Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye´nin Suriye´de tek başına bir kara operasyonu yapmasını beklemenin gerçekçi olmadığını belirtirken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Türkiye´nin talep ettiği tampon bölgenin henüz NATO´nun gündeminde olmadığını açıkladı.
Stoltenberg ile düzenlediği basın toplantısında Türkiye´nin Suriye ve Irak´taki İslam Devleti tehdidine karşı harekete geçmek konusunda neden isteksiz olduğu ve haftalardır İD kuşatması altında bulunan Kobani kentinin düşmesi halinde Türkiye´nin askeri bir müdahalede bulunup bulunmayacağı yönündeki soruları yanıtladı.
"Bölgeye kapsamlı bir açıdan bakıyoruz, bölge güvenliği için kapsamlı bir strateji gerekir" diyen Çavuşoğlu, "Bugün Suriye´de Esad rejimi kaldıkça zulüm, gözyaşı, katliamlar devam edecektir... Esad rejimi bugün Suriye´deki, bölgedeki istikrarsızlığın sebebidir. Radikal unsurlar bu ortamdan doğmuştur ve Suriye´de siyasi bir değişim şarttır. Esad rejimi kaldıkça bugünkü durum devam edecektir. Bugün IŞİD´den bahsediliyor, yarın hangi terörist grubun çıkacağı tahmin bile edilemez" dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye´nin Suriye´ye olası bir müdahalesi konusundaki tavrını değerlendirirken ise "Müttefiklerin hava saldırılarını desteklediğimizi söyledik ama sadece hava saldırıları ile arazideki güç dengesi değiştirilebilir, kısa vadeli durdurulabilir ama IŞİD ve diğer terör örgütlerinin temizlenmesi için yeterli değildir. ara operasyonu dahil her türlü opsiyon değerlendirilmelidir... Herşeyden önce safe zone (güvenli bölge) ve no-fly-zone (uçuşa yasak bölge) oluşturulması gerekiyor. Türkiye´nin tek başına kara operasyonu yapmasını beklemek de gerçekçi yaklaşım değildir" değerlendirmesinde bulundu. setpage
Özellikle İD´nin Suriye´nin kuzeyindeki Kürt kenti Kobani´ye yönelik saldırılarının ardından Türkiye´nin İD karşıtı koalisyona askeri destekte bulunması ve Kobani Kürtlerine yardımcı olması konusundaki baskılar arttı. İD´nin Kürt kenti Kobani´ye şiddetli saldırılarının Türkiye´de protesto edildiği çeşitli kentlerde meydana gelen çatışmalarda 22 kişi hayatını kaybetti.
Bu protestolara da değinen Çavuşoğlu, Türkiye´nin Kobani´den kaçanlara kapılarını açtığını ve kente insani yardım ulaştırdığını belirtti ve "İçeride bunu fırsat bilerek çatışmaya giren kardeşlerimize ve güvenlik güçlerine saldıran kardeşlerimize de şunu söylemek istiyorum: Kobani´deki insanların yanında kimin olduğunu iyi değerlendirsinler" dedi.
NATO: TAMPON BÖLGE NATO´DAKİ GÖRÜŞMELERDE HENÜZ MASADA DEĞİL
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise basın toplantısında NATO´nun Suriye ve Irak´tan kaynaklı güvenlik tehditleri karşısında Türkiye´ye somut olarak nasıl bir destek sağlayacağı ve Türkiye tarafından gündeme getirilen Suriye içinde bir tampon bölge kurulması fikrine NATO´nun nasıl baktığı yönündeki soruları yanıtladı.
Suriye içinde bir tampon bölge ya da güvenli bölge kurulması yönünde bazı fikirlerin dillendirildiğini ve Çavuşoğlu ile görüşmesinde de bu konuyu ele aldıklarını belirten Stoltenberg, "Suriye´de ve Kobani´de yaşananlar konusunda kolay bir çıkış yolu yok. Ancak bu (güvenli bölge ya da tampon bölge oluşturulması) NATO´daki görüşmelerde henüz masada olan bir şey değil. NATO´daki toplantılarda tartışılmadı" değerlendirmesinde bulundu. setpage
Yaklaşık 1.5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, yeni göç dalgalarına karşı ve ılımlı muhaliflerin Suriye içinde eğitilebilmesi için Suriye içinde bir tampon bölge ya da güvenli bölge kurulmasını talep ediyor.
Türkiye´nin NATO´nun güçlü bir müttefiki olduğunu da belirten Stoltenberg, "NATO zaten Türkiye´ye Patriot bataryalarını yerleştirmiş durumda ve bunu Türkiye´nin talebi üzerine Türkiye hava savunmasını güçlendirmek istediğinde yaptı. Bu bataryalar gerçekleştirilebilecek füze saldırılarına karşı yerleştirildi. Yani mesele NATO´nun ne zaman Türkiye ile dayanışma göstereceği değil. NATO zaten bu dayanışmayı gösteriyor" dedi.
Açıklamalarında Türkiye´nin NATO´nun ikinci büyük ordusuna sahip olduğunu ve kendisini savunma kapasiteleri olduğuna vurgu yapan Stoltenberg, "Türkiye´ye kendini savunması hususunda yardımcı oluyoruz" dedi.
Stoltenberg, Suriye ve Irak´taki yaşanan gelişmeleri değerlendirirken de, "Kolay bir çıkış yolu yok, uzun dönemli bir çaba gerektiriyor, zaman alacak bir süreç, uzun vadede siyasi bir çözüme ihtiyacımız var" dedi.
