Investing.com - Deutsche Bank (NYSE:DB), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz indirimlerini Kasım 2024 yerine Ocak 2025'te başlatmasını beklediğini açıkladı. Bu, JPMorgan (NYSE:JPM) ve Goldman Sachs gibi diğer önde gelen yatırım bankalarının öngörülerine paralel bir karar olarak öne çıkıyor. Banka, ihtiyatlı yaklaşımının haklı nedenlere dayandığını vurguladı.
Çekirdek enflasyon ve tahminlerdeki güncellemeler
Deutsche Bank, mevsimsellikten arındırılmış çekirdek enflasyonun %3'e çıkmasının son dört ayın en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek, bu durumun enflasyonun ana eğilimindeki bozulmayı teyit ettiğini ifade etti. Banka, Eylül ayındaki enflasyon sürprizine cevap olarak, 2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon tahminlerini sırasıyla %43,9 ve %25 olarak güncelledi. Hizmet ve temel mal enflasyonundaki ılımlı seyir, enflasyonun 4. çeyrekte yavaşlaması için umut verici bir işaret olarak değerlendirildi.
TCMB'nin beklenen temkinli duruşu
Deutsche Bank, enflasyondaki düşüşün beklenenden yavaş olması nedeniyle TCMB'nin temkinli bir duruş sergilemesinin gerekliliğine dikkat çekti. Bu bağlamda, bankanın faiz oranlarını %47,5 seviyesine çekmek amacıyla 250 baz puanlık bir faiz indirimi ile başlamasını beklediğini açıkladı.
Faiz indiriminin ertelenme gerekçeleri
Deutsche Bank, enflasyonun yapışkan seyri, cari işlemler dinamiklerinde mevsimsel elverişsizlik ve artan nakit bütçe açığı gibi faktörlerin, faiz indiriminin ertelenmesi için haklı nedenler sunduğunu belirtti. Ayrıca, yabancı ve yerli yatırımcıların yüksek lira pozisyonlarının da bu kararı desteklediği ifade edildi.
Gelecekteki belirsizlikler ve para politikası riski
Deutsche Bank, asgari ücret sürecindeki belirsizlikler, yönetilen/yönlendirilen fiyat artışları, jeopolitik gelişmeler ve petrol fiyatlarındaki oynaklığın bankanın görüşünü desteklediğine dikkat çekti. Banka, kırılgan beklentilerin, faiz indirimlerinin başlangıcında politika faizi risk priminin yüksek tutulmasını gerektirdiğini savundu. İlk faiz indirimi için Ocak 2025'in hedeflenmesine rağmen, bu karara dair risklerde, gevşeme döngüsünün daha erken başlaması ihtimali de değerlendirildi. Bunun için, 4. çeyrekte enflasyonda beklenenin üzerinde bir artış ya da ABD kaynaklı piyasa oynaklığı gibi dış etkenlerin olmaması gerektiği belirtildi.