Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben,”Ülkede tasarruf üretemiyoruz, tasarruf açığımız var. Topladığımız Türkiye’nin toplam mevduatı 1 trilyon 500 milyar civarında bir mevduat var. Kredi 1 trilyon 800 milyar civarında bir kredi hacmi var. Büyümemiz için, istihdam için, yatırım için can suyuna, kaynağa ihtiyacımız var. Nüfusumuz genç. İşsizlik yüzde 13 rakamlarına ulaştı biliyorsunuz. Biz büyümek zorundayız. Biz üretmek zorundayız.” dedi.
Akben”Basel standartları dediğimiz, dünyada bütün bankaların erişmek için çaba sarf ettiği bu standartları Türkiye bankacılığı, geçen senenin mart ayında yakaladı. Amerika dahil, Avrupa’nın birçok ülkesinin aynı standartlara daha tam kavuşamadığı ortamda tam uyumlu bir bankacılık sektörüne sahip olduk. Türkiye’nin Avrupa Birliğine girme macerasında bankacılık sektörü, Avrupa Birliği standartlarını sağladı ve Avrupa Komisyonu tarafından da Türk bankacılık sistemi eşdeğer ülke statüsüne kavuşmuş ve bu komisyon tarafından da onaylanmış durumda. Biz bunu niye yaptık? AB’ye uyarsak ne olur, AB’ye uymazsak ne olur bazında bakarsak tabii ülkemizde bankacılık sektörünün yüzde 46’sı yabancı sermayeli bankaların kontrolünde.”ifadelerini kullandı.
Akben, bir cari açık problemi içinse”150 milyar dolar civarında bir ihracatımız var. Her ne kadar geçen sene biraz o 150’nin altına düşmüşse de şu anki veriler fena değil. İnşallah onun da üzerine çıkarız. Bunun yanında 2023 hedeflerinde de bunun 500 milyar dolara çıkmasıyla ilgili de bir hedef var. Bizim Türkiye olarak ihracatımızı 3-4 katı artırmamız gerekiyor. 200 milyar dolardan fazla da ithalatımız var. Dış ticaret dengesi açısından da baktığımızda da yaklaşık 50 milyar dolardan fazla bir açık görünüyor. Bir kısmını turizmde, bir kısmını Döviz kanalındaki faaliyetlerle telafi ediyoruz ama netice itibarıyla 30 milyarın üzerinde 30-35 milyar dolar arasında üzerinde bir cari açıkla karşı karşıya kalıyoruz.” ifadelerini kaydetti.
Akben,dolar borçlanmanın yaracağı risk için “Tabii ki bugün bankalarımız ihracat geliri olmayan, turizm geliri olmayan, Döviz geliri olmayanlara karşı Döviz kredisi veya Dövize endeksli kredi kullandığında elbetteki dikkat ediyorlar. Elbetteki kuruluşlarımız da kendilerinin bir Döviz geliri yoksa bunun karşılığında bankalardan Döviz kredisi alma gibi bir direnç, bir çaba içerisine girmiyorlar ama şu anda onların kendi başlarına yaptıkları bir iş bunu biz daha düzenli hale getirelim. Bunları aynen bireylerde olduğu gibi Döviz borçlanmalarını kontrol altında tutacak bir mekanizma üzerinde çalışıyoruz. İnşallah onu da devreye aldığımızda bu konularda sizlerin de sıkıntılarının daha hafifleyeceğini düşünüyoruz.”dedi.