Geçtiğimiz haftanın en önemli gündemi olarak TCMB, politika faizini beklentiler doğrultusunda %19 seviyesinde sabit tutarak sıkı parasal duruşunu sürdürdü. Banka ayrıca gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacağı ifadesini metinden çıkararak politika faizinin, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edileceği ifadesini karar metnine ekledi. TCMB'nin şahin duruşa işaret eden bu ifadeyi metinden çıkarması sonrasında dolar /TL'de 8,16 seviyesine varan oranda yükselişi beraberinde getirdi. Ancak haftanın son işlem gününde ABD’de başarılı geçen tahvil ihaleleri sonrasında yüzde 1,52 seviyesine gerileyen on yıllıklar TL tarafında hafif toparlanma hareketi yarattı.
ABD tarafına bakacak olursak, Mart ayında gelen olumlu veriler ekonomik toparlanmaya dair pozitif sinyal verdi. Perakende satışlar verisi aylık bazda beklentilerin oldukça üzerinde %9,8 artarken, sanayi üretimi ise beklentilerin altında aylık %1,4 artış gösterdi. New York Fed imalat Ekim 2017'den beri en yüksek rakam olan 26,30 seviyesine yükselirken, Philadelphia İş Dünyası endeksi ise 50,2 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Ayrıca işsizlik maaşı başvuruları salgın sonrası en düşük rakam olan 576 bin kişiye gerilerken, ABD’de Michigan Tüketici Güveni 1 yılın zirvesine yükseldi. Bu gelişmelerin akabinde zayıf dolar etkisinin artması gelişmekte olan para birimleri üzerindeki baskı unsurlarını azalttı.
Dolar/TL tarafına bakacak olursak, genel senaryoda yükseliş eğiliminin korunması fiyatların 8,18 direnci ile hız kazanımı içerisine girmesine yol açabilir. Bu seviye üzeri kalıcılığın sağlanmasına bağlı olarak yükselişleri 8,30 ve 8,40 direnç seviyesi çerçevesince takip ediyoruz. Ancak olası bir 8,05 seviyesi denemesine bağlı olarak aşağıda 7,95 ve 7,85 destek seviyelerini göz önünde bulundurmakta fayda var.