Yurt İçi Tarafta Enflasyon Yurt Dışı Tarafta Ticaret Savaşları İzlenecek!
IşıkFX Haftalık Forex Bülteni 03.09.2018
Yurt içi tarafta, geçtiğimiz hafta başlangıcında Türkiye ile ABD arasındaki görüşmeler takip edilirken, karşılıklı taleplerin reddedilmesi kısa süreli gerginliklere neden oldu. Bununla birlikte takip ettiğimiz ekonomik verilerin de son bir iki ayda olduğu gibi zayıflamaya devam etmesi ve uluslararası yatırım kuruluşlarının olumsuz açıklamaları da kurlarda TL aleyhine fiyatlamalara neden oldu. Salı akşamı, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ‘in, Türkiye’de faaliyet gösteren 18 banka ve 2 finansal kuruluşun kredi notlarını indirmesinin yansımaları ertesi gün etkisini gösterirken, TCMB’den yapılan açıklamada: 13 Ağustos’da duyurulan sınırsız likidite kararının, bu tarih öncesindeki limitlerin 2 katına çıkartılması olarak düzeltilerek yürürlüğe alındığı belirtilmesi ile birlikte kurlardaki yukarı yönlü atakları destekledi. Ayrıca, Türkiye’nin Almanya’dan mali yardım talep ettiği yönündeki spekülasyonların Alman hükümeti tarafından doğrulanmakla ilgili bu konuda bir garanti olmadığının söylenmesi ve Arjantin Pesosu’ndaki sert değer kayıpları da diğer kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in uyarıları ile birlikte TL varlıkları üzerindeki diğer baskı unsurlarıydı. Haftanın son işlem gününde ise Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile vadeli mevduat hesaplarına uygulanan vergilerde TL mevduatları lehine değişiklik yapılması ile TL kısmen değer kazandı. Yurt dışı tarafta ABD ile Meksika arasında mutabakat sağlanan ticaret görüşmeleri sonrası diğer bölgelerin ABD ile olan ticari sorunlarının çözülüp çözülemeyeceği konusu hafta boyunca tartışıldı. Dünya ticareti açısından daha önemli olan ABD ile Çin arasındaki ticaret müzakerelerinde henüz bir sonuca ulaşılamaması ve ABD Yönetimi’nden gelen olumsuz söylemler ise Çin Yuanı’nı, ABD Doları karşısında yeniden baskılamaya başlarken; emtialar tarafında da tedirginliğe neden oldu. Güvenli liman arayışları ile zaman zaman Dolar varlıklarına talep gelirken, FED Başkanı Powell’ın Jackson Hole Sempozyumundaki söylemlerinin de etkisiyle gerileyen Dolar Endeksi’ndeki düşüşleri sınırladı. Diğer yandan, Euro Bölgesi’nin sorunlu ekonomilerinden İtalya’nın mülteci krizi üzerinden yaptığı tehdit Almanya’dan olumlu karşılık bulmasına rağmen; ülkenin, Avrupa Merkez Bankası(ECB)’ndan gerekirse yeni bir QE(Parasal Genişleme) tarzı bir tahvil alım programı isteyebileceği yönündeki spekülasyonlar ve ülkenin mali sorunları ise değerlenen “Euro”yu kısmen baskıladı. Haberin ülkenin Başbakan Yardımcısı Di Maio tarafından yalanlanması ile yeniden pozitif fiyatlamalar oluştu. Benzer bir durum Pound varlıklarında yaşanırken, AB ile İngiltere arasındaki Brexit görüşmelerinde anlaşma sağlanamayacağına yönelik spekülasyonlar AB Brexit Başmüzakerecisi Barnier tarafından yalanlandı. Barnier’in: AB’nin, İngiltere’ye benzeri görülmemiş bir ortaklık sunmaya hazırlandığı yönündeki açıklaması ve İngiltere Brexit Bakanı Raab’ın Ekim veya Kasım aylarında olumlu bir sonuç çıkabileceğini söylemesi ile Pound değer kazandı. İran Nükleer Anlaşması ve Kuzey Kore gibi meselelere dair özellikle ABD tarafının kışkırtıcı açıklamaları dikkat çekerken, Suriye ekseninde yeniden baş gösteren jeopolitik riskler de piyasa açısından takip edildi. Ayrıca; Arjantin, Türkiye, Çin, Brezilya ve Güney Afrika gibi önemli gelişmekte olan ülkelerin lokal sorunları ve bunların olası etkileri de majör merkez bankalarının politikaları açısından hafta boyunca izlendi.
