Oldukça hareketleri bir haftayı geride bıraktık. Çin verileri, yurtiçi enflasyon, FED üyeleri ve ECB Başkanı Mario Draghi’nin açıklamaları ve ABD TDI verileri ile birlikte finansal piyasalarda hareketliliğin bol olduğu bir haftayı atlatarak yeni haftaya başlamış bulunmaktayız. Tabii bu hafta fiyatlamaların hangi gelişmeler ile şekilleneceğini söyleyebilmek için geçtiğimiz haftayı yorumlamamız gerekiyor.
Piyasanın odağında Çin kaynaklı gelişmeler bulunmaya devam ediyor. Bu bağlamda geçtiğimiz hafta Çin tarafında açıklanan imalat ve hizmet PMI verileri dikkatle takip edildi. İmalat verisi hem beklentilerin hem de 50.0 referans seviyesinin altında kalarak 49.4 olarak açıklandı. Hizmet PMI verisi ise 52.4 ile beklentilerin üzerinde açıklandı. Bu görüntü oldukça normal… Çünkü Çin ekonomik bir dönüşüm gerçekleştiriyor. Yani imalata dayalı ekonomiden iç tüketime dayalı bir ekonomik modele evrilmeye çalışıyor. Dolayısıyla imalat sektöründe daralma yaşanıyor. İç talep kaynaklı hizmet sektörü ise görece daha güçlü bir görüntü çiziyor. Yine de Çin’de yatırımların zayıflama göstermesi iki yönden endişe kaynağı yaratıyor. Bunlardan birisi küresel talebin toparlanacağına yönelik umutların ertelenmesi, bir diğer endişe kaynağı ise Çin ekonomisinde işlerin yolunda gitmediğinin sinyalinin oluşması sonucu Yuan devalüasyonunun devam edeceği ihtimalinin artması... Dolayısıyla geçtiğimiz hafta zayıf gelen imalat PMI verisiyle birlikte piyasalarda bozulma meydana gelmişti. Hafta sonu Çin tarafında FX rezervlerinin açıklandığını da not edelim. Buna göre rezervlerin Ocak sonu itibari ile 3.23 trilyon dolara indiğini görüyoruz. Piyasa beklentisi 3.21 trilyon dolara gerileme yaşanacağı yönündeydi. FX rezervlerinin Mart 2012’den bu yana en düşük seviyeye gerilemesi devalüasyonların devam etme ihtimalini artıran bir unsur olarak karşımıza çıkmakta. Ülke, sermaye kaçışının etkileri dolayısıyla Yuan’ı korumak için 2015 yılının tamamında yarım trilyon dolardan fazla rezerv kaybına uğramıştı. Hafta genelinde Çin piyasalarının maymun yılı olması nedeniyle kapalı olduğunu da hatırlatalım.
İngiltere tarafında da önem derecesi yüksek gelişmeler yaşandı. BOE’nin 2009 yılından buyana %0.5 seviyesinde tuttuğu faiz oranlarında değişikliğe gitmediğini gördük. Aynı şekilde aylık 375 milyar sterlin değerinde varlık alım programında da değişiklik yapılmadı. Bu kararların piyasalar tarafından sürpriz olarak algılanmadığı açık olsa da tek sürpriz olarak nitelendirilecek gelişme BOE’nin faizleri sabit tutma kararının oy birliği ile alınmasıydı. Daha önceki toplantılarda şahin üye McCafferty faiz artırımından yana oy kullanmaktaydı. Fakat geçen haftaki PPK toplantısında güvercin tarafa geçtiğini gözlemledik. Tabii bu durum doğal olarak GBP üzerinde negatif bir etki yarattı.
