Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık firması KPMG’nin yürüttüğü Teknoloji Sektöründe İnovasyon Araştırması’nın sonuçları, blok zinciri teknolojisine yönelik yatırımların önümüzdeki senelerde çığ gibi büyüyeceğine işaret ediyor.
Araştırmaya göre blok zincirine yapılan risk sermayesi yatırımları 2018’de 2.85 milyar dolara ulaştı. Bu rakam 2017 yılına kıyasla yüzde 316 oranında bir artışa denk geliyor. Blok zinciri çözümlerine yönelik küresel ölçekteki harcamaların 2022 yılında 11,7 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Blok zincirinin şirketlere sağladığı katma değerin ise 2025 yılına kadar 176 milyar doları; 2030 yılına kadar ise 3,1 trilyon doları aşacağı tahmin ediliyor.
3 yıl içinde geçecekler
KPMG’nin CIO Araştırması’na göre teknoloji şirketlerinin yüzde 15’i; telekomünikasyon şirketlerinin yüzde 14’ü ve medya şirketlerinin yüzde 6’sı blok zinciri teknolojisine önümüzdeki 3 yıl içerisinde orta/büyük ölçekli bir yatırım yapılacağını öngörüyor. KPMG’nin 2019 yılında yürüttüğü Teknoloji Sektöründe İnovasyon Araştırması’na göre ise, katılımcıların yüzde 41’i şirketlerinin önümüzdeki 3 yıl içerisinde blok zincirini uygulamaya koyacağını tahmin ediyor.
Araştırmaya göre blok zincirinin sağlayacağı faydalar şöyle sıralanıyor:
” Verimlilikte artış(yüzde 23)
” Ürün veya hizmette farklılaşma (yüzde 12)
” Maliyette azalma (yüzde 9)
” Daha iyi bir içgörü (yüzde 9)
Blok zincirini uygulamaya koymanın önündeki en büyük zorluklar ise şöyle:
” İspatlanmamış iş vakası (yüzde 24)
” Teknolojik karmaşıklık (yüzde 14)
” Yeni yatırım için sermaye yetersizliği (yüzde 12)
KPMG’nin 2016-2017 yılları arasında yürüttüğü blok zinciri projelerine dayanan tahminlere göre, blok zinciri kullanımı, mutabakat sürecinde veya hatalarda yüzde 95’e varan azalma; verinin etkinliğinde yüzde 40’a varan artış ve yüzde 25’e varan gelir artışına imkan sunuyor.
Blok zincirinin sunduğu faydalar
Araştırmada TMT şirketlerinin blok zincirini uygulamaya koyabileceği alanlar şu şekilde özetleniyor:
” Şirketleer arasında doğrudan ödeme yapılmasını sağlamak
” Farklı varlık, mülkiyet, lisans ve IP türlerinin takibi ve işlemi
” Bazı tam tasdik işlemlerinin düzene koyulması
Bunlara ek olarak blok zinciri birçok üçüncü tarafı da kapsayan karmaşık bir tedarik zincirinin idaresini sağlayabilir ve duran varlıkların alımını dönüştürebilir. IT sistemlerini, faaliyetleri düzene koyacak ve rutin adımları azaltacak şekilde değiştirebilir. Üçüncü tarafların performansı, otomatikleştirilebilir ve gözlenebilir; böylelikle hizmet seviyesi anlaşmasının (SLA) takibi iyileştirilebilir.
‘Akıllı sözleşmeler’
Blok zinciri uygulamasının temel özellikleri arasında ‘akıllı sözleşmeler’ de yer alıyor. Akıllı sözleşmeler, daha önceden kararlaştırılan bir düzenlemeyi otomatik olarak yürürlüğe koyan bir protokol. Örneğin; akıllı sözleşme belirli koşullar altında otomatik bir iade süreci başlatıyor veya bir satıştan sonra kararlaştırılan komisyon için otomatik ödeme yapıyor. Böylelikle geleneksel süreçlerdeki gecikmeler ortadan kalkarken; şeffaflık artıyor, taahhütlerin yerine getirilmesi için aracıya duyulan ihtiyaç azalıyor.Akıllı kontratlar da blok zincirinin diğer kısımları gibi tarafların onayı olmadan değiştirilemeyeceği için mali tabloların doğruluğu ve güvenilirliği de artıyor.
‘Standart süreçler daha uygun’
KPMG Türkiye’den Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri Serkan Ercin, şirketlerin öncelikle hangi süreçlerini blok zinciri uygulaması için uygun olduğuna karar vermesi gerektiğini söyledi. Ercin, “Bir süreç ne kadar standartlaşmışsa, blok zinciri kullanımı için o kadar uygun. Ayrıca blok zincirinin özellikle parçalı veriler için, tüm paydaşlar arasında senkronize olarak çalışan tek bir kaynak oluşturarak büyük fayda sağladığı söylenebilir” diye konuştu.