Bu hafta yine, gerek yurt içi tarafta gerekse yurt dışı tarafta küresel ve lokal haber akışları kaynaklı fiyatlamalar takip edilecek. Ekonomik veri olarak ise; yurt içi tarafta açıklanacak olan Ağustos ayı Enflasyon verileri TL kurları açısından oldukça kritik olacak. Yurt dışı taraftan ise; PMI datalarının yanı sıra, Euro Bölgesi’nin 2.Çeyrek Büyüme rakamları, Çin’in Ağustos ayı Ticaret Dengesi, Avustralya Merkez Bankası’nın faiz kararı ve ABD’den Tarım Dışı İstihdam, Ortalama Saatlik Kazançlar ve İşsizlik Oranı’ndan oluşan önemli iş istatistikleri i açıklanacak.
Hafta başında FED Başkanı Jerome Powell’ın güvercin açıklamaları ile başlayan satış dalgası ABD’nin, NAFTA görüşmelerinde, Meksika ile ilerleme kaydetmesiyle birlikte daha da fazla artış gösterdi. Özellikle Amerika ve Meksika arasında yapılan bu ön anlaşma sonrası piyasadaki risk iştahının tekrardan geri gelmesi parite tarafında da yukarı yönlü ataklara neden oldu. Ancak hafta ortalarına doğru Başkan Trump, ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve ABD Ticaret Sekreteri Wilburr Ross’un, Çin ile görüşmek için doğru zamanda olmadıklarına ilişkin söylemleri piyasadaki risk iştahını tekrardan azaltırken Dolar varlıkları üzerinde de etkili oldu. Özellikle ABD Başkanı Trump’ın, önümüzdeki hafta başından itibaren 200 Milyar Dolarlık Çin ürününe gümrük vergisi getirecek düzenlemeyi devreye alabileceklerini belirtmesi iki ülke arasındaki ticari gerilimleri tekrardan artırabilecek düzeydeydi. Hafta başında İtalya’nın, Avrupa Merkez Bankası’ndan, yeni tahvil alımları isteyebileceğine yönelik gelen haber akışları ile birlikte baskı altında kalan Euro varlıkları ise İtalya Başbakan Yardımcısı Di Maio’nun haberi yalanlamasıyla kısmen toparlandı. Ayrıca yine hafta içerisinde Türk lirasındaki krizin Euro üzerindeki etkileri, İtalya’da yaşanan bütçe ve borç stoku tartışmaları ve mülteci sorunu gibi gelişmeler parite üzerinde dalgalanmalara neden oldu. Bu hafta ise yine İtalya ve İspanya gibi ekonomik olarak sorunlu ülkelerin durumu, TL’deki krizin Euro Bölgesi ekonomisine etkileri ve ticaret savaşları gündemimizde olmaya devam edecek. Ekonomik takvimde ise iki bölgeden gelecek PMI rakamlarının yanı sıra ABD İş İstatistikleri Bürosu tarafından gelecek İstihdam verileri ve Euro Bölgesi büyüme rakamları önemli olacaktır. Teknik olarak baktığımızda; son iki haftada oluşan kısa vadeli yükselen kanalı kıran paritede aşağı yönlü hareketlerin devamında 1.1610 seviyesi kritik olacak. Buranın da kalıcılıkla geçilmesi halinde 1.1580, 1.1560 ve 1.1530 destek noktaları takip edilebilir. Paritede yukarı yönlü ataklarda ise izlenebilecek direnç seviyeleri 1.1655, 1.1685 ve 1.1710’da bulunmakta.
ABD ile Türkiye arasında “Papaz Brunson” üzerinden başlayan ve yaptırımlar boyutuna gelen krize dair gelişmeler geçtiğimiz hafta boyunca dikkatli bir şekilde takip edildi. ABD tarafının Türkiye’deki temasları sonucunda herhangi bir uzlaşı çıkmazken, görüşmeler arka planda devam etti. Öte yandan, uluslararası kurumlardan gelen olumsuz söylemler ve açıklanan zayıf veriler; önümüzdeki hafta açıklanacak olan enflasyon rakamlarına dair beklentilerle birlikte TL’deki tedirginliği devam ettirdi. Salı akşamı uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ‘in Türkiye’de faaliyet gösteren 18 banka ve 2 finansal kuruluşun kredi notlarını indirmesinin etkilerini kur tarafında Çarşamba günü hissettik. Bununla birlikte; TCMB’nin, 13 Ağustos itibariyle sınırsız olarak belirlediği bankalara yönelik likidite desteğini bu tarihten önceki seviyelerin iki misline çıkardığını açıklaması da TL tarafında yine olumsuz fiyatlamalara neden oldu. Almanya’nın, Türkiye’ye mali yardımda bulunacağı konusundaki spekülasyonlar konusunda Alman Hükümetinden gelen nötr açıklamalar da Türkiye’nin CDS priminin 500 seviyesinin üzerine çıkmasını tetiklerken, başta Arjantin olmak üzere diğer gelişmekte olan ülkelerdeki lokal sorunlarla birlikte TL varlıklarındaki baskılanmayı derinleştirdi. Cuma günü ise TL vadeli mevduatlara uygulanan vergilerin düşürülerek buna karşın döviz vadeli mevduatların vergilerinin yükseltilmesi ile değer kayıpları kısmen törpülendi. Bu hafta yine ABD ve Türkiye arasındaki kriz başta olmak üzere önemli haber akışları takip edilecek. Hükümet yetkilileri ile BDDK, SPK ve TCMB gibi kurumlardan gelebilecek olası sinyaller de önemli olacak. Kritik ekonomik veriler olarak ise; Türkiye’den enflasyon dataları, ABD’den Tarım Dışı İstihdam, Ortalama Saatlik Kazançlar ve İşsizlik Oranı verileri izlenecek. Teknik olarak kur tarafına baktığımızda; 6.5000 üzerinde oluşacak yukarı yönlü ataklarda 6.5740, 6.6130 ve 6.6400 seviyeleri takibe alınabilir. 6.5000 altında kalıcılıkta görülebilecek geri çekilmelerde ise 6.4100, 6.3630 ve 6.2760 destek noktaları izlenebilir.
