Yılan Hikayesine Dönen Brexit Süreci...
2016 yılında İngiltere’nin AB’den çıkış kararı piyasaları etkileyen önemli gelişmelerden biriydi. Ayrılma yanlısı olan tarafın zafere ulaşması, kalınması yönünde kampanya yürüten İngiltere Başbakanı David Cameron’ın istifa etmesine neden oldu. Yerini ise İçişleri Bakanı Theresa May alarak yeni hükümeti kurdu. BOE, Brexit kararı ardından ise ekonomiyi desteklemek adına teşvik paketi kapsamında Ağustos ayında 25 baz puanlık faiz indirimine gitti. Varlık alım programını ise 4 yıldan sonra ilk kez 375 milyar GBP’den 435 milyar GBP’ye yükseltti. Ancak yapılan hamle kısa vadede ekonomik görünümde belirgin bir değişikliğe sebep olmadı.
Brexit Referandumu İngiltere Ekonomisine Teğet Geçti...
İngiltere’nin 2017 yılına ilişkin beklentilerini paylaşırken Brexit kararı sonrası ülkenin makro değişkenlerini incelemekte fayda var. Enflasyon Brexit oylamasına kadar %0.5 iken, daha sonra GBP’deki değer kaybının etkisiyle 0.7 puanlık artış ile birlikte %1.2’ye yükseldi. Ülke ekonomisi üçüncü çeyrekte %0.6 büyüme kaydetti. İşsizlik oranı ise düşmeye devam ediyor. Oran, 2005 yılı ardından görülen en düşük seviyelerde. Ekonomik aktiviteye bakıldığında ise sanayi üretimi Brexit oylaması sonrasında %2.1 oranında artış yaşarken, sadece Ekim ayında daralma yaşandı. PMI’lar ise imalat ve hizmet sektörleri 50 eşik seviyelerinin üzerinde büyüme pozisyonunda kalmaya devam ediyor. GBP endeksi Brexit öncesi 87 seviyesindeyken, Brexit sonrasında Ekim ayında 75’in altını gördü. Şimdi ise 77 seviyesinde konsolide oluyor.Ülkenin kredi notları ise Brexit kararı sonrası revizeye uğradı. Moody’s kararın hemen ardından ülkenin kredi notunu Aa1 seviyesinde korurken, görünümünü negatife çekti. 27 Haziran’da ise Standart Poor’s, en yüksek düzey olan AAAu’dan AA’ya, Fitch ise AA+’dan AA’ya çekti. Tüm kredi notlarında yatırım yapılabilir seviyesinde kalmaya devam ediyor.
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı ardından İngiliz Parlamentosu’nda yapılan oylamalarda 50. madde’nin, Mart 2017’den önce devreye sokulması onaylanmasının ardından en son noktayı Temyiz Mahkemesi koyacak. Temyiz Mahkemesi, AB’den ayrılma sürecinin hükümet bazlı mı olacağını, yoksa Meclis’in onayına mı sunulacağını 2017 yılı itibariyle açıklayacak.
Brexit’e dair belirsizliklerin çözümlenmeye ihtiyacı var. Dolayısıyla piyasa, Theresa May’in Ocak ayında sürece dair daha açıklayıcı olmasını bekliyor. 50. madde Mart 2017’de tetiklenebilirse, müzakereler de birkaç hafta sonra başlayacak ve müzakerelerin 18 aydan kısa süre içinde sonuçlanacağı ifade ediliyor.
Anlaşıldığı üzere, birlikten çıkma kararının etkisi henüz İngiltere’nin finansal piyasa ortamı, reel sektör ve makroekonomik konjonktür üzerinde hissedilmedi. İngiltere ekonomisinde bir durağanlaşma görülmese de müzakerelerin başlamasıyla İngiltere’nin AB’ye tam üye ülkeler gibi aynı faydaları sağlayamayacağı çok aşikâr. Avrupa Birliği’ne sağlanan ihracat kaleminde gerileme beklentisi ile ticaret hadlerinde denge bozulacaktır ve bu durum yine orta vadede büyüme sorununu beraberinde getirebilir.
Londra yüksek ihtimal ile finansal sistemdeki ağırlığını New York ve Sinagapur’a kaptıracak. Eski önemini yitirecek. Bu durumun reel sektörde ciddi sonuçları olacağını öngörülebilir. Birçok şirket Londra’da bulunan merkezlerini veya ofislerini taşıyabilir. Finansal sistemde ve reel sektörde gerçekleşecek bu aksiyonların da birçok kişinin işini kaybetmesine yol açacağını söylenebilir. Yakın zamana kadar azalan işsizlik oranının orta vadede yükseliş trendine döneceğini bekliyoruz.
Not İndirimi Yolda....
Tek not indirimi yapmayan kredi derecelendirme kuruluşu olan Moody’s ise muhtemelen müzakere süreçlerinin bitimini bekleyecek. Tabi bu varsayımlar müzakere sürecinde İngiltere’nin en az etkilenecek şekilde oluşturulursa hafifletilebilir.
AB Sarsıldı, Sırada Birleşik Krallık da mı ?
Tabii bir de işin siyasal boyutu var. Birleşik Krallık’ın çatırdama durumu söz konusu olacaktır. İskoçya 2014’te tamamen ekonomik nedenlerle İngiltere ile kalmayı seçmişti. AB’den ayrılma halinde ayrıcalıklardan faydalanmaları imkansız olacağı için, İskoçya’da ileri tarihli bir referandum görülebilir. Diğer bir AB’de kalma yönünde oy kullanan Kuzey İrlanda ise önce Birleşik Krallık’tan ayrılması sonrasında ise İrlanda ile birleşmesi daha yüksek ihtimal olabilir.