(Yeni görüş ve ayrıntılar eklendi)
İSTANBUL, 20 Aralık (Reuters) - Merkez Bankası (TCMB) son dönemde yükselen kur ve petrol fiyatlarının yarattığı yukarı yönlü risklere karşın ekonomik faaliyetteki yavaşlamanın önümüzdeki dönemde enflasyonu ne şekilde etkileyeceğini izlemek adına bekle-gör politikasına geçerek yılın son toplantısında kısa vadeli faizleri değiştirmedi.
ABD'de başkan seçilen Donald Trump'ın izleyeceği politikaların enflasyonu artıracağı beklentileri ve Fed'in 2017'de faizleri daha hızlı artıracağı sinyali vermesiyle dolarda global güçlenmenin yanı sıra siyasi ve güvenlik endişeleri gibi iç risklerle TL'nin dolar son dönemde ciddi değer kaybetmesi ardından TCMB'nin Kasım ayında yaptığı faiz artırımlarına Aralık'ta da devam etmesi bekleniyordu.
Ancak TCMB toplam talep gelişmelerinin kur ve petrol fiyatlarındaki yükselişin enflasyona etkilerini sınırlayacağını belirterek, bu etkileri izlemeyi tercih etti.
PPK açıklamasında yakın dönemde küresel belirsizliklerdeki artışa bağlı olarak yaşanan döviz kuru hareketleri ve petrol fiyatlarındaki yükselişin enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturduğu belirtilerek, "Öte yandan, toplam talep gelişmeleri bu etkileri sınırlamaktadır. Kurul, bu faktörlerin net etkilerinin daha sağlıklı değerlendirilebilmesi açısından, gelişmelerin yakından takip edilmesinin faydalı olacağını ifade etmiştir" denildi.
Nomura Ekonomisti İnan Demir, TCMB'nin muhtemelen önümüzdeki aylarda baz etkisi kaynaklı düşük enflasyon gerçekleşmeleri ve üçüncü çeyrekte GSYH'daki daralmaya güvenerek faizleri sabit tuttuğunu söyleyerek, "Bugün yapılacak bir artırım enflasyon görünümü ve global ortamdaki bozulmayı kabullendiğini ve piyasaya geçen ayki faiz artışını sürdürebilme kabiliyeti olduğuna işaret etmek için bir fırsattı. Ancak bu fırsatın kaçırılmasıyla dolar/TL'nin 12 aylık tahminimiz olan 3.65 seviyesine üç ayda ulaşabileceğini düşünüyoruz" dedi.
TL 15 Temmuz'daki darbe girişiminin hemen öncesindeki kapanışından düne kadar yüzde 18 değer kaybı ile dolar karşısında en kötü performans gösteren gelişmekte olan ülke para oldu.
AĞIRLIKLI OLARAK ARTIRIM BEKLENİYORDU
Reuters'ın 18 kurumun katılımıyla gerçekleştirdiği ankete göre; politika faizinde sekiz katılımcı 25 baz puan, beş katılımcı 50 baz puan artırım beklerken, beş katılımcı ise sabit tutulmasını bekliyordu.
Koridorun üst bandında ise 12 katılımcı 25 baz puan, üç katılımcı 50 baz puan artırım beklerken, üç katılımcı da sabit tutulacağını öngörüyordu.
Öte yandan 14 katılımcı koridorun alt bandının sabit tutulmasını, bir katılımcı 25 baz puan, bir katılımcı 50 baz puan, bir katılımcı ise 75 baz puanlık artırım yapılmasını bekliyordu.
Böylece TCMB Aralık ayında ağırlıklı artırım beklentilerinin aksine marjinal fonlama oranını yüzde 8.50, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8, koridorun alt bandını ise yüzde 7.25 düzeyinde sabit tuttu.
BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ ise TCMB kararının piyasa beklentilerini karşılamadığını ve faizlerin yönüne ilişkin bir sinyal de içermediğini söyleyerek, "Beklemede kalma kararı Kasım ayındaki artırımın bir sıkılaştırma döngüsünün başlangıcı olmadığını ortaya koydu. TCMB'nin daha fazla zamana ve enflasyonun yükselip yükselmeyeceğini ortaya koyan verilere ihtiyacı olduğunu anlıyoruz" dedi ve şöyle devam etti:
"Eğer enflasyon beklentilerin üzerinde artarsa TCMB önümüzdeki dönemde sıkılaştırmaya gidebilir. Ancak bu noktada TCMB'den bir 'bazuka' beklemiyoruz. Fed'in sıkılaştırmaya gittiği, bölgesel ve iç siyasetin iyi bir durumda olmadığı bir ortamda karar TL için orta vadede negatif" dedi.
PPK açıklamasında önümüzdeki dönemde para politikası kararlarının enflasyon görünümüne bağlı olacağı belirtilerek, "Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek para politikasındaki temkinli duruş sürdürülecektir" denildi.
PPK kararının hemen öncesinde 3.5095 seviyesinde işlem gören dolar/TL kararın ardından 3.5440 seviyesine kadar yükseldikten sonra TSİ 1635'te 3.5230/3.5250 seviyesinden işlem görüyor.
PPK açıklamasında son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin yılın üçüncü çeyreğinde ivme kaybettikten sonra dördüncü çeyrekte kısmi bir toparlanma sergilediğine işaret ettiği belirtilerek, AB ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisinin sürdüğü, alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğiliminin devam etmesinin beklendiği belirtildi.
Kurul ayrıca yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini değerlendirdi.
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2016 yılının üçüncü çeyreğinde başta darbe girişimi ve terör olayları olmak üzere küresel ticarette zayıflama, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında azalma ve jeopolitik gerginlikler ile önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1.8 daraldı.