2008 krizi sonrası toparlanan ancak 2012-2013 yıllarında tekrar daralma bölgesine geçen Avrupa ekonomisinin istikrarlı bir büyüme sağlayamadığı görülüyor. Geçtiğimiz yıldan bu yana zayıf büyümenin yanına eklenen deflasyonist baskı karşısında Avrupa Merkez Bankası daha önce uygulanmayan politikaları uygulamaya başladı. Borç krizinin etkilerini atlatmaya çalışan Avrupa 2015 yılının ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1.2, ikinci çeyreğinde de yıllık bazda yüzde 1.5, üçüncü çeyrekte ise yüzde 1.6 büyüdü.
Ekonomik aktivite ile ilgili toparlanma görülse de imalat ve hizmet sektöründe henüz güçlü bir iyileşme görüldüğünü söyleyemeyiz. Farklı göstergelerden gelen rakamların karışık sinyaller vermesi, büyümenin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Buna istinaden Avrupa Merkez Bankası’nın uygulamaya koyduğu genişlemeci politikanın olumlu katkıları olsa da kalıcı bir etkiden henüz bahsedemiyoruz.
Petrol fiyatları deflasyon riskini devam ettiriyor
Ekonomiyi destelemek ve fiyat istikrarını sağlamak için elindeki imkanları kullanan Avrupa Merkez Bankası mevduat faizlerini yüzde -0.3’e indirip, parasal genişlemeyi uzatarak deflasyon riskini kaldırmaya çalışıyor.
Genişlemeci para politikasına rağmen zayıf iç talep ve düşük petrol fiyatları enflasyon üzerinde aşağı yönlü etki yapıyor.
Enflasyon Eylül’deki 0.1’lik düşüş sonrası sıfırın üzerine geçse de hala sıfıra yakın seviyelerde. Küresel ekonomilerdeki zayıf görünüm ile petrol talebindeki düşüş, 2016 yılında fiyatların düşük seviyelerde kalmasına ve Avrupa’da enflasyonun istenilen seviyelere çıkamamasına neden olabilir.
Mart ayında parasal genişlemeyi gözden geçireceklerini söyleyen Avrupa Merkez Başkanı Draghi eşliğinde, Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme miktarında artışa gitmesini bekleyebiliriz.
Euro Bölgesi’ndeki zayıflıklardan biride yüksek kamu borcu. Özellikle Yunanistan, İtalya, Portekiz ve İrlanda’nın yaşadığı ekonomik krizler bölges ekonomisindeki risklerin başında geliyor.
2014 sonu itibariyle yüzde 95’lerde olan bu oran oldukça yüksek. Ülke bazında baktığımızda ise Yunanistan yüzde 177 ile birinci sırada yer alıyor. İtalya, Portekiz, İrlanda ve Belçika’da yüzde 100’ün üzerinde. Yüksek borçluluk oranları ile bu ülkeler büyüme açısından risk yaratırken, işsizliğin yükselmesine neden oluyor.
İstihdam yaratma konusunda olumsuzluğa neden olan bu durum ile Avrupa’da işsizlik tarihsel ortalamaların üzerinde kalmaya devam ediyor.
Almanya’da yüzde 6.3, Fransa’da yüzde 10.6, İtalya’da yüzde 11.8, İspanya’da yüzde 21.18, Yunanistan’da ise yüzde 24.6 seviyelerinde olan işsizlik iş gücü piyasasında sorunların devam ettiğini gösteriyor.
Bölgenin pozitif ayrışanı Almanya
Bölge ekonomisinin dinamosu olan Almanya, 2008-2009 dönemindeki daralmadan sonra 2011 yılında yüzde 6 ile son 15 yılın en güçlü büyümesini yakalamıştı. 2013 yılının ikinci yarısından sonra ortalama yüzde 1.4 büyüme ile potansiyelinin altında kalsa da iyileşme yönünde sinyaller devam ediyor.
Almanya ekonomisi 2015 yılının ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1.1, ikinci çeyreğinde de yıllık bazda yüzde 1.6, üçüncü çeyrekte ise yıllık bazda yüzde 1.8 büyüdü.
Tasarruflardaki artışın desteği ile Almanya cari dengesinin iyileşmeye devam ettiğini görüyoruz. Cari fazlanın GSYH’ye oranı yüzde 7.6’ya çıkmış durumda. Artmaya devam eden fazlanın yatırımlardaki zayıflığı gösterdiğini, ancak 2016 yılında Avrupa Merkez Bankası’nın genişlemeci politikası ile Almanya ekonomisinin daha olumlu bir büyüme gösterebileceğini söyleyebiliriz.
Fransa’dan zayıf performans
Zayıf büyüme ve yüksek kamu borcu nedeniyle Avrupa kırılganlık gösteren ekonomilerin başında geliyor. Önceki yedi yıllık dönemde yüzde 2.1 büyüyen Fransa ekonomisi 2015 yılının ilk çeyreğinde yüzde 0.9, ikinci çeyreğinde 1.08, üçüncü çeyreğinde ise yüzde 1.1 büyüdü.
Fransa’da bölgede olduğu gibi ekonomik aktivite karışık sinyaller vermeye devam ediyor. İmalat ve Hizmet sektörü genişleme gösterse de henüz kalıcı bir toparlanmadan bahsedemeyiz. Yüksek kamu borcu, deflasyonist riskler ve işsizlik problemi yıl boyunca ekonomik aktiviyeyi olumsuz etkilemeye etti. 2016 yılında genişlemeci önlemlerin etkilerini görmeye başlayabiliriz.
İtalya’da toparlanma sınırlı
2015 yılında sınırlı oranda iyileşme kaydeden İtalya ekonomisinde zayıf görünüm devam ediyor. 2015 yılının ilk çeyreğinde yüzde 0.1 büyüyen İtalya ekonomisi, ikinci çeyrekte yüzde 0.6, üçüncü çeyrekte ise yüzde 0.8 büyüdü. Yüksek kamu borcu nedeni ile Avrupa’nın risk taşıyan ekonomileri arasında olsa da bütçe açığının GSYH’ye oranının son üç yıldır yüzde 3 seviyesinde kalması pozitif bir durum.
2016 yılında genişlemeci para politikasının etkileri görülmeye başlayabilir. Ancak ekonomiye ilişkin kırılganlık devam ediyor.
EURUSD
Parasal genişlemenin başlamasıyla 1.40’larda 1.0460 seviyesine gelen paritede yıl içinde en yüksek 1.17 seviyesi görüldü. Düşüş trendinin direnci konumunda olan 1.10 seviyenin altında düşüş devam edebilir. Bu seviyenin üzerinde göreceğimiz kapanışlar bizi yeniden 1.10-1.15 bandına oturtabilir. Bunun için FED’in faiz artışı yapmaması, AMB’nin ise ek parasal genişlemeye ihtiyaç duymaması gerekiyor. Ana senaryoda düşüş trendinin devam ettiğini 1.08’in altında 1.06’nın önemli destek olduğunu söyleyelim. Bu seviyenin altında kapanışlar bizi bir önce dip 1.0465 ve daha sonra 1.01’e götürebilir.
GİZMEN NALBANTLI
IŞIKFX BAŞANALİST