Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 18 Mart tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında arttırdığı politika faizini bir süredir sabit tuttuyor. Özellikle kur riski kaynaklı son toplantısında dile getirmiş olduğu sıklaştırma vurgusu ile birlikte bir süre daha faiz indirim döngüsüne gidilmeyeceği noktasında beklentileri artırdığını görmüştük. Bu ihtimali arttıran ana unsur olarak ise yüzde 15,64 seviyesinde yer alan cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisinin yüzde 16,30 seviyesine yükseltilmesini gösterebiliriz. Geçtiğimiz hafta yıllık bazda %18,95 olarak açıklanan Türkiye enflasyon oranıyla politika faizi arasında 0,05 puan fark kalması, TCMB'den faiz indirim beklentilerini öteleyen bir diğer unsur olarak da ön plana çıkmıştı. Bu beklentilerin zayıflaması kur tarafında kayda değer geri çekilme potansiyeli yaratırken, geçtiğimiz hafta bu senaryo tamamiyle yön değiştirdi. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüksek faizin yüksek enflasyona neden olacağını iddia etmesi ile faizlerin indirilmesi noktasında çağrıda bulunması sonrasında TL tarafında yaşanan ani kayıplar Dolar/TL’de yükselişlerin hız kazanmasına yol açtı. Böylece faiz indirim ihtimallerinin artması ile yarın gerçekleşecek olan toplantının önemi bir kez daha artmış oldu.
Yarın yapılacak olan PPK toplantısında faiz artırımına gidilmesi beklenmese de sıkı para politikasına devam edileceği mesajı verilmesi ve ilerleyen süreçte faiz artırımı yapılabileceğine yönelik sinyal verilmesi durumunda Türk lirasında kayıpların telafi edildiğini görebiliriz. Ancak daha önce faizlerin arttırılmasıyla TCMB Başkanı değişikliğine gidilmiş olması bu ihtimali bir miktar zayıflatıyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemlerine paralel sıkılaştırma vurgusundan vazgeçilerek daha sakin bir toplantı geçirilmesi durumunda, faiz indirim ihtimalinin güçleneceği gibi TL tarafındaki zayıflığın da tetiklenmesi daha güçlü ihtimaller arasında yer alıyor.
Kurum Beklentileri Karışık
Deutsche Bank, TCMB’den faiz indirim beklentisini revize ederek, Kasım ve Aralık ayında ellişer baz puan faiz indirim beklediğini dile getirdi. Böylece kurum TCMB’ye yönelik yıl sonu faiz beklentisini yüzde 17,0’den yüzde 18,0’e yükseltti.
JP Morgan, TCMB'den faiz indirim beklentisini 4. çeyrekte 3 defa yerine, 2 defa şeklinde aşağı yönlü revize etti.
Societe Generale, TCMB'nin Kasım ayında gerilemesi beklenen enflasyonu avantaja çevirerek, küresel finans piyasalarının da elvermesi durumunda Aralık ayında "tek seferlik" 100 baz puanlık faiz indirimine gidebileceğini belirtti.
Fiyatlamalar Değişir mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz indirim çağrısını destekleyen bir TCMB toplantısı ile karşılaşmamız durumunda TL tarafında oluşan değer kayıpları artarak devam edebilir. Ancak uzun süredir beklemede kalan ve sözlü yönlendirme ile piyasaları destekleyen Merkez Bankasının bu duruşunu koruması ise TL’deki kayıpları dizginleyecektir. Özellikle burada dikkat çekilmesi gereken unsurun artan enflasyon rakamının TCMB’nin faiz indirim döngüsüne başlama ihtimalini zayıflatması olarak gösterilebilir. Burada en önemli ipucu TCMB’nin gelecek dönem parasal genişleme ihtimaline yer verip vermeyeceği olarak takip edilecek. Böylelikle TCMB’nin faizleri sabit bırakarak herhangi bir sinyal vermemesi durumunda TL tarafındaki zayıflık hafif dizginlenebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz indirim çağrısı öncesinde bir süredir devam eden Türk lirası güçlenmesi kurda 8,30 seviyesine varan oranda geri çekilmeyi beraberinde getirmişti. Ancak bu seviyeden dönüş gerçekleştiren kurda TCMB’den gelebilecek olan bir parasal genişleme vurgusuna bağlı olarak yükselişlerin 8,65 seviyesi üzerinde 8,70 ve 8,81 direnç seviyelerini hedeflemesi beklenebilir. Ancak olası bir faiz indirim beklentilerinin zayıflaması ihtimaline bağlı olarak yaşanabilecek çözülmelerde ilk destek 8,60, bu seviye altında ise düşüşleri 8,50 ve 8,40 destek seviyeleri çerçevesince takip ediyoruz.
Türk lirası tarafında yaşanan kısa süreli değer kazanımı kaynaklı 9,85 seviyesine dek geri çekilen euro/TL tekrardan 10,10 seviyesi çevresi hareketliliğini sürdürmeye devam ediyor. Ancak tarım dışı istihdam raporu sonrasında güçlenen dolar etkisi ile euro tarafının kısmi negatif ayrıştığını belirtmek mümkün. Yarınki toplantının seyrine bağlı olarak zayıf TL görüntüsünün korunması durumunda paritede yükselişler 10,15 direnci üzerinde 10,27 ve 10,40 direnç seviyeleri çerçevesince hız kazanımı içerisine girebilir. Ancak olası bir çözülmede 10,15 desteği altı 10,0 ve 9,85 destek seviyelerini göz önünde bulundurmaya devam edelim.
İngiltere tarafında gündem bir miktar sakin iken, istihdam piyasasındaki güçlenme ile birlikte dolar tarafında ani değer kazanımı yaşandı. Bu durum G10 para birimleri üzerinde baskılayıcı olurken, gelişmekte olan ülke para birimlerini üzerinde de etkili olduğunu gördük. Özellikle yarın gerçekleşecek olan toplantıda faiz indirim beklentilerinin güçlenmesi paritede yükseliş eğilimin korunmasına yol açabilir. Böylece paritede 12,0 seviyesi üzeri kapanışların yaşanmasına bağlı olarak yükselişler 12,12 ve 12,26 direnç seviyelerine dek ulaşabilir. Ancak 12,0 seviyesinin geçilememesi durumunda yaşanabilecek çözülmelerde 11,85 ilk destek, bu seviye altında ise 11,70 destek seviyelerini takip ediyoruz.