(Detaylar eklendi)
İSTANBUL, 12 Temmuz (Reuters) - Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Pazartesi günü göreve başlamasının ardından açıkladığı mevzuat değişikliklerinin Merkez Bankası'nın (TCMB) bağımsızlığı önünde daha fazla zorluklara neden olacak gibi göründüğünü bildirdi.
Erdoğan'ın göreve başlamasının ardından Salı günü yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile TCMB Başkanı ve başkan yardımcılarının dört yıllığına Cumhurbaşkanı tarafından atanması kararlaştırılmıştı. Aynı kararnameye göre, TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) üyeleri ise cumhurbaşkanı onayıyla atanacaklar. konusu KHK ile TCMB başkan yardımcıları için aranan "meslekleriyle ilgili en az 10 yıl çalışma ve başkanın önerisi ile müşterek kararla 5 yıl süreyle atanma" ibaresi de kaldırılmıştı. TBMM'de yemin ederek görevine resmen başlamasının ardından Pazartesi akşamı cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk kabinesini kamuoyuna açıkladı. Yeni kabinede Mehmet Şimşek ve Naci Ağbal gibi yatırımcıların yakından tanıdığı isimler yer almıyor. Hazine ve Maliye Bakanı olarak ise eski enerji bakanı Berat Albayrak atandı.
Moody's bugün tarihli gelişmelerin kredi etkilerine ilişkin global bir raporun Türkiye ile ilgili bölümünde, Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanmasının kaçınılmaz olarak Erdoğan hükümetinin bağımsızlığı ve deneyimi konusundaki soruları gündeme getireceğini belirtti.
Moody's ayrıca TCMB'nin ekonomi ve finansal sistemdeki artan dengesizlikleri ele almadaki rolü göz önüne alındığında, TCMB'nin etkinliğine yönelik daha fazla zorlukların bu noktada kredi notu için negatif etki yaratabileceğini belirtti.
Moody's'in raporuna göre Türk yetkililerin son aylarda büyüme amacıyla uyguladıkları güçlü genişlemeci mali ve para politikaları bu dengesizlikleri artırdı. 2016 yılında yüzde 3.6 olan reel büyüme oranı geçen yıl yüzde 7.4'e çıkarak, yüzde 3.5-4.0 potansiyel büyüme oranının oldukça üzerinde gerçekleşti.
Raporda bunun enflasyonun artmasına neden olarak cari açığı artırdığı ve yatırımcı güvenini zedelediği belirtildi. Raporda "TCMB para politikasını kademeli olarak sıkılaştırarak, politika faizi olan bir hafta vadeli repo faizini kümülatif olarak 500 baz puan artırarak yüzde 17.75'e yükseltmişse de, para politikası nihai olarak enflasyonu sınırlamada ve enflasyon beklentilerinde etkisiz kaldı" denildi.
TCMB yetkilileri için önemli bir zorluğun da Erdoğan'ın geleneksel para teorisine karşı çıkan açıklamalarının olduğu belirtilen raporda, Erdoğan ve diğer üst düzey yetkililerin faiz oranları ve enflasyon arasında güçlü bir olumlu ilişki olduğunu ve para politikası tutumunun daha sıkı değil gevşek olması gerektiğini sürekli savundukları ve bu görüşün Erdoğan'ın seçilmesi sonrası da yumuşamış gibi görünmediği ifade edildi.
Erdoğan Mayıs ayında Londra'da yaptığı ve Bloomberg TV'de yer alan konuşmasında, "TCMB'nin kararlarında bağımsız olduğunu ancak yürümenin başının sinyallerini de bir kenara koyamayacağını" belirterek, TCMB'nin buna göre adım atacağını söylemişti. Cumhurbaşkanlığı'nda düzenlenen göreve başlama töreninde yaptığı konuşmada yeni yürütme güçlerini para politikasının gidişatını belirlemek için kullanma niyetini tekrar dile getirdi ve büyümeye odaklanılmaya devam edeceğini doğruladı.
Raporda "Türkiye ekonomisini rahatlatmak için TCMB'nin yönetim yapısındaki değişiklikler daha sıkı para politikasını izleme kararlılığını önümüzdeki günlerde güçlendirmekten ziyade zayıflatabilir" denildi.
Rapora göre Türkiye'deki artan dengesizlikler konusunda bu tür bir politika değişikliğinin doğrudan etkisinin dışında, TCMB ve diğer kamu kurumlarının bağımsızlığına müdahale edildiği yönündeki algılar yatırımcıları muhtemelen daha fazla endişelendirecek. Türkiye ekonomisi ve mali sisteminin bel bağladığı yabancı sermaye akışının maliyeti ve elde edilebilirliği konusunda da olumsuz çıkarımlar neden olacak.
Raporda güçlü ve etkili maliye politikası ve birkaç yıl öncesi karara bağlanan ancak yürürlüğe konulmayan yapısal ekonomik reformlar üzerinde daha fazla ilerleme kaydedilmesi ile bu sonuçtan kaçınılabileceği belirtildi.
Raporda Cumhurbaşkanının göreve başlama töreninde yaptığı konuşma, büyümeye odaklanmanın değişmediğini ortaya koysa da yeni hükümetin nasıl politikalar izleyeceği net değil" denildi.