Küresel piyasalar yeni haftaya şu başlıkları fiyatlayarak başladı:
- Koronavirüs salgınındaki artış bazı ülkelerin yeniden karantina ve sıkı izolasyon önlemleri almasına neden oldu. ABD başta olmak üzere vaka artışındaki yükseliş 2. dalga endişelerinin de canlı kalmasına neden oluyor, (piyasalar için negatif).
- ABD’de işsizlik maaşı başvurularının son haftada 1 milyon altına gerilemesi ve perakende satışlardaki artış iyimser algıyı artırdı (piyasalar için pozitif), ancak yeni teşvik paketinde anlaşmanın hala sağlanamaması ve Eylül’e ertelenmesi ekonomik toparlanma süresini uzatacağı için piyasalarda memnuniyetsizlikle karşılandı.
- ABD ve Çin arasında ticaret görüşmelerindeki ilk aşama sürecinin şimdilik süresiz ertelenmesi de dolar üzerindeki baskıyı artırdı ve endeks 8 haftanın ardından 9. haftada da düşüş yaşıyor.
Son gelişmeler endekslerdeki yükselişi bozmadı, ancak para birimlerinde ise gelişen ülkelerde düşüş yaşanıyor. TL ise son hafta en çok değer kaybeden gelişen ülke parası olmasının ardından yeni haftaya da rekor kayıpla başladı.
Yurt içi dinamiklere baktığımızda;
- Salgın sonrası artan mali desteklerde tabir yerindeyse kantarın topuzu kaçmış durumda. Ekonomik canlanma ve büyüme destekli strateji konut ve otomotiv fiyatlarında ralli yaratıyor. Talep de yüksek ve konut satışları Temmuz’da rekor kırdı, ancak bu satışlardaki kredi geri ödemelerinin yaratacağı sorunu hesaba katmak gerekiyor.
- Merkezi yönetim bütçesi Temmuz’da 29 milyar 696 milyon TL açık verdi. Temmuz 2019’da 9 milyar 901 milyon TL fazla veren bütçenin Ocak- Temmuz açığı ise 139 milyar 147 milyon TL’ye yükseldi. Böylelikle merkez yıl içi hedefini kullandı, yani yılın kalanında açık artmaya devam edecek.
- Jeopolitik tarafta da tansiyon yüksek. Doğu Akdeniz konusunda tarafların açıklamaları giderek sertleşiyor ve bu da TL’deki baskıyı artırıyor.
Son gelişmelerle negatif ayrışan TL, bugün günün ilk yarısında dolar karşısında 7,3980 ve euro karşısında 8,7690’a gerileyerek rekor düşüş yaşadı. Önceki hafta repo ihalesi açmayarak ek sıkılaştırma adımı atan merkez ise bugün likidite yönetimi kapsamında atılan sıkılaştırma adımları çerçevesinde, 16 Eylül vadeli 10 milyar TL tutarında geleneksel yöntemli repo ihalesi düzenledi. Merkezin bu hafta yapılacak PPK toplantısında faiz artışı yapmaması, ek önlemler alarak sözlü yönlendirmede bulunması bekleniyor. Merkezin faiz artırması durumunda da etkinin orta vadede yeterli olmayacağı görüşündeyiz, çünkü mali politikalardaki bu esneklik sürdükçe faiz artışı ancak günü kurtarabilir. Enflasyon ve cari açıktaki artış, bütçedeki gidişat, kurdaki yükseliş, küresel salgın sürecinin ülkemizde de yüksek seyrini koruması ve her an yeni tedbirlerin tekrar uygulanabileceği bu süreçte ne olursa olsun büyüyelim politikası hiç doğru değil, istikrarlı da olması da çok zor!