Yazar – Peter Nurse
Investing.com – Cuma günü petrol fiyatları yükselerek haftayı yine kapanışla bitirme yolunda ilerliyor. Rusya ve Ukrayna arasında devam eden jeopolitik gerilimler ve yakıt talebindeki artışa rağmen petrol üreticisi grubun üretimde kademeli artış politikasıyla devam edecek olması, petrol fiyatlarını destekledi.
Perşembe günü 88,54 dolar ile yedi yılın zirvesini gören WTI %0,4 yükselişle 86,92 dolar olurken Brent %0,3 artarak 88,40 dolara ulaştı.
Benzin RBOB vadeli işlemleri %0,7 yükselerek 2,5397 dolar oldu.
GAIN Capital’de küresel piyasa araştırma müdürü olan Matthew Weller, “Omicron dünya genelinde yangın gibi yayıldıkça talepte düşüş olmasına ve şahin FOMC toplantısı sonrasında ABD dolarında yaşanan artışa rağmen ham petrolde devam eden ralli dur durak bilmiyor.” dedi.
Ham petrol piyasasındaki yükselişe destek olan diğer unsur, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik niyetlerinden duyulan endişe oldu. Özellikle de Moskova, NATO’nun büyümesinin önlenmesi yönündeki taleplerinin, ABD tarafından dikkate alınmadığını söyleyerek ABD’nin krizi çözme amacıyla sunduğu teklifleri eleştirdikten sonra endişeler arttı.
Rusya Ukrayna’nın doğu sınırına binlerce asker konuşlandırdı ve AB’nin Ticaret Şefi Valdis Dombrovskis, Rusya Ukrayna’yı işgal ettiği takdirde blokun enerji sektörünü hedefleyebileceğini ifade etti. Rusya Avrupa’nın doğalgaz tedarikinin çoğunu sağlıyor ve herhangi bir yaptırım, alternatif ham petrol kaynağı bulmak için çılgın bir çabaya girişilmesine yol açabilir.
Buna ek olarak piyasa, gelecek haftaki OPEC+ toplantısını bekliyor.
Grubun Mart ayı için de günlük 400.000 varillik üretim artışı stratejisini sürdürmesi bekleniyor. Suudi Arabistan ile BAE dışında anlaşmanın neredeyse tüm imzacıları, birçok tarihsel sorundan dolayı planlanan üretim artışlarını gerçekleştiremediğinden grup bu stratejinin gerektirdiği hedefleri tutturmakta sorun yaşıyor.
Küresel ekonomideki toparlanmanın, talebin pandemi öncesindeki seviyelere dönmesini sağladığı düşünülürse bu önemli bir sorun. Perşembe günü paylaşılan veriler, ABD ekonomisinin geçen yıl dördüncü çeyrekte yıllık %6,9 büyüdükten sonra yıllık olarak %5,7 ile yaklaşık 40 yılın en güçlü büyümesini yaşadığını gösterdi.
Avrupa’da da Fransa’nın GSYH okuması, geçen yıl yıllık %7 büyüme ile 1969’dan beri görülen en güçlü artışı yaşarken İspanya ekonomisi, aynı dönemde yirmi yılın en hızlı büyüme temposunu yakaladı.
Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi dördüncü çeyrekte %0,7 küçülerek tam tersi bir resim çizdi.
Baker Hughes’un sondaj kulesi sayımı ve CFTC’nin pozisyonlama verileri ile hafta bitecek.