Anlaşmasız Brexit senaryolarına ilişkin tartışmaların devam etmesi ile birlikte baskı altında kalan Sterlin varlıkları, geçtiğimiz hafta ortalarında Avrupa Birliği Baş Müzakerecisi Michael Barnier’ın, ‘’ Avrupa Birliği İngiltere’ye benzeri görülmemiş bir ortaklık sunmaya hazırlanıyor’’ şeklinde yaptığı açıklamalar sonrası yukarı yönlü sert ataklar gerçekleştirdi. Ancak hafta kapanışında merakla beklenen Barnier ile İngiltere Brexit Bakanı Dominic Raab görüşmesinden tam olarak istenen açıklamaların gelmemesi kafa karışıklığına neden olurken Sterlin’in yukarı yönlü ataklarını sınırladı. Açıklamalara baktığımızda Raab: önemli bir ilerleme kaydettiklerini ancak hala daha yapılacak işlerinin olduğunu söyledi. Barnier ise konuya daha ılımlı yaklaşarak son anlaşma tarihinin Kasım ayında olduğunu ve Ekim ayı boyunca düzenli bir Brexit çekilme konusunda umutlu olduğunu belirtti. ABD tarafında ise hafta sonlarına doğru Avrupa Birliği ve Çin ile tekrardan ticaret gerilimlerin artması hafta boyunca gerek FED Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole Sempozyumundaki güvercin tavırlarıyla gerekse NAFTA müzakerelerinde Meksika ile anlaşmaya varmasıyla baskı altında kalan Dolar varlıklarını rahatlattı. Bu haftada yine Brexit konusu ve ticari müzakereler parite volatilitesinde etkili olacaktır. Ekonomik takvimde ise ABD’den gelecek Tarım Dışı İstihdam, Ortalama Saatlik Kazançları ve İşsizlik Oranı verilerinin yanı sıra iki ülkeden gelecek PMI verileri takip edilecek. Teknik olarak 1.3040’ın geçilememesi ile birlikte geri çekilmeler görmekteyiz. Satış yönlü hareketlerin devamında izleyeceğimiz destek noktaları 1.2915, 1.2900 ve 1.2860’da bulunmakta. Şuan için 1.2940 direnç seviyesine yakın olan parite de yukarı yönlü hareketlerde yeniden 1.3040 seviyesi önemli olacak olup, buranın geçilebilmesi halinde Sterlin lehine işlemler ivme kazanabilir.
