ECB´nin 22 Ocak´taki toplantısında devlet tahvili alımlarını içeren yeni bir parasal genişlemeye gitmesi ciddi bir olasılık olarak duruyor.
Bununla birlikte kararın ertelenmesini bekleyenler de var. QE´nin ertelenmesi için 3 gerekçe olarak şunlar sayılıyor:
İlk olarak Yunanistan Şubat ayında erken seçime gitmek zorunda kalırsa ECB, Yunanistan´da seçim kampanyası varken aktif bir tahvil alım programına başlayamayabilir. Seçim öncesinde yeni bir çöküş korkusu ile Yunan tahvilleri serbest düşüşe geçerse, ECB´nin kendisini son çare alıcısı haline getirmesi ile spekülatörlerin elde edebilecekleri karları hayal etmek güç.
İkinci olarak birkaç hafta içinde Draghi kendisini, İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano´nun yerine geçeceği konusunda bir spekülasyon dalgası içinde bulabilir. Napolitano yeni yılın başında görevi bırakmak istediğinin sinyallerini vermişti.
Draghi´nin üç yıl sonra ECB´deki görevini bırakabileceği düşünesi miktarsal gevşeme sürecini çıkmaza sokabilir. Draghi´nin miktarsal gevşeme başlatıp görevi bırakması ve ECB´yi İtalya´nın oldukça işine yarayacak bir tahvil alım programı ile baş başa bırakması düşüncesi yeni yılın en büyük senaryosu olabilir.
Üçüncü olarak da ECB, 22 Ocak´ta miktarsal gevşeme oylamasını ertelerse, sermaye kontrolleri altında olan ve parasal birliğin regülasyon yapısı dışında kalan Güney Kıbrıs´ta gerçekleşecek 5 Mart toplantısında böyle kararlar alınması olası değil. ECB, sembolizme inanıyor, burada miktarsal gevşeme kararı almak cesur bir adım olur.