Geçtiğimiz haftanın en dikkat çekici gelişmeleri ABD tarafında yaşandı. Özellikle dolar endeksinde ( DXY ) görülen küresel piyasalara yön verdi. Tabii bu hareketliliğe neden olan unsurlar olarak Fed üyelerinin yorumları ile ABD dataları sıralanabilir. Haftanın genelinde ilk olarak ABD PMI verileri takip edildi. Bu noktada imalat PMI verisinin 48.2 ile beklentileri hafif aştığını yalnız 50.0 referans seviyesinin üzerine çıkamadığını gözlemledik. Bilindiği üzere 50.0 seviyesinin altın daralmayı işaret ederken bu seviyenin üzeri sektörde genişlemeyi sembolize ediyor. Dolayısıyla açıklanan bu data ile beraber imalat sektörünün üçüncü ayda da üst üste daralma yaşadığını görüyoruz. Yani imalat sektöründe işler yolunda gitmiyor. Hizmet PMI verisinin de beklentileri karşılayamadığını ve beklenenden daha düşük bir hızda genişleme kaydettiğini gördük. Yani hizmet sektöründe de tempo kaybı bulunuyor. ABD ekonomisinin taşıyıcı gücünün hizmet sektörü olduğunu önemle vurgulayalım. Geçtiğimiz hafta ABD tarafında datalar pek tat vermedi ( TDI verisini şimdilik pas geçiyoruz ). Zayıf veriler ile birlikte hem FED Başkan Yardımcısı Stanley Fisher hem de New York FED Başkanı Dudley’in yapmış olduğu açıklamalar ekonominin FED’in Mart ayından ziyade çok daha ileri bir tarihte faiz artırımına el verişliği olduğu yönünde algı yaratında ABD doları küresel ölçekte sert değer kaybına maruz kaldı. Bu sayede DXY 96.50 desteğinin de aşağısını test etti. ABD 10 yıılık devlet tahvilinin faizin 1.90 seviyelerinin de aşağısına sarktı. Özellikle Dudley’in ABD dolarında görülen yükseliş ve zayıf global ekonomik durumunu FED’in Mart ayında dikkate alması gerektiği yönündeki açıklamaları bir hayli dikkat çekiciydi. Tüm bu gelişmelerin yanında tüm gözler geçtiğimiz haftanın en önemli datası olan Ocak ayına ilişkin TDI verisine çevrildi.
Yılın ilk TDI veri setinin açıklanmasının ardından ABD dolarında yukarı yönlü hareketler gözlemledik. Fakat bu etkinin TDI’dan gelmediğini önemle belirtelim. Çünkü Ocak ayına ilişkin TDI verisi 190 bin olan beklentilerin aksine 151 bin şeklinde açıklandı. Fakat iki noktaya dikkat çekmek istiyoruz: birincisi işsizlik oranı ve ikincisi ortalama saatlik kazançlar… İşsizlik oranı Kasım 2007 yılından bu yana görülen en düşük seviyeye geriledi ve %4.9 olarak açıklandı. Hatta iş gücüne katılım oranının %62.6’dan %62.7 seviyesine yükselmesine rağmen… ABD ekonomisi için olumlu bir görüntü olduğu aşikâr. Bunun yanında dikkat çeken bir nokta da ücret artışlar. Beklenti aylık bazda %0.3 artacağı yönünde olsa da ücretler %0.5 oranında artış meydana geldi. Yani hanehalkı gelirlerinde artış var ve bu da önümüzdeki dönemde enflasyon beklentilerini yukarı yönde itebilir. İşte bu yorumlar çerçevesinde hafta boyunca gerileyen ABD doları küresel ölçekte değer kazandı. Bu eğilimin içinde bulunduğumuz haftada da sürebilmesi için ABD kaynaklı gelişmelerden destek alması gerekiyor.
Yurt içerisine odaklandığımızda ise Ocak ayına ilişkin enflasyon verilerini dikkatle takip ettik. Piyasa beklentisi %9.50 olmasına rağmen enflasyon %9.58 oranında gerçekleşti. Aylık enflasyonunda %1.82 seviyesine yükseldiğini not edelim. Fakat bu dataların TL bazlı varlıklar üzerinde keskin bir etkisinin olmadığını belirtmekte fayda var. Hem piyasanın TCMB’den kısa vadede tepki beklememesi sonucu tüm dikkatini yurt dışı kaynaklı gelişmelere yoğunlaştırması hem de enflasyonun Ocak ayında çift hanelere yakın gerçekleşeceğinin daha öncesinden fiyatlamalara dahil edilmesi datanın ardından keskin fiyatlamaları engelledi.
Geçtiğimiz haftanın en önemli olaylarını hatırlamamızın ardından yeni haftada piyasaların takibinde bulunacak olan veriler ve gelişmeleri yorumlayalım:
Pazartesi: Data akışı bakımından gündem maddesi yoğun değil. Bu sakin geçmesini beklediğimiz günde yurt içerisinde Aralık ayına ilişkin sanayi üretimi verisi takip edilecektir. 2015 yılı 4. Çeyrek büyüme verisine yönelik önemli bir öncü gösterge olması dolayısıyla piyasanın takibinde bulunacaktır. Küresel ölçekte ise Euro Bölgesi’ne ilişkin Sentix yatırımcı güveni ve Kanada konut başlangıçları ile inşaat izinleri veri de izlenebilir.
