Erdem Mümtaz Hacıpaşaoğlu, CoinDesk Türkiye'de kaleme aldığı yazısında Türkiye'nin yeni kripto yasası ile ilgili bilgiler verdi.
Hacıpaşaoğlu'nun verdiği bilgileri ve görüşlerini ilerleyen satırlarda bulabilirsiniz.
Kripto Varlıklara İlişkin Sermaye Piyasası Kanunu Değişikliği Ne Getirecek?
Uzun bir zamandır gündemimizde olan “Kripto Varlık Yasası” sonunda Sermaye Piyasası Kanunu’nda değişiklik teklifi olarak TBMM’ye sunuldu. Bu süreçte çok farklı taslaklar kamuoyuna sızdı, çok fazla değişiklikler oldu, ama ekosistemimizde “Kasım Taslağı” ya da “v.27” olarak bilinen dokümana çok yakın bir versiyonun yayınlandığını söylemek mümkün. Borsaların lisanslanması, gelirlerinin bir kısmının devlete aktarılması, yabancı borsaların konumlanması, yöneticilerin sorumluluğu, TÜBİTAK’ın kripto varlık ekosistemindeki rolü, kullanıcı tanıma kuralları, kripto varlıkların saklanması gibi pek çok konuyu düzenleyen bu teklif, şimdiden ekosistemde büyük bir hareketlenmeyi de meydana getirdi. Bilmeyenler için, teklifin bu haliyle kabul edilmesi gibi bir zorunluluk bulunmuyor; kanunlaşma sürecinde değişikliğe uğraması, reddedilmesi, hatta Anayasa Mahkemesinden iptalinin istenmesi durumunda kısmen veya tamamen iptal edilmesi de hukuki ihtimaller arasında.
Bir adım geriye gittiğimizde, ana gerekçeden de gözlemlendiği gibi bu yasanın çıkışı uluslararası kuruluşlar tarafından oldukça isteniyordu. Ülkemizin FATF’in “gri listesinden” çıkabilmesiyle doğrudan ilişkilendirilen konulardan birisi olması itibarıyla, takvime göre 3. çeyrekte yayınlanması beklenen bu düzenlemeleri 2. çeyrek sonlanmadan gördük. İçerikte değişiklikler olma ihtimali olsa da, bütünüyle reddedilme ihtimalinin bir hayli düşük olduğunu öngörüyorum. Gerekçede kripto varlıklar için yapılan menkul kıymet, e-para ve fayda tokenları (utility tokens) ayrımı da Avrupa’nın yeni mevzuatı MiCA’yı takip eden bir yaklaşımla çalışıldığının ipuçlarını veriyor.
Yeni teklif itibarıyla, kripto varlık hizmet sağlayıcıları ancak izin almak koşuluyla faaliyet gösterebilecek. Lisans yaklaşımı dünyada pek çok ülkede uygulanıyor, bu anlamda tutarlı bir düzenleme olduğunu söyleyebiliriz. Lisansın alınabilmesi için gerekli olan sermaye yeterlilikleri, lisans başvuru ve yenileme ücretleri, eğer gerekiyorsa yönetim kurulunda bulunması gereken sermaye piyasası lisansları gibi konular teklifte bir karşılık bulmuyor. Bu konuda ikincil mevzuat son sözü söyleyecek. Geçiş hükümleri gereğince mevcut hizmet sağlayıcılar da ya 1 ay içerisinde izin için başvuracaklar ya da 3 ay içerisinde kimseyi mağdur etmeyecek bir şekilde tasfiyelerini gerçekleştirecekler. İzinsiz faaliyet için 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve beraberinde idari para cezası düzenlenmiş.
Kripto varlıkların vergilendirilmesi konusu bu taslağa dair en büyük soru işaretlerinden birisiydi. Son kullanıcı tarafında bir vergi salınması teklif itibarıyla söz konusu değil. Teknik olarak da bu düzenlemenin bu kanun içinde bulunması sağlıklı olmazdı. Ekosistemin beklentisi, bu değişikliğin yasalaşmasını takiben son kullanıcılar tarafında da bir vergi düzenlenmesi yapılması yönünde. Platformlar tarafında ise faiz hariç gelirlerin %1’i Sermaye Piyasası Kurulu’na, %1’i TÜBİTAK’a olmak üzere toplamda %2’lik bir kısmının ödenmesi gerekecek.
Önerilen düzenlemede, kripto varlıkların kullanıcı cüzdanlarında saklanması esası (“self-custody”) bulunuyor. Bununla birlikte kripto varlık saklama kuruluşu kavramının da hayatımıza gireceğini görüyoruz. Müşterilerin nakit paralarının da bankada saklanması zorunluluğuyla birlikte değerlendirdiğimizde, kripto varlık hizmet sağlayıcıların olumsuz davranışlarından doğacak riskin minimize edildiği bir yaklaşım izlenmiş. Kripto varlık kullanıcıda ya da saklama kuruluşunda, para bankada, kayıtlar -farklı ihtimaller teklifte düzenlenmekle birlikte- muhtemelen Merkezi Kayıt Kuruluşunda olacak, böylece platform riski neredeyse sıfıra inecek.
Yabancı borsalar yasaklandı mı sorusu teklif yayınlandığından beri en çok aldığım soru oldu. Teklife göre, bir hizmet sağlayıcının Türkçe internet sitesi açması, Türkiye’de işyeri olması, Türkiye’de tanıtım yapması halinde burada lisanslanması bir zorunluluk haline geldi. Bu yabancı borsaların yasaklanması anlamına gelmiyor. Kullanıcılar yabancı borsalarda işlem yapabilecek fakat burada faaliyet göstermek isteyenler yerelleşmek durumunda kalacaklar.
Kripto fenomenlerinin ya da influencer'ların durumu da en çok gelen ikinci soru oldu. Teklifte bu konuda doğrudan bir yasaklama bulunmuyor. Sermaye piyasası suçlarının kripto alanına da sirayet edeceği bir gerçek. Kripto varlıkların da SPK tarafından izlenmesi itibarıyla, bilgi suistimali, piyasa dolandırıcılığı, piyasa bozucu eylemler suçlarının bu piyasada da gündeme gelmesi söz konusu. Reklam Kurulu’nun influencer'lar için yayımlandığı rehberin de bu ekosistemde daha çok gündeme geleceğini tahmin ediyorum.
Ben bu ekosistemin yasal zeminlerinin oluşturulma çabasını olumlu karşılıyorum. Merkeziyetsizlik ve regülasyon savaşında en azından ana kuralların belirlenmesi bir gereklilik. Meclise sunulan teklif, platformlar bakımından sınırlayıcı ve zorlayıcı olsa da, son kullanıcıyı korumaya yönelik önlemlerle dolu. Kripto varlık türleri, vergilenmesi, lisans bedeli, kripto varlık arzı esasları gibi konuları henüz belirlemese de, ben teklifi derli toplu ve ekosistem yaklaşımına uyumlu buldum. Kanunlaşma sürecinde ufak değişiklikler olsa da, gri alanda kalan konuların ikincil mevzuatla düzenlenmesi muhtemel. Ekosisteme şimdiden hareketlilik kazandıran düzenleme hepimize hayırlı olsun!
Bu makale ilk olarak CoinDesk Türkiye üzerinde yayımlanmıştır