Başbakan Yardımcısı Şimşek’e,Fed’in, bu ay ortasında faiz artıracağına yönelik bir beklenti olduğu hatırlatılarak, bunun Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine Şimşek, “Bugün itibarıyla piyasa beklentilerine bakarsanız, martta bir faiz artışı yüzde 90’ın üzerinde, yüzde 100’e yakın fiyatlanmış durumda. İlk faiz artışı muhtemelen piyasada fiyatlandığı için dolar da küresel olarak son 7 haftanın zirvesinde. Bu anlamda zaten kısa vadede fiyatlandı. Ama orta vadede, eğer ABD’deki para politikasındaki normalleşme yani faiz artışı hızlanarak devam ederse, bu Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için tabii ki olumsuz olur.” diye konuştu.
Risk iştahının küresel büyüme ile gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme performansıyla ilişkili olduğuna işaret eden Şimşek, “Piyasadaki fiyatlamayı söylüyorum, bu sene 2 veya 3, gelecek sene sonuna kadar da 4 veya 5 faiz artışı öngörülüyor. Bu aslında çok aşırı hızlı bir faiz artışı değil,yönetilebilir. Terör tehdidi azalsın, Suriye’de biraz normalleşme ki başlayacak, lira değerlenir. Çünkü o turizmi, ticareti, dış dengeyi olumlu etkiler ama en önemlisi bunlardan bağımsız Türkiye’nin risk primini olumlu etkiler. Mesela referandumda ‘evet’ çıksın, olumlu etkiler. Çünkü, Türkiye’nin önü açık, ‘bir miktar belirsizlik vardı, aradan çıktı’ denilir.” ifadelerini kullandı.