Salı: Almanya sanayi üretimi verisi piyasasını odağında bulunacak. İngiltere tarafında ise Aralık ayına ilişkin ticaret dengesi verisi de takip edilebilir. ABD’de iş imkanları ve personel değişimi verisi de gün içerisinde izlenecek datalar arasında kendine yer buluyor.
Çarşamba: İlk olarak İngiltere’de imalat üretimi verisi takip edilecektir. Fakat günün en önemli gelişmesi FED Başkanı Janet Yellen’in kongrede yapacağı konuşma olacak. Yellen’in faiz politikasına yönelik açıklamalarda bulunması durumunda ABD doları kaynaklı sert hareketlenmelerin görülme ihtimali göz ardı edilmemeli. Bu yüzden Yellen dikkatle takip edilmelidir. Aynı gün içerisinde ABD’de ham petrol stokları verisi de petrol fiyatlarına yönelik piyansın takibinde bulunacaktır.
Perşembe: Yurt içerisinde Aralık ayına ilişkin cari hesap verisi açıklanıyor. Küresel ölçekte ise sadece ABD haftalık işsizlik maaşı başvuruları datası takip edilecek. FED Başkanı Yellen'in bir konuşması daha bulunuyor.
Cuma: Haftanın en hareketli günü olmaya aday. Almanya’da TÜFE ver 2015 yılının 4. Çeyreğine ilişkin büyüme verileri açıklanıyor. Aynı şekilde Euro Bölgesi büyüme oranı ve bunun yanında sanayi üretimi dataları da piyasanın odağında bulunacaktır. Günün en önemli verisi ise ABD’de açıklanacak olan perakende satışlar dataları olacak. Aynı zamanda yine ABD’den gelecek olan ithalat - ihracat fiyat endeksleri ve bunun yanında tüketici güveni verileri de piyasaların odağında bulunacaktır.
EUR/USD Analizi
Haftaya 1.1130 desteğinin hemen üzerinde başlayan paritede gerileme hareketlerinin devam etmesi durumunda il olarak bu desteğin aşağı yönde geçilmesi gerektiğini vurgulayalım. Şayet geçtiğimiz hafta paritenin 1.1240 seviyelerine kadar yükseldiğini gözlemlesek de 1.1220 direncinin üzerinde kalıcılığın sağlanamaması kar satışlarının etkisini arttırmasına neden oldu. Bu sayede 1.1130 desteğine kadar gevşeme yaşandı. Bu seviyenin aşağı yönde geçilmesi ile beraber 1.1100 ve 1.1060 destekleri kısa vadeli hedef seviyeler olarak takip edilebilir. 1.1130 desteğinin üzerinde kalıcılığın gerçekleşmesi durumunda ise 1.1170 ve 1.1220 dirençleri izlenmeye devam edilmelidir. Özellikle 1.1220 direnci yükseliş hareketinin hızlanabilmesi için kısa vadede aşılması gereken en önemli seviye konumunda bulunuyor.
Ons Altın Analizi
Geçtiğimiz hafta ons altın fiyatlarında oldukça sert yükseliş hareketlerine şahit olduk. Bu sayede fiyatların haftayı 1171 seviyesinin de üzerinde kapattığını fakat bu seviye üzerinde kalıcılık sağlayamayarak yeni haftaya kar satışları ile başladığını gözlemlemekteyiz. Böylelikle 1163 desteği takip edilecek ilk seviye konumunda bulunuyor. Şayet 1163 desteğinin de aşağı yönde geçilmesi durumunda ons altın fiyatlarında 1158, 1153 ve 1148 destekleri gün içerisinde kısa vadeli hedef seviyeler olarak izlenebilir. Bunun yanında saatlik grafikleri baz aldığımızda 21 periyotluk üssel ortalama değerinin geçtiği 1163 desteğinin aşağı yönde geçilememesi durumunda ise 1171 direnci takibe devam edilecektir. Bu seviyesinin aşılması ons altın fiyatlarında geçtiğimiz haftadan bu yana gözlemlenen yükseliş hareketinin devam etmesini sağlayabilir ve böylelikle 1183 ile 1192 dirençlerinin test edilme ihtimali yükselebilir.
