Yazar: Şenay Şerefoğlu
Son günlerde yaşanan jeopolitik risk ile lira, birçok para birimi karşısında değer kaybı yaşıyor.
Peki lirada şu anda yaşanan jeopolitik riski bir tarafa bırakarak ülke ekonomisindeki genel görünüme bakalım.
Hiç şüphesiz ki enflasyon en büyük dert lira için ve OVP’de yılsonu %9,5 bekleniyor, ancak TCMB, o kadar iyimser değil ve bir süre daha çift hanenin devam etmesi bekleniyor.
Tarım ve hayvancılıkta çok ciddi sorunlar var. Fındık fiyatları, yumurta fiyatları ve yem fiyatları maliyetin altında, hal böyle olunca çiftçi hem kazanamıyor hem de üretemiyor.
Hayvancılıkta teşvik yapılırken yem fiyatlarında bu denli yükselişler olacağından hiç bahsedilmemişti ve gelir gideri karşılayamıyor.
Dünya’da ilk sırada yer aldığımız fındık üretiminin maliyeti altında alım fiyatı veriliyor. Burada da gelir gideri karşılayamadı.
Çiftçiye mazot indirimi yapılacağı söylenmişti çoookkk zaman önce, lakin hala o indirim yapılmadı. Burada da hesap tutmadı.
Üretici 25 kuruşa mal ettiği yumurtayı 20 kuruşa anca satabiliyor. Kazanç yokken borç oluştu bile.
Tarıma ve hayvancılığa son derece elverişli olan ülkemizde saman ithal ediliyor, çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor.
Üretimin azalması ile fiyatların artması da kaçınılmaz olacak ve az olan üründeki fiyat artarken alımlar da azalacak, haliyle enflasyon düşemeyecek… Döndük mü en başa!
Tarım ve hayvancılıkta bu sorunlar yaşanırken sanayi tarafında da orta ve küçük işletmelerin geliri oldukça düşük ve son rakamların reelde, bu işletmelere katkısının olmadığı görülüyor.
Hali hazırda bu sorunlar varken bir de vergiler artacak 2018 itibariyle…
Türk Lirası’nın küresel gelişmeler karşısında güçlü durabilmesi ve en az hasarla etkilenmesi için ekonomisinin sağlam temellere dayanması gerekiyor.
Bildiğimiz gibi Türkiye inşaattan ziyade tarıma, hayvancılığa ve sanayiye uygun bir ülke ve hem üretim hem de hizmet alanlarına gereken desteğin verildiği konusunda emin miyiz?