(Ayrıntılar eklendi)
ANKARA, 4 Mart (Reuters) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, enflasyonun mutlaka yüzde 5 seviyesinin altına indirilmesi gerektiğini bunun yatırım ve faiz etkisinin büyük olacağını söyledi.
Şimşek AA Finans'a yaptığı ve TV'ler tarafından canlı yayımlanan konuşmasında, enflasyon tehdidinin küçümsenemeyeceğine dikkat çekerek, "Dün manşet enflasyon düştü. Bizim kontrolümüzde, rahatlıkla öngörebileceğimiz sebze fiyatlarının düşüşü sayesinde bu oldu. Çekirdek enflasyon ise yüzde 10 civarında dolaşmaya devam ediyor. Enflasyon şu anda önemli bir makroekonomik problem olarak karşımıza çıkıyor" dedi.
Tüketici fiyatları enflasyonu Şubat ayında gıda fiyatlarındaki düşüş öncülüğünde artış beklentilerinin aksine yüzde 0.02 geriledi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre TÜFE'de yıllık artış Ocak ayındaki yüzde 9.58'den Şubat'ta yüzde 8.78'e geriledi. Her ne kadar Şubat'ta manşet enflasyonda düşüş olsa da çekirdek enflasyonda yükseliş devam ediyor. Özel kapsamlı TÜFE göstergelerinden "H" Şubat'ta yıllık olarak yüzde 9.49, "I" yüzde 9.72 arttı. Ocak ayında "H" endeksi yüzde 9.37, "I " endeksi ise yüzde 9.63 artmıştı. Türkiye'nin enflasyon hedeflerini tutturamadığı için kredibilite kaybına uğradığına da dikkat çeken Şimşek, "Avrupa şu anda eksi faize geçmiş, enflasyon da eksi... Eksi enflasyon arzulanan bir durum değil ama bizim enflasyonu kalıcı bir şekilde yüzde 1-3 aralığına indirmemiz lazım. Çünkü o vadelerin uzamasını sağlayacak, öngörülebilirliği daha da artıracak" dedi.
AKP hükümeti döneminde enflasyonun tek haneye gerilediğini belirten Şimşek, "Hükümetimiz geldi ve bunu başardı ama biz yüksek tek hanede takılıp kaldık. Bizim şimdi bunu yüzde 5'in altına indirmemiz lazım. Bunun da inanıyorum ki yatırım, faiz etkisi büyük olacak" dedi.
"Türkiye, önemli sermaye çıkışı yaşamazsa ve lira göreceli bir istikrara girerse enflasyon üzerinde kısa vadede en etkili faktör bu olur" diyen Şimşek şöyle devam etti:
"Uzun vadede sırtımızı tabii ki buna dayayamayız, zaten bu bizim kontrolümüzde olan bir değişken değil. Bu nedenle bizim maliye politikamızı da para politikamızı da sıkı tutmamız lazım. Enflasyon yükselişe geçince onu geri indirmenin maliyeti çok ağır... Enflasyonun çift haneye çıkmasına asla izin vermemeliyiz."
Erken seçim söylentilerini ise spekülasyon olarak nitelendiren Şimşek, "Neymiş efendim Anayasa'ya değiştirecek çoğunluğa varmak için ani bir seçim olacak. Şu anda bu konuşuluyor.... Biz bugüne kadar erken seçime gitmedik, fırsatçılık yapmadık, anayasa değiştirecek çoğunluk için erken seçime gidileceği spekülasyonları var, bunlar fon akışını etkiliyor" diye konuştu.
ERDOĞAN'IN FAİZLER YÜKSEK SÖYLEMİ HAKLI
Şimşek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sıklıkla dile getirdiği dünyada negatif faiz varken Türkiye'de faizlerin yüksek olduğuna yönelik eleştirilerde haklı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Türkiye tasarruf oranı en düşük ülkelerden biridir. Tasarruf düşük olunca dış kaynağa ihtiyacınız var. Türkiye'deki bankacılık sistemindeki kredilerin mevduata oranı yüzde 120'ye çıkmış. Kredilerin Türk Lirası mevduatına oranı yüzde 140'ı aşmış. Sistem kaynak akışı olmadığı için büyüyemiyor, faiz o yüzden yüksek."
Şimşek, faizlerin çok daha kalıcı ve uzun vadeli düşük seviyede seyretmesi için, tasarrufların artırılması, sermaye piyasalarının derinleştirilmesi, enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneye indirilmesi ve Türkiye'nin öngörülebilirliğinin artırılması gerektiğini kaydetti.
BAŞKANLIK KALKINMADA GERİYE DÜŞMEMEMİZ İÇİN GEREKLİ
Başkanlık sisteminin Türkiye'nin ekonomik geleceği açısından da gerekli bir değişiklik olduğuna dikkat çeken Şimşek, "Çok açık ve net olarak önümüzdeki 10 yıllarda Türkiye'nin tekrar koalisyonlarla baş başa kalmaması, kalkınma yarışında geriye düşmemesi, Türkiye'nin bu anlamda sorunlar yaşamaması için kesinlikle başkanlık sistemi daha uygundur" dedi.
Türkiye'nin reform yapma kapasitesi güçlü olan bir hükümetin olduğu dönemlerde hızla kalkındığına dikkat çeken Şimşek, "Koalisyonlara kalıcı bir şekilde son vermenin bir modeli var mı? Var, o da başkanlık sistemi. Sonuçta birçok aday yarışır, o adaylardan birisi halkın yüzde 50 ve daha fazla oyuyla 5 yıllığına bu ülkeyi yönetecek. 5 yıl boyunca Türkiye'nin kim tarafından yönetileceği, hangi ekibin yöneteceği belli" dedi.