüzde 120 olması nedeniyle "artık sınıra dayanmış durumda" olduğuna dikkat çekerek tasarruf oranlarının artması gerektiğine dikkat çeken Şimşek, şöyle devam etti:
"Yani dışarıdan kaynak gelmezse içeride tasarruf imkanları artmazsa, yani sisteme daha çok kaynak girişi olmazsa, sistem kredi hacmi anlamında önümüzdeki döneme ilişkin fazla bir manevra alanı kalmamış durumda. Sermaye yeterlilik oranları yüksek. Kredi mevduat oranlarının yükselmiş olması mevduat faizlerini de yükseltiyor. TCMB'nin tanımı gereği piyasaya verdiği miktar sınırlı olmak zorunda. TCMB'nin attığı adımlar kredi maliyetlerini miktar aşağı çekmeli ki muhtemelen olumlu etkileyecektir ki büyük resimde önemli ancak tek belirleyici değil. Dolayısıyla esas olan Türkiye'ye kaynak girişinin artması, Türkiye'nin kendi iç tasarruflarını arttırması. Bu iki değişken çok önemlidir. Zaten bu alanlarda da çok ciddi çalışmalarımız var."
Şimşek konuşmasında TCMB'nin görev tanımında değişikliğin doğru bir tartışma konusu olmadığına da dikkat çekerek, "İş alemi bu tartışmanın kendileri için ne kadar olumsuz sonuçlara neden olacağını bilse bunu istemezler. TCMB'nin görev tanımı açık ve net. Fiyat istikrarı esastır, çelişmemek üzere ekonomiyi destekleyici politikalar uygulanır. Kanunda zaten bunlar var... Bunun ötesinde ne getirilebilir bilmiyorum" dedi.
Küresel piyasalarda iyimserliğin artmasının, Türkiye'nin reform sürecinde yaşanan canlanmanın ve AB ile yakınlaşmasının son dönemde Türkiye'ye fon akışını tetikleyen faktörler olduğunu vurgulayan Şimşek, "Jeopolitik gerginlikler ve terör olumsuz yansıyor... Turizme bu yıl bir miktar etkisi olabilir. Bu da bize piyasaları çeşitlendirme için bir fırsat" dedi.
Şişek, Türkiye özgü olumlu gelişmeler ve küresel piyasalardaki iyileşme sayesinde Türkiye'ye fon girişinin başladığını kaydetti ve şöyle devam etti:
"Bunun yansımasını faizlerde gördük. Hızlı bir şekilde Hazine'nin borçlanma faizleri yüzde 10'un altına indi. TL bir miktar zemin kazandı. Bu yakında enflasyona olumlu ve ekonomik aktiviteye olumlu yansıyacak. Önemli olan bu havanın korunması" dedi.
Şimşek AB ile yakınlaşmanın Türkiye'nin risk primini düşürdüğü de belirtti.
BES'E OTOMATİK KATILIM
Şimşek, bireysel emekliliğe otomatik katılım ile ilgili çalışmaların tamamlandığına kaydederek, "EKK ile konuyu görüşten sonra konuyu Bakanlar Kurulu'na getirip ondan sonra Meclise göndereceğiz" dedi.
Şimşek, yeni sisteme göre yeni işe girenlerin ve iş değiştirenlerin otomatik olarak bir süreliğine otomatik olarak BES sistemine tabi tutulacaklarını söyledi.
Belli bir süre sonunda çalışanın sistemde kalmaması halinde çıkabileceğini de belirten Şimşek "Bu sistemle işçilerimizin gelecekte sadece devletin emeklilik maaşına bağımlı kalmasını ortadan kaldırmış olacağız" dedi.
Şimşek, dünyada benzer uygulamalarda devlet katkısının olmadığını belirterek" "Şimdilik biz daha çok devlet katkısı üzerine kurgulanmış bir sistem planlıyoruz... Sistemde uzun süre kalmayı, emeklilik sonunda bunu maaş olarak peyderpey almayı teşvik eden bir sistem" dedi.
Şimşek, turizm sektöründe ilk iki ay itibarıyla yüzde 6 civarında düşüş yaşandığını mevcut şartlarda dramatize edilecek bir durum görmediğini ancak riskleri de ciddiye aldıklarını da söyledi.
Turizm sektörüne yönelik önemli destekler verildiğini belirten Şimşek, bunların dışında üzerinde çalıştıkları yeni bir paket olmadığını da söyledi.
Asgari ücrette vergi diliminden kaynaklı olarak oluşacak kayba yönelik bir çalışmalarının gündemde olmadığını ifade eden Şimşek, kıdem tazminatı konusunda da işçilerin hesabına yatıracak şekilde bir sistem üzerinde çalıştıklarını, sonuçlandırılmasının ardından sistemi açıklayacaklarını da söyledi.