Bu makale 22.10.2020 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.
Petrol piyasası dört aydır esasen beklemedeydi – koronavirüsün daha iyiye ya da daha kötüye gitmesini, hükümet karantinalarının bitmesini ya da daha katı olmasını ve en önemlisi de küresel ekonominin toparlanmasını veya toparlanmamasını bekliyordu.
Yaklaşan ABD Başkanlık seçimi de piyasanın uğraşmak zorunda olduğu belirsizliği artırıyor.
Şimdi 3 Kasım’a iki haftadan az süre kalmışken kısa vadeli petrol fiyatlarının farklı seçim senaryoları altında nasıl tepki verebileceğine bakalım:
1. Başkan Trump’ın Yeniden Seçilmesi
Başkan Trump seçimi tekrar kazanır ve sonucu 3 Kasım akşamında ya da 4 Kasım sabahında öğrenirsek Trump ekonomik kapatılmalara karşı olup daha az regülasyonu ve daha düşük vergileri desteklediğinden bu, ekonomi için pozitif bir işaret olacak. Ayrıca ilk görev döneminde ekonomik büyüme dönemine başkanlık etmişti.
İkinci bir Trump dönemi yüksek ABD üretimi ve Venezuela ile İran’a yönelik yaptırımlarla birlikte mevcut durumu koruyacaktır ancak bu politikaların, seçimin hemen ardından piyasayı hareketlendirmesi mümkün değil. Bunun yerine Trump’ın zafer haberi, artan talebin piyasaya kısa süre sonra geleceğine işaret edecektir. Yatırımcılar bu haberi, seçimden sonraki haftalarda petrol fiyatları için muhtemelen pozitif bir işaret olarak alacak.
2. Başkan Yardımcısı Biden’in Zaferi
Başkan Yardımcısı Biden, 3 Kasım akşamında veya 4 Kasım sabahında kazanan olarak ilan edilirse bu netlik de ekonomi için kısa vadeli pozitif bir işaret olarak görülecek. Biden’in Başkanlığının ekonomi için ne anlama geleceğini pek bilmesek de Biden zaferi seçim belirsizliğini sonlandıracak ve yatırımcılarla traderları sakinleştirecektir.
Uzun vadede Biden’in başkanlığı, ABD’nin yurtiçi petrol ve benzin üretimini destekleme konusunda daha tereddütlü olmasından dolayı daha yüksek petrol fiyatları anlamına gelebilir. Hem Venezuela ve İran’a yönelik, bu ülkelerden petrol ihracatını azaltan – yine de bitirmeyen – yaptırımları kaldırması da muhtemel. Ancak Kasım’ın ilk iki haftasındaki kısa vadeli sözleşmeleri yönlendirecek şey, Biden’in enerji politikaları değil. Net bir seçim sonucu, fiyatlar üzerinde kısa vadeli pozitif bir etki yapmaya yetecek gibi görünüyor.
3. Belirsiz Galibiyet
Eğer belirli bir muzaffer ilan edilmezse en son 2000 yılında olduğu gibi başkanlık seçimini kimin kazanacağını haftalarca bilemememiz olası.
Bu yıl normalden daha fazla sayıda seçmen yok olarak kayıtlı ve posta yolu ile oy kullanıyor ki bunun da bazı eyaletlerde sayımı günler veya haftalar alabilir. Dahası epey çekişmeli giden yarış ve beklenen usulsüzlük iddiaları nedeniyle ABD, seçim sonucuna ilişkin olası yasal mücadeleler için hazırlanıyor (2000 yılında Florida’da defalarca yapılan yeniden sayım ve yasal zorluklar, seçim sonucunun Kasım sonuna kadar bilinmeyeceği anlamına geliyordu).
Seçim sonucu 4 Kasım sabahından önce bilinmeyen olarak kalırsa belirsizlik finans piyasalarında ciddi volatiliteye yol açabilir. Bu durumda ekonomik problemlere ilişkin korkuların hüküm sürmesi olası.
Seçimin kazananı ile ilgili belirsizliğin, genel ekonomiye yönelik kısa süreli bir negatif etki dışında petrol talebinde düşüşe yol açacak olmasının özel bir nedeni yok ancak sonucu beklemek, finans ve emtia piyasalarında negatif bir etkiye sahip olacak. Piyasalarda bulunan herkes, kâbus gibi bir senaryo konusunda gergin olacak. Bu olasılık hala gerçek.