Stoltenberg ile düzenlediği basın toplantısında Türkiye´nin Suriye ve Irak´taki İslam Devleti tehdidine karşı harekete geçmek konusunda neden isteksiz olduğu ve haftalardır İD kuşatması altında bulunan Kobani kentinin düşmesi halinde Türkiye´nin askeri bir müdahalede bulunup bulunmayacağı yönündeki soruları yanıtladı.
"Bölgeye kapsamlı bir açıdan bakıyoruz, bölge güvenliği için kapsamlı bir strateji gerekir" diyen Çavuşoğlu, "Bugün Suriye´de Esad rejimi kaldıkça zulüm, gözyaşı, katliamlar devam edecektir... Esad rejimi bugün Suriye´deki, bölgedeki istikrarsızlığın sebebidir. Radikal unsurlar bu ortamdan doğmuştur ve Suriye´de siyasi bir değişim şarttır. Esad rejimi kaldıkça bugünkü durum devam edecektir. Bugün IŞİD´den bahsediliyor, yarın hangi terörist grubun çıkacağı tahmin bile edilemez" dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye´nin Suriye´ye olası bir müdahalesi konusundaki tavrını değerlendirirken ise "Müttefiklerin hava saldırılarını desteklediğimizi söyledik ama sadece hava saldırıları ile arazideki güç dengesi değiştirilebilir, kısa vadeli durdurulabilir ama IŞİD ve diğer terör örgütlerinin temizlenmesi için yeterli değildir. ara operasyonu dahil her türlü opsiyon değerlendirilmelidir... Herşeyden önce safe zone (güvenli bölge) ve no-fly-zone (uçuşa yasak bölge) oluşturulması gerekiyor. Türkiye´nin tek başına kara operasyonu yapmasını beklemek de gerçekçi yaklaşım değildir" değerlendirmesinde bulundu. setpage
Özellikle İD´nin Suriye´nin kuzeyindeki Kürt kenti Kobani´ye yönelik saldırılarının ardından Türkiye´nin İD karşıtı koalisyona askeri destekte bulunması ve Kobani Kürtlerine yardımcı olması konusundaki baskılar arttı. İD´nin Kürt kenti Kobani´ye şiddetli saldırılarının Türkiye´de protesto edildiği çeşitli kentlerde meydana gelen çatışmalarda 22 kişi hayatını kaybetti.
Bu protestolara da değinen Çavuşoğlu, Türkiye´nin Kobani´den kaçanlara kapılarını açtığını ve kente insani yardım ulaştırdığını belirtti ve "İçeride bunu fırsat bilerek çatışmaya giren kardeşlerimize ve güvenlik güçlerine saldıran kardeşlerimize de şunu söylemek istiyorum: Kobani´deki insanların yanında kimin olduğunu iyi değerlendirsinler" dedi.
NATO: TAMPON BÖLGE NATO´DAKİ GÖRÜŞMELERDE HENÜZ MASADA DEĞİL
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise basın toplantısında NATO´nun Suriye ve Irak´tan kaynaklı güvenlik tehditleri karşısında Türkiye´ye somut olarak nasıl bir destek sağlayacağı ve Türkiye tarafından gündeme getirilen Suriye içinde bir tampon bölge kurulması fikrine NATO´nun nasıl baktığı yönündeki soruları yanıtladı.
Suriye içinde bir tampon bölge ya da güvenli bölge kurulması yönünde bazı fikirlerin dillendirildiğini ve Çavuşoğlu ile görüşmesinde de bu konuyu ele aldıklarını belirten Stoltenberg, "Suriye´de ve Kobani´de yaşananlar konusunda kolay bir çıkış yolu yok. Ancak bu (güvenli bölge ya da tampon bölge oluşturulması) NATO´daki görüşmelerde henüz masada olan bir şey değil. NATO´daki toplantılarda tartışılmadı" değerlendirmesinde bulundu. setpage
Yaklaşık 1.5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, yeni göç dalgalarına karşı ve ılımlı muhaliflerin Suriye içinde eğitilebilmesi için Suriye içinde bir tampon bölge ya da güvenli bölge kurulmasını talep ediyor.
Türkiye´nin NATO´nun güçlü bir müttefiki olduğunu da belirten Stoltenberg, "NATO zaten Türkiye´ye Patriot bataryalarını yerleştirmiş durumda ve bunu Türkiye´nin talebi üzerine Türkiye hava savunmasını güçlendirmek istediğinde yaptı. Bu bataryalar gerçekleştirilebilecek füze saldırılarına karşı yerleştirildi. Yani mesele NATO´nun ne zaman Türkiye ile dayanışma göstereceği değil. NATO zaten bu dayanışmayı gösteriyor" dedi.
Açıklamalarında Türkiye´nin NATO´nun ikinci büyük ordusuna sahip olduğunu ve kendisini savunma kapasiteleri olduğuna vurgu yapan Stoltenberg, "Türkiye´ye kendini savunması hususunda yardımcı oluyoruz" dedi.
Stoltenberg, Suriye ve Irak´taki yaşanan gelişmeleri değerlendirirken de, "Kolay bir çıkış yolu yok, uzun dönemli bir çaba gerektiriyor, zaman alacak bir süreç, uzun vadede siyasi bir çözüme ihtiyacımız var" dedi.