İran’a uygulanacak ABD yaptırımları öncesi pek çok uluslararası kurum ülkeyle olan ilişkilerini askıya alırken, Petrol ihracatlarındaki azalışlarda korkutucu boyutlara ulaştı. Eylül ayı için ülkenin emtia arzı günlük 1 Milyon 500 bin varil olacağı tahmin edilirken, ülkenin emtia ihracatının 3’te 1 oranında düşmesi beklenmekte. Bu durumdan bunalan Tahran’dan ise peşi sıra açıklamalar gelirken, son olarak İran Genel Kurmay Başkanı Mohammad Bagheri: İran Petrolü’nün Hürmüz Boğazı’ndan geçişine izin verilmemesi durumunda, bölgede hiçbir ülkenin Petrol sevkiyatında bulunamayacağı tehdidinde bulundu. Diğer yandan hafta içi konferans görüşmesi yapan OPEC ve OPEC dışı Petrol üretici ülkeler, planlanan arz artışının üye ülkeler arasında nasıl paylaştıracağını tartışmak üzere 22 Eylül’deki OPEC toplantısı öncesi 11 Nisan’da yeni bir toplantı yapmaya karar verdi. OPEC uyum raporlarında ise Haziran ayındaki %120 seviyesi, Temmuz ayı için %109 olarak açıklandı. Özellikle Libya’daki üretimin tekrardan işler hale gelmesi ve Irak’ta artış yaşayarak rekor kıran güney ihracatlarını OPEC’teki üretimi yükselten ana sebepler olarak karşımıza çıkmakta. Veri tarafına baktığımızda ise Amerikan Petrol Enstitüsü (API) Haftalık Ham Petrol Stokları 38 Bin varil artış gerçekleştirirken, Enerji Bilgi Yönetimi (EIA) Haftalık Ham Petrol Stokları verisi ise 2 Milyon 566 Bin varil eksi vererek hafta içinde oluşan yukarı yönlü fiyatlamaları destekledi. Yine EIA tarafından paylaşılan ABD üretim rakamları ise geçtiğimiz hafta ile aynı kalarak günlük 11 Milyon varil seviyesini korudu. Haftanın son işlem günü açıklanan Baker Hughes Sondaj Kuyu Sayısı ise 2 kuyuluk artışla 862 rakamına revize edildi. Üst üste ikinci haftayı da alıcılı kapattığımız Brent Petrol, 7 haftalık fiyatlamaların zirvesinde. Cuma günü ABD ve Kanada arasındaki NAFTA görüşmelerinin sonuçsuz kalması ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik toplamda 200 Milyar Dolar’lık ürün grubuna ek gümrük vergisi getireceğini belirtmesi ticaret kaygılarını arttırırken, emtiaya duyulacak talebin azalacağı beklentilerini doğurarak fiyatlamaları baskıladı. Bu hafta ise başta ticaret savaşları ve İran nükleer anlaşması cephesinden gelebilecek haber akışları takip edileceği gibi önemli Petrol üretici ülkelerden gelebilecek açıklamalarda fiyatlamalara etki edebilir. Veri kısmında ise her hafta olduğu gibi Haftalık API ve EIA Stokları, Baker Hughes Sondaj Kuyu Sayısı ve ABD Haftalık Üretim dataları vardır. Teknik olarak baktığımızda ise satıcılı seyrin devamında 76.90, 76.20 ve 75.75 destekleri bulunmakta. Olası alıcılı seyirde ise 77.90, 78.50 ve 78.95 dirençleri izlenebilir.
Bir süredir gündemimize taşınan ABD, Meksika ve Kanada arasında yenilenen Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) görüşmeleri geçtiğimiz hafta itibari ile son buldu. ABD ve Meksika müzakereler kapsamında mutabakata vardığını açıklarken, anlaşmadaki durumu tartışılan Kanada ise NAFTA kapsamı dışında kaldı. ABD Başkanı Donald Trump: Kanada’yı artık alışkanlık haline getirdiği gümrük tarifeleri ile tehdit ederken, NAFTA’nın iki ülke arasındaki bir anlaşma olacağını belirtti. Diğer yandan ABD ve Çin arasında herhangi bir ilerleme kat edilemeyen ticaret görüşmeleri, Başkan Trump’ın bu sefer Çin’i tehdit etmesi ile tekrardan kopma noktasına geldi. ABD’nin 200 Milyar Dolar değerindeki Çin mallarına yeni gümrük tarifeleri getirmesi beklenirken, artan ticaret gerilimleri ise Ons Altın’ı geçtiğimiz hafta satıcılı seyre sürükleyen en büyük etmendi. Özellikle ticaret savaşlarının Çin’in ekonomisi üzerinde yarattığı tahribatlar, dünyanın en çok ithal eden ülkesinde oluşabilecek bir talep eksikliği endişeleri de yaratırken, Bir süredir Çin Yuan’ı lehine görülen fiyatlamalar geçtiğimiz hafta terse dönmüş, emtia ile aralarındaki korelasyon ötürü de değerli metali de aşağı yönlü baskılamıştı. Bu hafta ise başta ticaret savaşları cephesinden gelebilecek haber akışları önemli olacağı gibi gelişmekte olan ülke ekonomileri de ayrıca takip edilecektir. Bununla birlikte hafta içerisinde açıklanacak olan ABD’den Tarım Dışı İstihdam, İşsizlik Oranı ve Ortalama Saatlik Kazançlar, Çin tarafında ise Ağustos ayı Ticaret Dengesi fiyatlamalara etki edebilir. Son olarak tahvil getirileri ve Yuan yönlü fiyatlamalarda gündemimizde olacaktır. Teknik olarak baktığımızda ise satıcılı seyrin devamında 1197, 1190 ve 1180 destekleri bulunmakta. Yukarı yönlü ataklarda ise 1205, 1212 ve 1216 dirençleri izlenebilir.
