Investing.com - Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türk bankalarına yönelik son değerlendirmelerinde dikkat çekici bulgulara yer vererek, bankacılık sektörünün değişen makroekonomik ve finansal koşullara karşı dayanıklılığını vurguladı.
Fitch, Türk bankalarının son not artışları sonrasında iyileşen beklentilerle karşı karşıya olduğunu belirtirken, azalan yakın vadeli makroekonomik ve finansal istikrar risklerinin finansman baskılarının azalmasına ve yatırımcı güveninin yeniden kazanılmasına neden olduğunu ifade etti.
Makroekonomik politikaların etkisi
Fitch, daha geleneksel bir makroekonomik politika bileşiminin benimsenmesiyle birlikte Türk bankaları için refinansman risklerinin azaldığını gözlemledi. Bu durum, dış piyasalara erişimin artması ve borç ihracındaki artışla kendini gösteriyor. Fitch, Türk lirasının istikrarına yönelik potansiyel riskler nedeniyle, yetkililer tarafından döviz korumalı mevduat mekanizmasının kademeli olarak gevşetilmesinin devam etmesini bekliyor. Böylece, finans piyasalarındaki oynaklıkların hafifletilmesi ve döviz kuru risklerinin yönetilmesi amaçlanıyor.
Sermaye yapısı ve kâr marjları
Türk bankalarının karşılık tamponları ve değer düşüklüğü öncesi kârları ile desteklenen genel olarak yeterli sermaye yapısına sahip olduğunu belirten Fitch, karlılığın makul düzeyde kalmasının beklendiğini ancak 2023'e kıyasla daha zayıf bir performans sergileyebileceğine dikkat çekti.
2025 yılından itibaren ise enflasyon muhasebesinin potansiyel etkilerinin görüleceği öngörülüyor. Bununla birlikte, bankaların net faiz marjlarının yüksek fonlama maliyetleri, krediler üzerindeki yasal sınırlamalar ve nispeten düşük TÜFE'ye bağlı menkul kıymet gelirleri nedeniyle baskı altında olduğu ifade edildi.
Varlık kalitesi ve sorunlu krediler
Fitch, sıkı para politikasının bankaların aktif kalitesi üzerinde ılımlı bir baskı oluşturmasını beklerken, sektör genelindeki sorunlu krediler oranında da ılımlı bir artış görülebileceğini belirtti. Ancak genel varlık kalitesindeki bozulmanın, bankaların kârlılığı ve karşılık tamponlarına göre yönetilebilir kalmasına olan beklenti, sektörün genel durumunu koruyacağına işaret ediyor. Bu değerlendirmeler çerçevesinde, Türk bankalarının mevcut şartlar altında sermaye yeterliliğini sürdürebileceği ve potansiyel riskleri yönetebileceği öne çıkıyor.