Bu yılın Haziran ayı kripto para piyasaları tarihinde önemli bir yere sahip olabilir. Zira bu ay yaşanan gelişmeler, kripto sektöründe yeni bir düzenin başlaması adına dikkat çeken mesajlar içeriyor.
Bilindiği gibi ABD, kripto paralar için en büyük pazarlardan biri ve bölgede kripto para sektörüne yönelik düzenleme çalışmalarında kağıt üzerinde önemli bir adım atılmasa da piyasa başta SEC ve CFTC olmak üzere düzenleyici kurumlardan tarafından yakından takip ediliyor. Bunun yanında Dün Powell’ın da sunumunda üzerinde durdurduğu gibi Fed’in de gelecek dönemlerde sabit kripto paralar alanında sektöre müdahil olma ihtimali güçlendi.
Bir aydan kısa bir süre zarfından yaşananlar ABD’nin kripto sektörünü ötelediği yönündeki görüşleri silip sektörün kabuk değiştirmesini hedefleyen yönde aksiyonlar alacağına dair sinyaller verdi.
Hızlıca bir özet geçmek gerekirse bu ayın başında SEC, kripto sektörüne yönelik XRP davasından sonra en sert aksiyonunu aldı ve Binance ve Coinbase’e dava açtı. Endüstrinin en önemli iki borsasına yönelik alınan bu dava kararı, sektöre bomba gibi düştü. SEC, ayrıca bu dava süreci için ABD Adalet Bakanlığı dahil diğer düzenleyici kurumların da desteğini aldı.
SEC’in borsalara yönelik suçlamalarına bakıldığında davaların kazanılması durumunda borsaların ABD’deki faaliyetlerine sekte vuracak ciddi sonuçlar doğurabileceği görülüyor. Öyle ki dava haberinin ardından bu borsalardan ciddi fon çıkışları gözlemlendi. Bu süreç ile ilgili diğer bir ayrıntı ise piyasa değeri yüksek olan altcoin’lerin de dahil olduğu birçok kripto varlığın menkul kıymet olarak görülmesi.
SEC, ilk defa bu denli uzun bir listede altcoin’leri menkul kıymet olarak gördüğünü resmiyete döktü. Aslında kripto piyasalarındaki sert düşüşü tetikleyen, davanın bu boyutu oldu. Bu olumsuz gelişmelerin eşliğinde piyasa genelinde karamsar bir hava oluşurken karmaşanın ortasında BlackRock’ın spot Bitcoin ETF başvurusu görünümün bir anda değiştirdi.
SEC, Bu Sefer Spot Bitcoin ETF'ye Yeşil Işık Yakabilir mi?
SEC’in daha önce 30’un üzerinde spot Bitcoin ETF başvurusunu reddettiği bilinirken ve ABD’de kripto sektörüne yönelik baskı zirveye ulaşmışken BlackRock’ın ETF başvurusu ilk etapta şaşkınlıkla karşılandı. Ancak dünyanın en büyük varlık yönetim şirketinin piyasadaki itibarı düşünüldüğünde böyle bir karar alınmasının altında bir beklenti olduğu düşüncesi ağır basıyor. Ayrıca birçok geleneksel finans şirketi, hızlı şekilde BlackRock’ın adımlarını izleyerek kripto sektörüne yönelik talebi güçlendirdi.
Diğer yandan SEC, kripto şirketlerine yönelik baskısını artırırken Wall Street’in sektöre yönelmesi kripto para endüstrisinde oyuncu değişikliği mi oluyor sorusunu akıllara getiriyor. Elbette Wall Street şirketlerinin kripto sektörüne girmek için SEC’in desteğine ihtiyacı yok gibi düşünülebilir, ancak geleneksel finans şirketlerinin sektörde pazar payı elde etmesi için mevcut şirketlerin ağırlığının azaltılması işleri daha da kolaylaştıracak bir adım olurdu.
Ayrıca kripto piyasasının ana aktörlerinin düzenlenmiş kurumlar olması, SEC’in piyasayı daha rahat kontrol edeceğinden kurum açısından tercih edilebilir bir durum gibi gözüküyor. Zira şimdiye kadar mevcut kripto şirketlerinin düzenleyici boşluğundan dolayı yatırımcıları riske adan faaliyetler yürüttüğü iddia ediliyor.
Bu açıdan bakıldığında piyasanın sadeleştirilmesi ve ABD’de kripto sektörü hakimiyetinin geleneksel finans şirketlerinin eline geçmesi düzenleyicileri memnun edecek bir gelişme olarak kabul edilebilir. Bu da spot Bitcoin ETF onayının verilmesi için zemin oluşmaya başladığı şeklinde yorumlanabilir.
Kripto Piyasalarında Boğa ve Ayı Piyasası Aynı Anda Yaşanabilir mi?
Kripto para piyasaları, kısa tarihinde boğa ve ayı piyasalarının birbirini takip ettiği bir döngü içinde hareket etti. Ancak son gelişmeler, bu döngünün değişmesine yönelik bazı ipuçları barındırıyor. Bilindiği gibi SEC’in diğer önemli bir iddiası altcoin’leri menkul kıymet olarak tanımlamak. Bu iddia, yasal bir zemin bulursa birçok kripto projesinin sektörden silinme ihtimali artacak. İlk etapta oluşacak panik havasıyla artacak satış baskısı çok sayıda altcoin fiyatının sıfırlanmasına neden olabilir.
Diğer yandan SEC, Bitcoin’i menkul kıymet sınıfının dışında tuttu. Bu açıdan bakıldığında Bitcoin ile aynı konsensüs mekanizması olarak iş ispatı modeli kullanan bazı kripto paralar, bu teoriye göre ayakta kalabilir ve sermaye değerlerini hızla artırabilir. Öyle ki bu hafta ABD’de lansmanı yapılan ve Fidelity ile birlikte Citadel Securities ve Charles Schwab gibi dev ABD finans şirketleri tarafından desteklenen yeni kripto para borsası EDX, kurulmaya çalışılan yeni düzenin ilk örneği gibi duruyor.
EDX borsası, Wall Street şirketlerinin bir ürünü olarak Bitcoin ve Ethereum ile birlikte Bitcoin’den forklanan Bitcoin Cash ve Litecoin varlıklarını destekliyor. Burada geçen yıl hisse ispatına geçen Ethereum’a da ayrı bir parantez açmak gerekirse en büyük ikinci kripto para, düzenleyiciler tarafından altcoin piyasasından ayrı tutulan bir varlık olarak lanse ediliyor. Ethereum’un bu noktada piyasa büyüklüğü ve merkezsiz yapısı diğer altcoin’lerden ayrı değerlendirilmesinde önemli bir rol oynuyor.
Sonuç olarak bu ayki gelişmeler önümüzdeki dönemler için altcoin piyasasının zor dönemlerden geçeceği ve bunun yanında sermayenin Bitcoin ve türevlerine doğru kayabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Ancak kripto piyasalarının sadece ABD pazarından ibaret olmadığı ve Blockchain alanında önemli kullanım alanına sahip projelerin de bu süreçte dirençli kalabileceği gerçekleri de göz ardı edilmemeli.
Özetle kripto para piyasalarında Bitcoin hakimiyetinin artabileceğine dair görüş ağır basarken yılın ikinci yarısında Wall Street destekli adımların piyasaları hareketlendirebileceğini görebiliriz.