Son bir ay içerisinde hem dünyada hem yurt içinde önemli gelişmeler yaşandı. Yurt içinde dolar/TL 13,85 barajını aşarak yükseliş eğilimine başlarken doların artması birçok ürün ve hizmete zam gelmesine neden oldu. Dolayısıyla dolardaki artış enflasyonun yukarı yönlü taşınmasını sağlayacaktır. Yurt dışında ise Rusya - Ukrayna savaşı nedeniyle artan enerji maliyetleri ve gıda fiyatları enflasyonist baskıyı yılsonuna doğru daha da artıracaktır. Bu bağlamda petrol ve doğal gaz fiyatları artarken bazı tarım ürünlerinin ihracatının yasaklanması ile dünya gıda kıtlığına doğru hızla giderken kendi kendine yetmeyen ülkelerde ciddi gıda krizleri görülebilir. Bunun ilk sinyali olarak ise gıda fiyatlarında aşırı zamlar ön plana çıkacaktır. Şu süreçte özellikle Fed kararları sonrası kurdaki yükseliş eğiliminin devam edeceğini de düşündüğümüzde Türkiye’nin ciddi bir enflasyon sarmalına girdiğini ve bunun diğerleriyle benzer olmadığını ve artık 90’lı yıllarda olduğu gibi yüksek kalıcı enflasyona hazır olmamız gerektiğinin uyarısını tekrarlayalım.
Enflasyonda detaylara baktığımızda tarım ürünleri üretici fiyat endeksinde artış sürerken tarımsal girdi endeksinde de artış yaşanmakta. Bu yıl gelen yağışlar bir miktar kuraklığı önleyecektir ancak artan gübre, tohum, mazot ve ilaç fiyatları çiftçinin üretim maliyetini artıracakken gıda fiyatlarında yükseliş kaçınılmaz olacaktır. Toprak Mahsulleri Ofisi bu ay ekmeklik buğday fiyatını %22 artırdı. Anlaşmalı un sanayicilerine satılan ekmeklik buğdayın tonu 2 bin 650 liradan 3 bin 210 liraya çıkarıldı. Bu ya Ramazan ayı içerisinde ya da Ramazan Bayramı'nın hemen ertesinde un ve ekmek fiyatlarına yeni zammın yolda olduğunu göstermekte. Gıda enflasyonu içerisinde önemli bir paya sahip olan ekmek ve un fiyatlarındaki artış sebebiyle gıda enflasyonunda daha da sert yükseliş görülebilir. Bu sabah gelen doğal gaz zamlarının etkisini hesapladığımızda Nisan ayı enflasyonuna katkısı yaklaşık %2,83’lük bir artış yapması yönünde. Yani sadece bu ay değil bir sonraki ayda enflasyon dolu dizgin devam edecektir. Çok konuşulan KDV indirimlerinin enflasyon üzerinde etkisi olmayacaktır. Geçen ay gıda ve elektrik tariflerinde KDV indirimi gerçekleşmiş ama bunların etkisi yok denecek kadar az oldu. Çünkü fiyat artışlarının temel sebeplerini ortadan kaldırmadığınız sürece enflasyon üzerinde yapacağınız makyajlamanın hiçbir etkisinin olmadığını idrak etmek zorundayız.
Türkiye’de Dolar/TL düşmediği sürece enflasyonda düşüş olmayacağı gerçeğini kabullenmemiz gerekmekte. Atacağımız adımları buna göre atmalıyız. Dolar/TL yükselirken ithalatın patlamasına sebep olacağını bunun ihracata olumlu yansımayacağını ve hammadde maliyetlerini yükseltmek suretiyle hayat pahalılığı ve kronik enflasyon getireceği vurgusunu her fırsatta yapmıştık. Ayrıca son dönemde hem konut fiyatlarında hem kira fiyatlarında gördüğümüz artışlar konut enflasyonunu yukarı taşıyor ki şunu unutmamak lazım TÜİK rakamlarına göre son 1 yılda kira artışı %18.3 olarak görülmekte. Ancak TÜFE’nin altında kimsenin kira artışı yapmadığını hatta %50’ye varan kira artışlarını çevremizde görüyoruz. Buda konut kaleminden ciddi bir enflasyonun geleceğini göstermekte.
Mart ayına ilişkin piyasada enflasyon beklentileri aylık bazda %5,77’de oluşurken yıllık beklenti %61,60’ta oluşmakta.
