Yıl sonu nedeniyle işlem hacimlerinin giderek zayıfladığı haftada hafta başındaki satış yerini yeniden alımlara bıraktı ve son dönemde artarak devam eden risk iştahı gücünü koruyor. Hafta başında İngiltere’nin virüsün mutasyona uğradığı ve yayılma hızının arttığını açıklaması ile yaşanan satışlar çok kısa sürdü. Aşı şirketlerinin aşının bu olasılıkta dahi etkili olduğunu açıklaması ile yeniden yükselişe geçen piyasalarda teşvik paketi de genel görünümü bozmadı.
Trump, yaklaşık 900 milyar dolarlık teşvik paketinin meblağ ve içerik olarak yetersiz olduğunu belirtti ve onaylamayacağını açıkladı. Yıl bitmeden gerekli düzenlemelerle paketin onaylanacağı beklentisi yüksek olduğu için Trump’ın açıklamaları fiyatlamalarda belirgin bir değişim yaratmadı. Altın bu gelişme ile bir miktar yükselse de 1,900$ altında kalmaya devam ediyor.
Fiyatlamalarda değişkenliğe neden olan bir gelişme olmaması nedeniyle son haftanın da aynı başlıklar üzerinden yatay geçmesi bekleniyor. Ancak bu hafta yurt içinde PPK toplantısı önemli bir gelişme olarak takip ediliyor.
Kur ve cari açıktaki artış nedeniyle Eylül’de yapılan faiz artırımı piyasaların beklemediği ancak olumlu bir hamle oldu. Üzerine enflasyondaki artış ile Ekim’de de bir adım atılması beklenirken merkezin pas geçmesi TL’deki değer kaybını da hızlandırdı. Kasım ayında yapılan değişiklikler sonrası 475 bp faiz artışı yapan merkez, artık sıkı para politikasının pratikte de uygulanacağını ve hatta kredibiliteyi artıracak şeffaflık, anlaşılabilirlik ve doğru iletişimin de ivedikle sağlanacağını belirtti. Para ve kur politikası sunumunda bu konudaki kararlılığın altını çizen Ağbal, gerekirse tüm araçlar kullanılacak diyerek bu ay için de faiz artışı beklentilerini kuvvetlendirdi.
Perşembe günü yapılacak para politikası toplantısında faiz artışına gidilmesine kesin gözüyle bakılırken olasılıklar şöyle:
Beklenen aralık 150-200 bp ve bu aralıktaki faiz artışı büyük oranda fiyatlandı. Faiz artışının yanında 2021’in ilk çeyreğine dair de bu yönde bir kuvvetli ton kullanılması TL varlıklardaki iyimserliğin sürmesini sağlayacaktır.
200 bp üzerinde bir faiz artırımında ise bunu yapma sebebi belirleyici olacak. Enflasyondaki yükselişin ilk çeyrekte de süreceği beklentisine karşın önden yüklemeli bir adım yine TL’yi destekleyebilir, ancak burada da mali politikanın hızı önemli olacak.
Merkez, 100 bp ve altında bir faiz artırımı yaparsa burada da yine neden takip edilecek, Merkez bankası enflasyonda ilk çeyrek için tahmin üzeri bir hareket ön görmüyor ve kontrollü davranıyor algısını yaratabilirse oran düşük olsa dahi sebebinden dolayı TL’deki iyimser görünüm korunabilir.
En zayıf olasılık olan faiz artırımın olmaması ihtimali ise tıpkı Ekim ayındaki gibi bir tepkiye neden olabilir ve sebebine karşın merkezin istikrarlı bir politika sürdüremediği düşüncesiyle tepki alımları yaratabilir.
Biz ilk olasılığı kuvvetli görüyoruz ve bu senaryodaki fiyatlamalarda ise karar sonrası kurda 7,58-7,56 aralığına gerileme yaşanabilir. Ancak kurun gün içi hareketler dışında kapanışlarda 7,63’ü koruması durumunda fiyatlama sonraki günlerde kademeli olarak 7,70’li seviyelere doğru hareket yaşayabilir. Kurda TL pozitif fiyatlama var, ancak 7,70’li seviyelerdeki dengelenmenin kademe olarak 7,50’li seviyeler altına gerilemesinde Ocak ayındaki gelişmeler etkili olacaktır.