Uzun süredir ifade ettiğim üzere, dünya ekonomisinde yaşananlar görünenin çok ötesinde ve dünya ciddi bir krize doğru sürükleniyor.
Bunun birçok sinyali var. Ama sürekli önümüze konan veri bombardımanı, yoğun haber akışları gerçek fotoğrafı ve büyük krizin ne kadar yakın olduğunu görmemizi engelliyor.
Dünya borçlu, merkez bankalarının bilançoları küçültülemeyecek kadar büyük.
Kendi krizini doğuran bir sistem var. Sonra bu krizleri çözmek için yine krizi yaratan kısır döngü devreye giriyor ve para basarak sorunlar halının altına süpürülüyor. Sadece merkez bankaları değil, bankacılık sisteminin krediler yoluyla yarattığı para arzı inanılmaz bir ‘değersiz para sendromu’na doğru sürüklüyor dünyayı.
Dünyanın ürettiği ekonomik değer 10 birim ise borç 33 birim. Elbette ki bu öyle geçiştirilecek bir konu değil. Çünkü hem üretilen mal ve hizmetlerin hem de borcun bir parasal karşılığı var. Borç bedava verilmiyor, bunun bir faiz var. Dolayısıyla ekonomi büyürken üretilen reel ekonomik değer yeterli olmadığı için borçların da döndürülmesi adına ilave para basılıyor. Ve bu sistem böylece sürüp gidiyor.
Diğer bir sorun ve aslında en büyük problem ise türev ürünler. Belirli bir dayanak varlığa bağlı olarak alınıp satılabilen, onlardan türetilmiş varlıklar. Tabi bunların bir cismi yok aslında, kağıt üzerinde. Ve zaman içinde bir sorun olduğu anlaşılana kadar sürekli el değiştiriyor ve talep gördüğü sürece dayanak varlık yerinde dururken burada balonlar oluşuyor.
Sonra bir gün birileri çıkıyor ‘ya bunların değerini aslında bu kadar yüksek olmaması gerekir’ diyor, birden talep düşüyor ve balon patlıyor. Ve enkazında altında bir sürü yatırımcı ve birey kalıyor.
Yani 100 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğü siz örneğin 10 katrilyon dolarlık bir türev piyasa ile ifade eder ve yaşarsanız bir gün birileri çıkar ve kral çıplak der. Tıpkı Hollanda’daki Lale Soğanı çılgınlığı gibi.
Son zamanlarda çok çarpıcı gelişmeler oluyor dünya ekonomisinde ama birçoğu satır aralarında kaybolup gidiyor. Örneğin geçtiğimiz yıldan beri dünyanın birçok büyük, çok uluslu şirketi on binlerce personel çıkardı ve çıkarmaya da devam edeceğini söylüyor. Ekonomiler toparlanacaksa bugünkü merkez bankası politikaları enflasyonu düşürecekse ve sonrasında yeniden bir rahatlama gelecekse bu şirketler neye hazırlık yapıyor?
Bunun yanında ABD’de bankalar batmaya başladı. Bazı bankalar operasyonlarını sonlandırma karar aldı. Bu neyin habercisi?
Bundan önce batan kripto borsaları oldu, bazılarının da yolda olduğu söyleniyor. Bu bize ne anlatmalı?
Merkez bankaları tüm dünyada uzun süredir ve özellikle 2022’nin son çeyreğinden itibaren artan bir hızda fiziki altın ve gümüş stoklarını artırıyor. Acaba mevcut para ve finans sisteminin başına bir şeyler mi gelecek, bu hazırlıklar ne için?
Fed ve Avrupa Merkez bankası sürekli sıkılaşma vurgusu yapıyor ve faiz artırıyor. Ama enflasyon problemi bitmiyor. Acaba yanlış bir politika mı uyguluyorlar ya da bizim gördüğümüzü onlar göremiyor mu? Yoksa görüyorlar da mevcut sistemin değişmesi için olması gereken büyük bir krizin alt yapısını mı hazırlıyorlar? Yani finansal sistemin kökünden değişmesi ve mevcut para sisteminin yerine dijital döneme tam anlamıyla geçilebilmesinin yolu büyük bir kriz ve yıkım çıkarmak mı?
Dünya ekonomisini etkileyen Rusya-Ukrayna savaşı, Çin-Rusya yakınlaşması ve ABD’nin tepkisi, göç politikası, Çin-Taiwan gerilimi, İran’da bir süredir devam eden ve büyüme potansiyeli olan kaynamalar ve benzeri birçok sorun, mesela iklim değişikliği; enerji, gıda arz güvenliği, tedarik problemleri, artan maliyetler dünya refahının önündeki en önemli problemler ve yoksulluğu artıran hususlar da cabası.
Şu sıralar unutulan bir diğer problem de özellikle Çin’deki gayrimenkul piyasası ve hükümet desteği ile ayakta tutulan firmalar. Benzer bir durum dünyanın geri kalanı için de söz konusu.
Dolayısı ile bir sabah uyandığımızda ya da büyük bir batış hikayesi ve arkasından domino etkisi ile krize giren piyasalar ve ekonomiler görebiliriz.
Bu durumda şirketlere ve bireylere düşen, buzdağının görünmeyen yüzünü anlamaya çalışmak olmalı…