Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunda yer alan Donbas bölgesine yönelik başlattığı askeri operasyonların başkent Kiev dahil ülkenin diğer şehirlerine yayılması ve bugün gelinen noktada sürecin geniş çaplı bir işgalden sıcak savaşa evrilmesi, yıkıcı bir arz endişesi ile buğday fiyatlarını 2008’den bu yana en yüksek seviyeye taşıdı.
895 dolarlık Eylül 2012 zirvesini Rusya-Ukrayna savaşının ikinci gününde 940 dolar ile yenileyen buğday fiyatları son bir aylık zaman diliminde %23’ün yükseliş kaydederken, anlık olarak 900 dolar seviyelerinde yaklaşık 13 yılın zirvesine yakın konumlanmaya devam etmekte.
Tarihsel süreçte artan nüfus, ekilebilir alanların daralması, dünya genelinde hızlı kentleşme ve sanayileşme, iklim koşulları ve artan gıda talebi pazarı yönlendiren temel faktörler arasında yer alırken 2020 COVID-19 pandemi süreci ile birlikte tedarik zinciri problemleri, işçi ve konteynır kıtlığı, yüksek enerji, paketleme ve nakliye maliyetleri tarımsal emtialar üzerinde yeni bir tehdit oluşturdu.
COVID-19 pandemi dönemi ile son yılların en düşük seviyelerine gerileyen gıda fiyatları Rusya-Ukrayna savaşı öncesinde Fed ve ECB başta olmak üzere merkez bankalarının devasa boyuttaki parasal teşvikleri ve bu süreçte karşımıza çıkan tedarik zinciri problemleri, olumsuz iklim koşulları, arz-talep dengesizlikleri gibi birçok etmen nedeniyle zaten yaklaşık son 10 yılın en yüksek seviyelerinde bulunmaktaydı.
Özellikle gıda ve enerji fiyatlarında yaşanan artış küresel ekonomilerin rekor seviyelerde enflasyon oranlarında itici güç konumunda bulurken Rusya-Ukrayna arasında devam eden bu süreç merkez bankalarının sıkılaşma süreçlerinin yeniden şekillenmesinden küresel emtia akışlarının bozulması gibi bir dizi krizi tetiklemeye devam edebilir. Başta petrol ve doğalgaz olmak üzere küresel emtia akışlarına ve ekonomilere yeni bir tehdit konumuna gelen Rusya-Ukrayna savaşı gıda fiyatları için neden bu kadar önemli?
Dünyanın en büyük buğday ihracatçısı konumunda bulunan iki ülke, Uluslararası Ticaret Merkezinin verilerine göre 2020 yılında dünya buğday arzının yaklaşık %26’sını oluşturdu. Zengin ve verimli toprakları nedeniyle dünyanın tahıl ambarı olarak anılan bu bölge aynı zaman küresel mısır tedarikinin beşte birini, ayçiçeği yağı ve tohumunun yaklaşık %70,0’ini oluşturmakta. Ayrıca Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre Rusya dünyanın en önemli gübre ihracatçısı konumunda. Bu nedenle Rusya’ya yönelik yaptırımların halihazırda rekor seviyelerde bulunan gübre fiyatlarındaki artışı tetiklemesi bile daha yüksek gıda fiyatlarında itici güç rolünü üstlenmeye aday konumda.
Genel olarak özetlemek gerekirse Ukrayna’nın tahıl ticaretinin yaklaşık %80’ini gerçekleştirdiği, Rusya’nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım’da bulunan Azak denizinden Karadeniz’e bağlanan limanlarda tüm ticari faaliyetlerin yasaklanmış olması, Rusya’ya yönelik ağır yaptırım kararlarının art arda gelmeye devam etmesi bu krizin öngörülenin çok daha ötesinde ağır yaralarla sonuçlanmasına yol açabilir.