Geçen yılın aynı döneminde en fazla sağlık kaleminin arttığı görülürken düşüş gösteren grup olmamış.
Enflasyonun beklentilerin üzerinde yıllık bazda %65,32 geleceğini tahmin ediyorum.
Enflasyonda gıda, konut ve enerji fiyatlarında artışın devam ederek enflasyonu yukarı çekmeye devam edeceğini düşünüyorum. Enflasyona puansal katkının en fazla olacağı grubun gıda ve ulaştırma olacağını konut grubunun da et katkı sunabileceğini düşünüyorum. Kira fiyatlarındaki artış gecikmeli yansıtılmakta. Eğer burada kira artışının yansıtıldığını izlersek beklentimizin üzerinde bir enflasyonda gerçekleşebilir. Benzin, mazot ve LPG’ye gelen zamların yanında gıda fiyatlarındaki artış yine enflasyonun temel belirleyicileri olacaktır bu ayda.
Piyasa beklentilerimize gelince Fed, Mart ayında faizleri %0.25’ten %0.50’ye çıkartarak faiz artırım döngüsüne başladı. Yıl genelinde kalan 6 toplantıda 25 baz puan artırarak faizleri yılsonunda %2’ye çıkartmasını bekliyoruz. Ancak Bullard, Willams, George gibi üyeler enflasyonist gelişmeler durmaz ise daha fazla faiz artırımının gündeme geleceğini ifade ederken bunlara Başkan Powell da katıldı. Yani Fed yılı %2’nin üzerinde bir faizle kapatması bizim için sürpriz olamayacaktır. Bu durumda ABD 10 yıllıkları da yılı %3-%5 aralığında tamamlayabilir. Bu küresel piyasalarda hem dolar bulamayacağımız hemde maliyetinin oldukça pahalanmasını anlamına geleceğinden gelişmekte olan ülkelerde kur şoku yaratması anlamına gelmekte. Zaten yurtiçinde kur tarafında bir şok yaşarken Haziran-Temmuz sonrası ikinci bir kur şokuyla karşı karşıya kalabiliriz. 2022 yılında yine 2021 yılında olduğu gibi doların hemen hemen tüm para birimlerine karşı değer kazanacağı bir yıl olacağını hatta bu yılın 2021’den daha sert geçeceğini düşünmekteyim.
Fed’in faiz artışı gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına sebep olabileceği gibi yurtdışı borçlanmalarını da sınırlayabilir. BİST100’de seviye takip etmeyi sürdüreceğiz. Kısa vadede 2250 direncine gelmiş durumdayız. 2250 geçilirse yükseliş devam eder. Bu seviye kırılmaz ise sert bir düşüş gelir. Gartley ayı formasyonu çalışacak mı yoksa yeni zirve ile kelebek formasyonuna mı döneceğiz bakacağız. Aşağıda ise kritik destek seviyemiz 2100 olacaktır. Kur tarafında ise doların küresel bazda değer kazanmaya başlaması ve yurtiçinde faizlerin indirilmesinin ardından dolara olan talebin artması kurdaki yükselişlerin devam edeceğine işaret ediyor. Özellikle hem içerde enflasyonun reel faiz getirilerini düşürmesi hem de ABD 10 yıllık tahvil faizinde beklediğimiz yükseliş USD/TRY'de yükselişin henüz bitmediğini bize söylüyor.
USD/TRY
Teknik olarak baktığımızda USD/TRY kısa vadede 13.85 üzerinde kaldığı sürece alış baskısını devam ettirecektir.
Yukarıda 14.85 seviyesinin üzerinde önce 15.65 ve arkasından 16.70 direncine doğru yükseliş yaşanabilir. Aşağıda ise 14.60 seviyesinin altında önce 13.85 ve arkasından 13.25 desteğine kadar düşüşler görülebilir.
BİST100
Teknik olarak baktığımızda BİST100’de kritik bir bölge olan 2250 seviyesine geldik. 2250 kırılması halinde yükselişin devamı görülebilecekken 2250 kırılmaz ise düşüş eğilimi başlayabilir.
Yukarıda 2250 seviyesinin üzerinde önce 2325 ve arkasından 2410 direncine doğru yükseliş yaşanabilir. Aşağıda ise 2074 seviyesinin altında önce 2100 ve arkasından 1990 desteğine kadar düşüşler görülebilir.