USD/TRY Analizi
Geçtiğimiz hafta 2.90 seviyelerinin dahi aşağısını test edecek sert gerileme hareketleri görülse de bu seviyelerde kalıcılık sağlanamadı ve 2.9160 seviyesi bir kere daha yukarı yönde geçildi. Bu seviyeyi gün içerisinde önemle takip ediyor. Şayet 2.9160 desteği gün içerisinde aşağı yönde geçilmez ve fiyatlar bu seviyenin üzerinde kalıcılık konusunda başarılı olursa yukarı yönde hareketlilik gözlemlenebilir. Bu sayede 2.9240 ara direnci ile birlikte 2.9300 ve ardından 2.9440 ile 2.9550 seviyeleri hedef olarak izlenecektir. TL tarafında değerlenme hareketinin görülebilmesi durumunda ise ilk olarak 2.9160 desteğinin aşağı yönde geçilmesi beklenmelidir. Bu seviyenin altında saatlik kapanışların görülmesi ile birlikte paritede bir kere daha 2.9050 ve 2.8900 seviyeleri hedef konumuna yerleşebilir.
GBP/USD Analizi
1.4450 seviyesine kadar gerileme görülse de bu seviyelere ulaşması sonrası fiyatlarda yukarı yönde hareketlilik gözleniyor. Bu sayede 1.4500 direncinin de aşıldığını görüyoruz. Fakat yükselişin devam edebilmesi için ilk olarak saatlik grafikleri baz aldığımızda 50 periyotluk üssel ortalamanın geçtiği 1.4520 direncinin aşılması gerektiğini düşünmekteyiz. Şayet bu yönde bir hareketin oluşması durumunda 1.4560 direnci ilk takip edilecek seviye konumunda bulunuyor. Yükseliş hareketinin devam ederek fiyatların gün içerisinde 1.4560 direncini de aşması durumunda 1.4600 ile 1.4600 dirençleri hedef olarak izlenemeye devam edilecektir. Gerileme hareketinin görülmesi durumunda ise 1.4500 ve 1.4450 desteklerine dikkat etmek gerekiyor. Kısa vadede bu seviyelerin aşağı yönde geçilmesi durumunda 1.4400 ve 1.4360 destekleri hedef seviyeler konumuna yerleşecektir.
USD/JPY Analizi
Geçtiğimiz hafta 116.70 seviyelerinin de aşağısını test eden paritenin yukarı yönde hareketlerine hız verdiğini görmekteyiz. Bu sayede 117.30 direncinin de aşıldığını not edelim. Bu seviye üzerinde kalıcılığı kısa vadede yükselişin devamı açısından önemli bulmaktayız. Dolayısıyla 117.30 direncinin aşılması ile beraber 117.75 ile 118.10 seviyelerinin hedef olarak takip edilebileceğini not edelim. Özellikle kısa vadede çanak formasyonunun tamamlanması gereği teknik olarak 118.10 direnci önemlidir. Bunun yanında 117.30 seviyesinin gün içerisinde aşağı yönde geçilmesi durumunda ise gerileme hareketlerinin bir kere daha baş gösterme ihtimali bulunacaktır. Böyle bir durumunda 117.00, 116.70 ve 116.20 destekleri bir kere daha hedef olarak izlenmeye başlanacaktır.
Ham Petrol Analizi
Spot piyasada ham petrol fiyatları yeni haftaya bir miktar toparlanarak başlasa da bu yükselişlerin şimdilik cılız kaldığını not edelim. Bu noktada kısa vadede 33.00 direnci aşılmadan yukarı yönde hareketlerin hız kazanma ihtimali zayıf kalacaktır. Yalnız 33.00 direnci aşılabilirse bu durumda 33.60, 34.50 ve çok daha önem verdiğimiz seviye olan 35.30 direnci hedef konumuna yerleşecektir. Dolayısıyla 33.00 direncini gün içi önemli hedef olarak belirliyor ve bu seviyenin yukarı yönde aşılıp aşılmayacağını izliyor olacağız. Bunun yanında ham petrol fiyatlarının kısa vadede yükselen trend yönünde hareketlerinde bulunduğunu görmekteyiz. Teknik olarak bu trendin desteği 31.40 seviyesine tekabül ediyor. Dolayısıyla gün içerisinde 31.40 ve 30.80 desteklerini takip ediyor olacağız. Şayet 30.80 desteğinin de aşağı yönde geçilmesi durumunda gerilemenin 29.60 seviyelerine kadar sürme ihtimalinin oluşacağını bir kere daha önemle vurgulayalım.