Karmaşık küresel ortam karşısında CEO'lar ve yöneticiler tedarik zincirlerini öngörülemeyen jeopolitik krizlerden korumak için giderek daha fazla senaryo planlamasına başvuruyor. İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu sırasında, Orta Doğu ve Ukrayna'daki gibi küresel çatışmaların ve dünya çapında yaklaşan seçimlerin ekonomi üzerindeki etkisine ilişkin endişeler dile getirildi.
Küresel Endüstri Başkanı David Garfield, yönetici düzeyinde senaryo planlamasının önemini vurgulayarak, şirketlerin kritik hammadde tedarikindeki olası aksaklıklara karşı hazırlık yapmaları gerektiğinin altını çizdi. Kızıldeniz'deki son Husi militan saldırıları, pandeminin yaralarını sarmaya çalışan tedarik zincirlerinin kırılganlığının altını çizdi.
McKinsey Kıdemli Ortağı Ishaan Seth, son yıllarda senaryo planlamasının öneminin arttığına dikkat çekerek, kuruluşların değişen koşullara hızla uyum sağlaması gerektiğini vurguladı. Alix Partners tarafından yapılan bir anket, özellikle ABD ve Çin arasındaki jeopolitik gerilimlerin CEO'ların %68'ini stratejilerini gözden geçirmeye sevk ettiğini, %66'sının ise yaklaşan ABD başkanlık seçimlerinden endişe duyduğunu ortaya koydu.
BCG Küresel Başkanı Rich Lesser, jeopolitik ve seçimlerle ilgili belirsizliğin CEO'ları ve yönetim kurullarını daha hazırlıklı olmanın yollarını aramaya sevk ettiğine dikkat çekti. Japonya'nın en büyük ikinci yerli içecek grubu Suntory'nin CEO'su Takeshi Niinami, Japon şirketlerinin belirli bölgelere aşırı bağımlılığı azaltmak için tedarik zincirlerini çeşitlendirmeyi düşündüklerini ve Hindistan veya Vietnam gibi alternatifleri değerlendirdiklerini belirtti.
ABB (ST:ABB) Yönetim Kurulu Başkanı Peter Voser de Çin ve Tayvan arasındaki durum gibi jeopolitik risklerin yönetim kurulu tartışmalarına dahil edildiğini ve şirketlerin bu sorunları ele almak için acil durum planları geliştirdiğini kabul etti.
Bankacılar ve CEO'lar küresel ekonominin gidişatı hakkında karışık duygulara sahip olduklarını ifade ettiler. ABD ekonomisinin dayanıklılığı konusunda iyimser olmakla birlikte, özellikle enflasyonu yeniden ateşleyebilecek potansiyel tedarik zinciri aksaklıkları ışığında Avrupa ve Çin için endişe duyuluyor. Uluslararası Para Fonu'nun Ekim ayı tahmininde, 2023 yılında %3 olan küresel GSYH büyümesinin 2024 yılında %2,9'a düşeceği öngörülmüştür. Çin'in tahmini emlak krizi nedeniyle %4,2'ye düşürülürken, Avro bölgesinin tahmini %1,2'ye indirildi, ABD'nin tahmini ise %1,5'e yükseltildi.
Goldman Sachs CEO'su David Solomon, ABD'nin bu yıl önemli bir yavaşlamadan kaçınacağı beklentisini paylaştı, ancak özellikle işgücü, gıda ve gazla ilgili enflasyonun beklenenden daha uzun süre devam edebileceği konusunda uyardı. Piyasa beklentilerine rağmen, birçok CEO ABD Merkez Bankası'nın faiz oranlarını tahmin edildiği kadar hızlı düşüreceğinden şüphe duyuyor.
IKEA'nın sahibi Ingka Group'un CEO'su Jesper Brodin, önümüzdeki 18-24 ay için ihtiyatlı bir iyimserlik sergileyerek ekonomilerde bir iyileşme ve faiz oranlarında bir düşüş beklediğini ifade etti. Bununla birlikte, ticari gayrimenkul gibi sektörlerin agresif faiz artışları ve pandemi sonrası ofis alanı talebindeki değişim nedeniyle zorluklarla karşı karşıya kalması, genel olarak olumlu bir hava yaratmadı.
JLL CEO'su Christian Ulbrich, sektörde karışık duygular olduğunu, bazılarının mevcut koşulları şimdiye kadarki en kötü koşullar olarak gördüğünü, bazılarının ise önümüzdeki 12 ila 24 ay içinde kârlı anlaşmalar beklediğini bildirdi. Genel hava dengesizdi ve Avrupa büyümede geride kalıyordu. Siemens yönetim kurulu üyesi Matthias Rebellius, Euro bölgesindeki pazarların yavaşladığını kabul etmekle birlikte Asya ve Amerika kıtaları için daha olumlu bir görünüm olduğunu belirtti.
Dünya Ekonomik Forumu toplantısı, ılımlı küresel ekonomik büyümenin ortasında merkez bankalarının yüksek faiz oranlarını koruduğu bir ortamda gerçekleşti.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.