XTB - Haftanın ekonomik takvimi
Türkiye tarafında açıklanacak Temmuz ayı “reel sektör güven endeksi” ile haftaya başlıyoruz. İmalat sanayi üst düzey yöneticilerinin içinde bulunulan ayın 1-15 tarihleri arasında mevcut duruma ilişkin görüşlerini ve geleceğe yönelik beklentilerini içeren anket geçtiğimiz haftayı içermediğinden önceki aya yakın seviyede “104,3” gerçekleşebilir. Ağustos ayı beklenti anketi 15 Temmuz’dan sonra imalat sanayi yöneticilerinin görüşlerini de içereceğinden daha önemli görünüyor. Aynı gün açıklanacak Temmuz ayı “kapasite kullanım oranını” ise önceki aya göre (%76,1) artış gösterebilir.
Yurt dışına dönünce Pazartesi günü Temmuz “Almanya IFO” iş dünyası anketinin 107,6 olarak önceki aya (108,7) göre hafif gerilemesi bekleniyor. Salı günü Amerika CB/Conference Board tüketici güveni (beklenti 95.5) açıklanacak. Aynı gün açıklanacak Haziran ayı “yeni ev satışlarında” ise aylık %1,6 artış tahmin ediliyor. Avustralya’da önceki çeyrek eksi %0,2 olan “tüketici enflasyonunun”ikinci çeyrekte %0,4 artması beklenirken, yıllık bazda gerçekleşme %1,1 olabilir. Çarşamba günü Amerika’da dayanıklı tüketim malları siparişlerinde önceki aya göre iyileşmeye rağmen “eksi %1,0” daralma bekleniyor. Hafta ortasında yapılacak Amerikan Merkez Bankası (FED) toplantısında politika faizinde değişiklik beklenmiyor ancak resmi açıklamalar piyasaya yön verebilir.
Haftayı Amerika ikinci çeyrek “büyüme rakamı” ve “Japon Merkez Bankası” (BoJ) toplantısı ile kapatıyor olacağız. Amerika ekonomisinin ikinci çeyrekte %2,6 büyümesi kişisel tüketim harcamalarının ise %4,1 artması bekleniyor. İlk çeyrek zayıf büyüme (%1,1) ardından gayri safi yurt içi hasılada istenilen artışın gerçekleşmesi “dolar pozitif” olarak algılanır. Japon Merkez Bankası (BoJ) toplantısına gelince, hükümetin teşvik paketi öncesinde banka eksi %0,10 politika faizini 0,15’e çekebilir bekleyişi var.
Dışarıda Amerika ve Japonya Merkez Bankası toplantıları ile “ekonomik takvim” yoğun görünüyor. Ancak küresel piyasalar Brexit sonrası yaşanan dalgalanmadan yorulmuş olsa gerek ürün bazında çok sert hareketlere şahit olmuyoruz. Bu hafta da özelikle FED sonrası açıklamalarından bir sürpriz çıkmaz ve Japonya politika faizini aynı seviyede tutar ise sakin seyrin devamı beklenebilir. “Brexit yorgunluğu” ve “yaz rehaveti” piyasaların üzerine çöktü bant içi hareketler yerini kırılmalara bırakmakta zorlanıyor.
Türk sermaye piyasalarına gelince bu hafta dengelenme yaşanabilir ve yukarı yönlü tepkiler yaşanabilir. Ancak 05 Ağustos tarihinde açıklanacak Moody’s kararına kadar yaşanacak iyimserlik sınırlı kalabilir.
Türk hisse senedi piyasasında değerlemeler 2009 senesinde yaşanan resesyondan sonra ilk kez bu derece geriledi. Başarısız darbe girişimi, üç ay süre ile olağanüstü hal ilan edilmesi kredi derecelendirme kuruluşlarının olumsuz açıklamaları BIST100 endeksinin kar tahminlerine dayanan ortalama değerlemesi son yedi senenin en düşük seviyesine geriledi. Bloomberg anketine göre 2015’de %4 büyüyen Türkiye ekonomisi 2016 senesinde %3,5 büyüme rakamı ile yetinmek zorunda kalabilir. Bu noktada hükümetin reel sektörü destekleyen teşvik paketleri ve mali sektör aracılığı ile düşük kredi faiz oranları ile yatırımlarının artırılması gibi çabalar pozitif algılanır.
16 Ağustos tarihinde Moody’s Türkiye’nin görünümü yatırım yapılabilir seviyeye kredi notunu Baa3 seviyesine yükseltmişti. Not artırım kararının geldiği tarihten bu yana önceki 38 aylık döneme göre Türk Lirası nerede ise iki katı değer kaybetti. 17 banka ve 8 şirketi olası not indirimi için izlemeye alan kurum reformların ötelenmesi ve zayıf ekonomik büyüme beklentisini sebep olarak gösteriyor.
Ayrıca kamu ve özel sektörün yurt dışı borçlanma ihtiyacı bu dönemde kırılganlığı artırıyor. Türkiye’nin yatırımcının güvenini tekrar kazandığı koşullarda not indirimi alternatif olmaktan çıkabilir. Bu tabloda hükümetin gözle görülür çabaları var. Geçmiş dönem Türk Lirası’nın hareketine bakıldığında kredi kuruluşları değerlemesinin para biriminin hareketinde tek başına belirleyici olmadığını söyleyebiliriz.
Bu hafta içeride Türk Lirası ve piyasaların gelişmeleri daha makul fiyatlamalar ile takip edeceğini ve Dolar/TL’sının 20 Temmuz düşük seviyesi 3,01’e doğru çekilebileceğini düşünüyoruz. Çarşamba günü FED toplantısı sonrasında küresel piyasalarda Dolar’ın yönü de içerideki hareketliliğe yön verecektir.